IIII

261 52 97
                                    

yorumlarinizi siritarak okuyorum

bol bol yorum lutfen












Artık söylemenin vaktiydi.

Gözlerini telaşla etrafta gezdiriyordu beni es geçerek. Diğer eli hâlâ ağzındayken işaret parmağını yaslamıştı ağzına.

Tepki bile alamayınca ensesine baktım, kızarmıştı.

Fikirlerimde haklıydım, o gün gördüğüm kolundaki izin daha devamı vardı ve bunu yaptığı amaç da tam olarak rahatsız edici düşünceleriydi.

"Hadi, uzat. Göreceğim şeylere sadece bu dört duvar, sen ve gözlerim tanıklık edeceğiz."

Henüz bana daha göz ucuyla bile bakmazken ikircimle yavaş bir şekilde havada kalan kolunu bana uzattı. Bende elimi hazırda tutmak amacıyla kaldırdım.

Elini elimle tutup biraz daha indirdim. Bunun üzerine başını daha çok eğdi sanki mümkünmüş gibi. Giydiği bol kapüşonun kolunu sıyıracakken durdum, "Dokunabilir miyim?"

Az öncekinin aksine 'siz bilirsiniz' mimiklerini aldığımda canını acıtmadan sıvamaya başladım. Daha ufak bir yeri sıyırmama rağmen gözüme ilişen taze yarayla kaşlarımı çattım.

Kan, giydiği kahverengi kapüşonlusunun iç kısmına bile bulaşmıştı.

"Bunu ne zaman yaptın?" dedim sıvamaya devam ederken.

"Az.. az önce."

Nasıl fark etmedim? Oldukça profesyoneldi

"Benim yanımda girdikten sonra mı?"

"Evet."

Dediğim gibi. Yalan söylediğinde hissettiği utanç anında yaptırmıştı ona bunu.

Kolunu en son gördüğüm yaraya kadar sıvadığımda nazikçe incelemeye başladım.

Bazı yerler derinken bazılarını tırnağıyla yaptığı ortadaydı. Ayrıca yarası geçmiş fakat kabarıklığı kalan izin üzerindeki kesikler de henüz kabuk tutmamıştı.

"Daha önce farklı şeyler de kullandın sanırım. Baksana sağlam yanın yok Hyun. Neden bu kadar ilerlemesine izin verdin?"

"Rahatlatıyor.."

Bağımlılık yapan, öldüren o rahatlık...

"Peki ya hâlâ kanayan? Onu nasıl yaptın?"

"Onu az önce yaptım, fark ettiğiniz için bakmak istediniz. Eğer daha sonra lavabo izni alıp orada yapsaydım bunlar yaşanmayacaktı." Anksiyetenin ona söylediklerini bana harfiyen söylüyordu benimseyerek.

"Bu bir aletle yapılmış. Ve yanında şuan. Görebilir miyim?"

Sus işareti yaptığı elini yeni fark ettiğinde kolunu aşağıya sallayıp bilekliğinin aşağı inmesini sağladı. Ardından takılı olan şeyleri tutup bana gösterdi. "Ucu keskin. Ama diğeri değil. Sadece birini istediğim keskinliğe getirebildim."

Tanrım, elindeki her şeyi -silgi olsa bile- keskin bir şeye çevirmeyi beceriyordu.

"Sen bunu nasıl keşfettin?"

lethal | minsungWhere stories live. Discover now