2 - TAVİZ TAVİZİ ÇEKER

1.3K 83 27
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Eve vardığımda kendimi daha iyi hissediyordum. Açık hava iyi gelmiş, içimi açmıştı. Odama girer girmez kitabı yatağımın baş ucundaki komodine bırakmış, büyücü kadın saçmalığını da unutmuştum. Elbette.

Şimdi geriye dönüp o zamanki kendimle konuşabilsem ne yapardım, biliyor musunuz? Tutardım omuzlarımdan, önce bir yumruk, sonra bir tekme... Derdim oğlum, Devrim, kendine gel. Başın fena hâlde yanacak.

Ama nerede? Büyüler bile bizi hep istemediğimiz yerden vuruyor arkadaş.

Üstümü değiştirip biraz dinlendikten, odamda uzanıp telefonumla takıldıktan sonra yemek saatinde aşağı indim. Ama alt kattaki gergin hava, merdivenlerin başından bile hissedilebiliyordu.

Ayaklarım geri geri gitse de er ya da geç bu enkazın içine girmem gerekeceğini bilerek ve oldukça gerilerek, bir yandan da bencilce, olay her neyse benimle ilgisi olmamasını umarak ağır adımlarla merdivenleri indim ve salona yöneldim.

Babam her zamanki tekli koltuğunda bacak bacak üstüne atmış, heybetli tavrıyla oturuyordu. Artık saçları ağarmıştı, buna rağmen dinç görünüyordu. Üstünde gri takım elbisesi vardı, aynı evde yaşıyor olmamıza rağmen onu spor yaptığı zamanlar dışında hep takım elbiseli görmüştüm. Bir kez bile pijamalarıyla karşıma çıkmamıştı.

Annem, babamın hemen solundaki koltukta oturuyor, somurtuyordu. Bir işin içinden hemen sıyrılmak istediğinde böyle yapardı. Kolları göğsünde bağlıydı, gözleri bıkkınca halıya dikilmişti. Babama hiçbir koşulda söz geçiremeyeceğini artık öğrendiği için ortaya çıkan sorunlarla işte böyle başa çıkıyordu: bitmesini bekleyerek.

Son olarak, annemin karşısındaki koltukta sevgili ablam oturuyordu. Kahverengi, dalgalı saçları karman çorman bir hâlde omuzlarına dökülüyordu. Güzeller güzeli yüzü, gözyaşlarından izler taşıyordu.


O, ailedeki en garip fertti. Gerçi bence en normalimizdi. Bizim ailede herkes aykırı olduğu için aramızdan sivrilen kişi o oluyordu. Örneğin şu anda hepimizin üstünde evde olmamıza rağmen eve her an bir misafir girebilirmiş gibi kıyafetler varken onun üzerinde bir kot pantolon ve sıradan bir tişört vardı. Öfkeli gözlerini babama dikmişti.

Belki de sorun yalnızca kıyafetleriydi. Babam bazen, gergin günlerinde Miray'a böyle ufak şeyler için çatar, evde garip gerginliklere neden olurdu. Yine öyle olduğuna inanmak istiyordum ama içimden bir ses, mevzunun o kadar basit olmadığını söylüyordu.

Miray beni fark edince düşündüklerimi desteklercesine dehşete düşmüş gözlerle bana döndü. "Devrim! Sonunda benim tarafımı tutacak biri!"

"Neler oluyor?" diye mırıldandım, Miray'ın yanına oturup babama dönerken.

Babam konuşmadan Miray atladı: "Devrim, sen söyle. Şu güne dek babam benden ne istediyse, ne rica ettiyse yapmadım mı?"

Yapmıştı. Hem de neler neler yapmıştı. Başımla onayladım.

Bir Kâbusa DalmakWhere stories live. Discover now