Yedi

4.3K 760 130
                                    


Oturduğum yatakta ayaklarım yere ulaşmıyordu. Aklım beynim karmakarışıktı. Saç diplerimde parmaklarımı gezdirip yerde gözlerimi gezdirdim.

Neredeydi lanet ayakkabılarım?

Kapının açıldığını işitince başımı kaldırıp ellerimi kucağıma bıraktım.

İçeriye giren beden yüzünden soluğum yarıda kalmıştı. Titrek bir nefes alıp ciğerlerimi rahatlattım.

Neden geldi?

Yüzündeki ifade neyin nesiydi? Mimikleri öfkesini yansıtan adam şimdi yüzüme bomboş bakıyordu.

Dudaklarımı ıslatıp başımı eğdim. Çoraplarımla yere basarak yataktan indikten sonra karşımda duran dolap kapaklarını açmaya başladım.

-"Otur."dedi buz gibi bir tonda.

Ellerim duraksadı. Ancak devam ettim.

Nihayetinde bulduğum kısa botlarımın içine ayaklarımı geçirip saçlarımı düzelttim. Herhangi bir şekilde ona bakmaktan kaçınıyordum. Aynı odada yalnız kalmak dahi tansiyonumu oynatıyordu.

Ki az önce yaşadıklarım bedenime yeterince yıkım vermişti.

Geçip gidecekken kolumu tuttu. Bedenim baştan aşağı titredi. Sarsıldım. Bu teması beklemiyordum.

-"Otur dedim."

-"İstemiyorum. Bırakır mısın?" Çatallı çıkan sesim beni rahatsız etti.

Yan çevirdiği bedeniyle dümdüz bir şekilde önünde duruyordum ve başımı çevirmemiştim. Direkt ileriye bakarken soluğuma kadar sallantı hissediyordum.

-"Vermen gereken cevapların var. Sonra istediğin yere git."

Ağrıyan başımı ovalayıp ona doğru döndüm.
-"Benim sana ve ailene verecek bir dakikam bile kalmadı."

Daha fazlası yoktu bende. Sınıra ulaşmıştım. İş falan umrumda değildi. Bu insanların hiçbirinin yüzünü görmek istemiyordum.

Tıpkı ailemi toprağa koyduğum gün ki gibi perişan ve çaresiz hissediyordum.

Başını belli belirsiz sallarken kolumdaki güçlü elinin hissi de kaybolmuştu.
-"Bana en başından anlatabilirdin yapabilirdin gibi gereksiz konuşmayacağım. Ama."
Çenesini sıktığı an tıpkı onun gibi boğazım düğümlendi. Konuşmakta zorlanıyordu.
-"Ama bunu ne ben hak ettim. Ne de sen. Ailem demek istemiyorum...yine de ailem adına özür dilerim."

Neyi geri getirir ki bu özür?

-"Bu bir şeyin telafisi olmaz biliyorum." Eskiden olduğu gibi içimi okuduğunu düşündüm. İçimden acı dolu bir tebessüm ettim.

Şimdi yıllanmış bir evliliğe sahip iki insan olabilirdik. Kader kendi çizgisini daima kendisi çiziyordu.

-"Bu konuşmayı yapmana gerek yok."dedim yutkunup. Göz göze konuşmak bile canımdan can alıyordu. Dizlerimin bağı çözülmüştü.

Ve istemsizce gözlerim doluyordu. Ondan bu hassasiyetimi gizleme gereği duymuyordum. Çünkü kaybım o kadar büyüktü ki ağlamaktan utanamazdım.

-"Ben...benim..."Kendi kendime sinirlenip konuşamayınca ıslak yanaklarımı sertçe sildim.
-"Zor günlerim oldu evet ama sorumlusu sen değilsin. Özür dilemene de gerek yok. Ailemi korumak için yaptım ve onları da kendimi de kaybettim. Birisi açıklama yapacaksa o ben olmalıyım."

EFNANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin