̴I̴I̴I̴I̴

215 48 104
                                    

Bu sefer biraz birkac sey var <3

Icimde kalmisti cok fena















Gözlerimi yavaş bir şekilde aralarken yanımda, koltuğa oturmuş beni izleyen kişiye doğrulttum bakışlarımı.

Bu, Yeonjun olabilir miydi?

Güçlükle ve halsizlikle nefes verdim. "Sen.."

Arkasındaki camdan çarpan güneşten dolayı yüzünü göremiyordum fakat saç kesiminden dolayı erkek olduğu ortadaydı.

"Merhaba Jisung. Beni hatırlıyor musun?"

Gözlerimi tam açmazken geri yumdum. "Kimi?"

"Ben psikiyatrist Lee Minho. Sadece Minho diyebilirsin."

Yutkundum, "Eğer canınızı seviyorsanız, uğraşmayın."

"Neden öyle diyorsun? Yük değilsin ki uğraşayım. Sana yardım edeceğim."

Öldür onu da, öldür gitsin. Deli olduğunu düşünüyorlar.

"Gitmek istiyorum," dedim. Ses tonumu ani gelen bir istekle yükselterek bağırdım, "Bir daha söylemeyeceğim!"

"Nereye gitmek istiyorsun?"

"Sevgilimin yanına."

Elimle destek alarak kalkmaya çalıştığım sırada geri düştüm yatağa. Gücüm yetmiyordu.

En kısa sürede buradan kaçmazsam, ya da onları öldürmezsem beni öldüreceklerdi.

Ben ölmezdim, öldürülmezdim insanlar!

"Gücün kalmamış, biraz daha dinlenmelisin."

Gözümü açıp koluma takılı olan seruma baktım. "Kaç saattir buradayım?"

"2 saat geçti sadece. Su ister misin?"

İçine zehir katıp beni öldürecekti, evet öldürecekti.

"Hayır."

"Pekâla. Neler yaşadığını anlatmak ister misin?"

"Size güvenmiyorum," dedim tek çırpıda. "Her şeyimi öğrendikten sonra deli olduğumu düşünüp beni zehirlerseniz ne olacak?"

"Diğerleri gibi değilim. İnan bana. Onlar sana deli diyebilirler ama ben deli olduğunu düşünmüyorum. Arkadaş olalım. Ben sana anlatırım, sen de bana. Ne dersin?"

Bu adam, cidden saf biriydi. Onu öldürmem saniyemi bile almayacakken bitkinlikten kalkamamam canımı sıkıyordu!

Konuşmadan önüme döndüm. Üzerimdeki battaniyeyi biraz daha yukarı çekerken, "Her şeyi en başından hatırlıyor musun," diye sordu.

Her şey.. her şeyim Yeonjun'du. Onu unutmama imkân yoktu.

Tüm okul onun için öldü. Fakat o..

O bana ihanet etti. Benden korktu, gözümün içine baka baka kaçmaya çalıştı!

Ama sen onun kaçmasına izin verecek kadar salak değilsin Jisung~!

Gelen gülme dürtüsüyle önce kıkırdadım. Devam ettirirken bütün hastaneyi inletecek kadar yüksek sesle kahkaha atmaya başladım.

Verdiği zevki anlatamam sana!

İşte böyle. Sen bu'sun. Diğerlerinden daha kurnazsın!

Soluklanarak gülmemi sonlandırdım. Bana iğrenen bakışlarını göndermesi gerekirken gözlerinden merhamet akıyordu.

Çok büyük hata ediyorsun bayım!

lethal | minsungWo Geschichten leben. Entdecke jetzt