On İki

5.8K 821 119
                                    




Çalışmam ve hayatımı düzene koymam gerekir düşünceleriyle kendime verdiğim gaz bir yere kadardı.

Gece yattığım yatakta hiç sabah olmasını istemedim. Buradan gitmeyi hiç istemedim.

Yine gecenin bir vakti o koltukta yan yana oturup konuşalım istedim. Hatta her gece bunu yapmayı hayal ettim. Ama olmadı. Bazen geçmeyen saatler şimdi istemeyince su gibi akmıştı.

Uykusuz bir sabahta camın önünde dışarısını izliyordum.

Doğru düzgün uyuyamadığım için erken kalkmış eşyalarımı büyük bir üzüntüyle toplamıştım. Kısa süre içerisinde farkında olmadan bağlandığım bu oda ve evle vedalaşmam zor olacaktı. Özellikte üst kattaki adamla.

En azından gidene kadar onu görmeyi dilediğim için saçlarımı toplayarak odadan çıktım. Kahve bahanesi ile eğer ortalıktaysa onu izleyip hafızama kazıyacaktım.

Ufak adımlarla ilerlediğim mutfaktan sesi geliyordu. Telefonda konuşuyordu ve konuştuğu kadın hoparlördeydi.

Kapının kenarında boynumda bir ürperti hissettim.

-"Bu sabah erken gelemez misin yani?"

Sesi tanıdım.

O düğündeki kadındı.

-"İşim var. Öğleden sonraya ertele öğle yemeğinde hallederiz."demişti Devran.

O kadınla sürekli iletişim halinde miydiler?

-"Olur."dedi kadın kelimeyi uzatarak.
-"Arayıp konuşurum ikna ederim. Sonra bir kahve sözünü alırım ama.."dedi eğlendiğini belli eden sesiyle.

Daha fazla kulaklarıma ve kendime işkence etmeyecektim. Ve farklı cümleler duymaya hiç gücüm yoktu. Ne duyacağımdan habersizdim.

Mutfağa adım attığım an kendine sandviç hazırlayan adamla göz göze geldik.

-"İşim var. Haber verirsin."dedi gözleri gözlerimde iken.

-"Günaydın."dedim bilerek konuştum.

Telefondaki ses susmuştu.

Devran gözlerini benden çekerek
-"Günaydın."dediğinde isteksiz geldi.

-"Evde yalnız değilsin sanırım."

-"Haber verirsin dedim Berrak. Hallet ara." Elini peçeteye silip aramayı sonlandırdı.

Herhangi bir mimik oynatmadan arkasından geçtim ve aldığım kupayı makinenin altına koydum.

-"İşin varsa taksi çağırabilirim."diye mırıldandım.

-"Olursa söylerim."

-"Erken söylersen iyi olur."

-"Ne o gitmeye çok meraklısın."diyince kaşlarımı çatıp ona doğru döndüm.

-"Burada mı kalayım? Benimde bir evim var."

Bir şeyler mırıldanmıştı ancak duymamıştım. Kahve hazır olduğunda son saatlerimizi gergin geçirmek istemediğimi fark ettim.

Hayatında ne olursa olsun veya kim olursa olsun bu beni ilgilendirmiyordu. Ben sadece ona bakarak içimdeki hasret yangınını söndürüyordum.

-"Devran." Sesim kedi mırıltısı gibi çıkınca istemsizce kendi kendime tebessüm ettim.

-"Tamam dedik götüreceğiz işte!"

EFNANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin