11

270 32 94
                                    


Uzun bir aradan sonra, iyi okumalar.

...

Aceleyle çıktığım asansörden sola saparak koşturmaya başladım.

Bugün şirketimizin bu sezon sunacağı tasarımlarımızla ilgili bir toplantı düzenlenmişti. Rakip markalar hakkında analizler yapılacak, projemizin kusursuz tamamlanabilmesi için yeni temeller atılacaktı.

Eski Sinan olsaydı şu an bu sıkıcı ortama koşarak gittiğim için kahkaha atabilirdi fakat işe olan ilgim beklediğimin aksine her geçen gün artıyordu.

Diğerleri gibi çizim yapabilmek, işin en püf noktalarına kadar öğrenebilmek ve belki sunulacak olan sezon kreasyonlarından birinde çizdiğim eseri başarıyla sunabilmek istiyordum.

Amacıma ne kadar sadık kalabileceğimi ise zaman gösterecekti.

Yanlış katta indiğimi fark ederek arkamda kalan merdivenlere doğru yönelerek hızla çıkmaya başladım.

Sonunda toplantı salonunun katına gelebilmişken soluklanarak adımlarımı yavaşlattım. Boğazım kurumuştu.

Bir elimle duvardan destek alarak derin nefesler alırken arkamdan gelen adım seslerini fark ettim.

Dönüp bakmama gerek kalmadan ensemi bulan soğuk ellerle irkilerek doğruldum.

"Ne işin var burada?"

Sarp'ın sesini duyduğumda rahatlayarak bir nefes verip ensemdeki elini ittim, ardından arkamı döndüm.

"Ne yapıyorsun çocuk muyum ben!?"

Kaşları çatıldı.

"Neden geldin dedim."

"Toplantıya geldim işte."

O yüzüme alık alık bakarken ben onu incelemeye başladım. Bugün takım elbise giymemişti. Kravat da takmamıştı. Üzerinde sıradan bir beyaz gömlek ve kumaş siyah pantolon vardı.

"Hastasın Sinan, evde olup dinlenmen gerekiyor."

"İyiyim, doktorun verdiği ilacı içip geri uyudum iyi geldi. Bak turp gibiyim."

Çatılan kaşları düz bir hal almışken kafasını iki yana sallayarak başını eğdi. Sırıtıyordu.

"Sabah senin tarafından uyandırılsaydım daha da iyi olabilirdim ama ben uyuduktan sonra gitmişsin."

Sonunda kafasını kaldırarak göz göze gelmemizi sağladığında surat ifadesi ciddileşti. Ardından aramızdaki ufak mesafeyi bir adım geriye giderek açtı.

Yaptığına göz devirdim.

"Toplantıdan sonra eve dönüyorsun."

Ağzımı açacakken beni umursamayarak sağımdan geçip adımlarını toplantı salonuna yöneltti.

Derin bir nefes alarak ben de arkasından ilerledim.

Kapıyı açıp ardımdan kapattığımda sunum yapan çalışana bir baş selamı vererek bakışlarımı boş koltuklarda gezdirdim.

2 adet boş koltuk vardı.

Birisi Sarp'ın solu, diğeri ise tanımadığım bir çalışanın yanıydı.

Sarp ile bakışlarımız buluştuğunda yapmacık bir şekilde gülümsedim, o ise bana ciddiyetle bakıyordu.

Mırıldanarak tanımadığım çalışanın yanına oturmak üzere ilerledim.

Sandalyeyi geriye çekecekken adam aniden koltuğu tutarak bu girişimime engel oldu.

"Üzgünüm efendim, dolu."

Varoluş (bxb)Where stories live. Discover now