1-

1K 56 141
                                    

Merhabalar, kurguma hoş geldiniz. Göze batan mantık hataları veya olabilecek küçük pürüzler için şimdiden özür diliyorum, affoluna.

Başladığınız tarihi bırakabilirsiniz..

...

Sabahın erken saatlerinde yüzüme vuran gün ışığı ile gözlerimi zorlukla araladım. Alışık değildim, son birkaç ayını geceleri sızıp öğlelere kadar uyuyan birisi için sabah saatleri eziyet gibiydi.

Başımdaki felaket ağrıyı görmezden gelerek telefonumdan saati kontrol ettim.

07.35

Kaç kez ertelediğimi bilmediğim alarmımı son kez kapatıp yatakta doğrularak oturur pozisyona geçtim.

Babamın yoğun ısrarları nedeniyle, daha doğrusu babamın pek medeni (!) tehditleri ile zoraki bir şekilde şirkete gidecektim. Düşüncesi bile yüzümü ekşitmek için yeterliydi.

Sürüne sürüne girdiğim banyodan kısa bir duş alarak çıktım. Klasik rutin işlerimi de hallettikten sonra hazırlanmak için dolabıma yöneldim.

Her ne kadar gözümde önemsiz bir ortam olsa da babam beni ilk iş günümde tertipli görmek istediğini söylemişti. Bir tişört bir eşofman yeterliydi. Bıkkınlıkla yatağın üstüne fırlattığım giysilere doğru ilerledim.

Bugün tarihe geçmeliydi. Zorla da olsa iş hayatına atılacaktım. Kolay kolay alışabileceğimi sanmıyordum fakat yapabileceğim başka bir şey yoktu. Her sabah şen şakrak gidebileceğim bir mesleğim hiçbir zaman olmayacaktı, o fırsatı kendi ellerimle kaybetmiştim.

Okuldan yana pek yüzümün güldüğü söylenemezdi.
Geçtiğimiz sene mezun olmuş, sınava girmeye tenezzül bile etmemiştim. Emindim ki puanımla değil o çok istediğim Kara Harp, dağda terörist olabilme ihtimalim bile yoktu. Bu yüzden denememiştim.

Küçüklüğümden beri hayranlığını duyduğum bu mesleği layığıyla yerine getirebilmeyi elbet çok isterdim fakat bazen olmayınca olmuyordu işte.

Dün gece ise babamın kaba tabirle, senden bir halt olmaz adlı konuşmasının ardından onunla beraber şirkete gelip oradaki işleri kavramamı, zamanı gelince de işlerin başına geçmemi istediğini söylemişti. Haklıydı, ne de olsa beni okutabilmek adına çok uğraşmıştı fakat bir ışık göremeyeceğini o da anlamış olacak ki, en azından boş gezenin teki olmayayım diye bir işin ucundan tutabilmeyi öğretmek istiyordu.

Hayatımda asla kendi çabalarım ile elde edemeyeceğim bir pozisyon sunulmuştu. Bundan sonrası bana düşen ise sadece denileni yerine getirmekti.

Hızlı bir şekilde hazırlanıp kahvaltı ettiğimde evden aceleyle çıktım. Babama geleceğimi söylediğim saatin üzerinden tamı tamına 1 saat geçmişti. Benden de ne beklenirdi ki? Okul zamanları fazladan bir saat uyuyabilmek için evdeki saatleri geriye almış insandım ben.

Uyku benim için her şeydi. Tabi daha sonra babam bu durumu fark edince sağlam bir fırça çekmişti fakat deliksiz bir uyku her şeye değerdi.

Koşar adım bahçeye doğru adımlayıp arabama bindim. Kontağı çalıştırıp şirketin yolunu tuttum.

Geç kaldığım yetmiyormuş gibi bir de trafik vardı. Sabır dilercesine gözlerimi yumdum. Yavaştan açılmaya başlayan yol ile derin bir nefes alarak şirkete sürdüm.

Acele bir şekilde girdiğim şirket kapısından sonra ilk işim adımlarımı asansöre yöneltmek oldu.

Terden önüme düşen saçları ellerimle geriye itip, asansörün önünde durdum ve beklemeye başladım. Çok geçmeden gelen asansör ile birlikte hızla içeri fırladım.

Varoluş (bxb)Kde žijí příběhy. Začni objevovat