Dört

4.3K 736 61
                                    




Leyal'i kırmamak için ertesi gün yanına geldiğimde odasında onunla hediyelerini açmıştık. O kadar mutluydu ki kafamın içindeki karışıklığı bile berrak hale getirecek bir çocuktu.

-"İyi ki geldin. Gelmeyeceksin sandım." Bebeğinin saçlarını tararken bana bakmadan konuşmuştu.

-"Geleceğimi söylemiştim ki."dedim tebessüm edip.

Minik dudaklarını öne doğru uzattı.
-"Dayım da öyle söyledi ama gelmedi. Anneme bağırdı onu duydum."

Ne diyeceğimi bilemezken sadece nefes alıp verebildim. Benim yüzümden olabilir miydi?

-"Bebeğim."

Yade ablanın ne zamandır orada olduğunu bilmiyordum. Sesiyle irkilip oturduğum halının üstünden ayağa kalktım. Benim yerime oturup kızının saçlarını öptü.

-"Biz dayınla şakalaşıyorduk. Sesini yükseltmiş olabilir ama kavga etmedik. Biraz yüksek sesle konuşuyorduk."

Leyal sarı kirpiklerinin altından annesine baktığında inanmış görünüyordu.

-"Dayıma kızmadın mı?"

Yade abla başını salladı.
-"Kızmadım tabiki. Sen şimdi oyna biz Efnan ablanla konuşalım olur mu?"

Birlikte kış bahçesine geçtiğimizde burada durmak istemiyordum. Ancak nezaketen bunu yapıyordum. Her şey ama her şey sürekli yaramı kanatır haldeydi. Artık dayanacak gücüm yoktu.

-"İyi misin?"

Bir an ortamdan soyutlanmış alnımı sıvazlar hale gelmiştim. Dirseğimi yasladığım masadan indirip ellerimi kucağımda birleştirdim.

-"İyiyim."

Dudaklarını birbirine bastırıp sesli şekilde nefesini üfledi.
-"Dün ki karşılaşma için üzgünüm."

-"Hiçbir önemi yok."dedim ve geriye yaslandım. Çok önemliydi. Bir yanıma su serpilirken diğer yanım yanmaktan kül oluyordu.

Oturduğumuz yere gelen patırtı sesinin ardından yükselen çığlık benzeri ağlamaya ayağa fırladık. Aynı anda içeriye koştuğumuzda merdivenin dibinde Leyal olan gücüyle ağlayarak yatıyordu.

'

Üstümüzdeki korku ve şoku atlatamadan can havliyle hastaneye koşmuştuk. Yolda haber verdiğimiz eşi de bize katıldığında daha acilden yeni girmiştik ki Yade abla yere yığılmıştı.

Bir yanda acıdan durmadan ağlayan Leyal diğer yanda yaşadığı stresten bayılan Yade abla derken feleğimiz şaştı diyebilirim.

Gökhan bey, yani Yade ablanın eşi kızına mı yoksa karısına mı koşsun bilemezken ilerleyen dakikalarda yaşadığımız kaos sonlanmıştı.

Fakat aradan geçen bir saate rağmen Leyal hala ağlıyordu. Üstelik ona annesi de eklenmişti.

Mutluluktan gözümde biriken yaşları az önce silmiştim.

Yade abla hamileydi. Şok üstüne şok yaşamıştık.

Diğer yandan ise içimizi parçalayan Leyal vardı. Ağlamaktan kızarmış yüzü ve gözleriyle içini çeke çeke yorgunluktan uyuya kalmıştı.

Merdivenlerden düştüğünde büyük bir talihsizlikle kolu kırılmıştı. Canının yandığına emindim. Minicik bedeniyle kırık ağrısını kaldırmasını beklemiyorduk.

Oturduğum koltukta duyduğum telefon sesiyle kalktım ve aralık kapıdan içeriye girdim. Leyal ve Yade abla yan yana yataklarda dinleniyordu. Yeni oluşan gebeliğin düşme tehlikesi olduğunu söyledikleri için Yade ablanın biraz dinlenmesine karar kılmışlardı. Muhtemelen Leyal'i izlerken uyuya kalmıştı.

EFNANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin