RED LIGHTS

~ VİTA EFSANESİ ~

Medya ilk Vitamız💖💋
Herkese iyi okumalar ❤️💝🌷

1143 yılında ;

Ne olduğunu kimse bilmiyordu. Herkes onu dışlıyor, ondan korkuyordu. Mavi ve masum bakan o gözlere bakamıyorlardı. Çünkü o farklıydı. 18 yaşında olmasına rağmen kurdu daha çıkmamış, kokusu olmayan biriydi o. Beomgyu....

Kurtlar 15 yaşına geldiğinde kurtları ortaya çıkar ve kimliği belirlenir. Omega, Alfa ya da Beta dan biri olurdu. Ancak Beomgyu öyle değildi. Onun kokusu ve kurdu yoktu. Kurtlar arasında dışlanıp ezilmişti bu yaşına kadar. Ve hep içine sinip susmuştu.

Halbuki ne kadar güzel biriydi. Siyah saçları omuzlarına değiyordu. Mavi gözleri gökyüzü gibi ışıl ışıldı. Dudakları kalın ve dolgundu. Bebeksi bir teni ve yüzü vardı. Yürüyüşü bile zerafet saçıyordu.

Bir gece dışarıda dolaşırken bir alfa ile karşılaştığında herşey değişti. Alfa ona saldırmaya ve ısırmaya çalışıyordu. Çünkü ne kadar kokusuz ve cinsiyetsiz olsa da çok güzeldi. Ve bu bütün alfa ve betaları ona çekmeye yetiyordu. Beomgyu alfadan kaçmaya çalışıyordu. Uzun mücadeleden sonra alfa yorulan genci öpmek için yeltendiğinde genç yerdeki bir taşla kafasına vurarak ayağa kalkmış ve arkasını dönüp koşmaya başlamıştı. Alfa gencin saçından tutup ağaca kafasını birkaç defa vurarak bayılmasına ve büyük bir hasar almasına neden olmuştu.

Beomgyu bu olaydan sonra birkaç hafta uyanamamıştı. Herkes umudu kestiği anda gözlerini açmıştı. Rüyasında kurduyla tanışmış ve bağ kurmuştu. Ama kurdu çok farklıydı. Kocaman ve bembeyaz bi kurttu. Anlattığında ise kimse inanmıyordu.

Ama uyandıktan sonra herşey değişmişti. Artık çok hoş bir kokusu vardı. Hemde yasemin kokusuydu. Ayrıca kokusu o kadar güçlüydü ki o dışarı çıktığı gibi sınırın dışındakiler bile kokusunu alabiliyordu. Omega olduğu düşünülüyordu. Eskiden onunla konuşmayanlar peşinde pervaneydi artık. Sinirlendiğinde ise çok ilginç bir şekilde alfalar dahi bayılma derecesine geliyordu. Bir kahin ile görüştüğünde ise bir Omega değil bambaşka, yeni bir tür olduğunu öğrenmişti Beomgyu. O bir Vita'ydı....

1443 yılında;

Taehyung 16 yaşındaydı. Çilek kokusu çok güçlü bir omegaydı o. Omega olduğunu bir yıl önce keşfetmişti. Kurduyla tanıştığında çok heyecanlıydı. Onun o griye çalan mavi gözleri çok etkileyiciydi. Ayrıca dev gibiydi. Tabii bu dediğine kimse inanmıyordu çünkü daha hiç dönüşmemişti. Kuzeni Jimin bile dönüşmüştü. Hemde kendinden birkaç ay küçüktü.

Taehyung güçlü bir karakterdi. Birçok arkadaşı vardı. Herkes onu severdi. Kaçmaktan çok savaşmayı seçerdi. Ayrıca çok yufka yürekli biriydi o.

Arkadaşları ile sohbet ederlerken babası kucağında yaralı bir çocukla çıkagelmişti. Kimse tanımıyordu bu çocuğu. Çünkü onların klanından değildi. (yanlış hatırlamıyorsam klandı)

Çocuk içlerine karışmış artık onlardan biri olmuştu. Adı Jungkook. O bir alfaydı. Jeon klanının liderinin yeğeniydi. Ancak kendi isteğiyle klandan ayrılmıştı. Nedenini kimse bilmiyordu. Yolda ise saldırıya uğramıştı. O sırada Taehyung'un babası onu kurtarmıştı.

Haftalar geçmişti. Jungkook hoşlandığı çocukla konuşmak için atağa geçip yanına ilerledi. Tam onun yanına oturacakken arkadaşı Çağırmış ve Taehyung onun yanına gitmek için ayağa kalkmıştı. Jungkook aniden gelen cesaretle durdurmak için elini tutmuştu. İkisi göz göze gelmiş, vücutlarında bir ateş yanmıştı. İkisi de gözlerini ayıramıyordu. Bir anda gözleri parlamaya balamıştı. Bunu gören arkadaşları koşarak gelip onları ayırmış ve ne olduğunu sormak istemişti. İstemişti ama soramamıştı. Çünkü ikisi de düşüp bayılmıştı.