12.BÖLÜM

13 5 31
                                    

(1 hafta sonra)

Herkes yaşamda hiç kimse çıkmıyor çıkmak istemiyor.

Bacağımı sallıyor avucumu sıkıyorum.Dilimi dişlerimin üzerinde gezdiriyor sabırlı kalmaya çalışıyorum yanımdaki düşmanım ve onu ben aramıza aldım onu öldürdüğünü bile,bile.

Çağanla ne zamandır konuşmadım dedikleri doğru muydu?yoksa sinirden uydurmuş muydu?

İçimdeki alev sönmüyor gerçek olması fikri beni delirtiyor."Ah yeter!" Diye ayağa kalktım hızla.

" abim nerde?!"Ateş hızla kalkmamda ürktü ve ürktüğü için kızardığını düşündüğüm yanaklarını elleriyle saklamaya çalıştı.

Şuan aptal derece tatlıydı.

Hafiften tebessüm edip kafamı sağa doğru çevirdi."hadi ama söyle!"

Onla alay ediyorum.

Kafasını kızaran yanaklarını saklamak istercesine zıt yöne çevirdi.Ve kırmızı saçları savruldu.Dışarıda kar yağıyordu bunu baktığım camdan görebiliyordum.

Gülümsedim."bekle beni!" Diyerek kapıya yöneldim."üşüteceksin!" Diyerek arkamdan takip etti hızlı hareketlerime engel olmaya çalışıyordu.

"Yeter!" Diyerek beni kolumdan çekip kendine döndürdü savrulan kahverengi saçım yüzüne çarptı ve gözünü yumdu.Elini yumruk yaptı ve gözünden bir damla yaş düştü.

"Tamam yeter!" Dedim.

Ağlıyordu bir bebek misali.

Yüzünü bana çevirdi.Şaşkın ve ürkek gözlerle bana baktı."otur şuraya" diyerek beyaz koltuğu gösterdim.

Beni dinleyerek koltuğa geçti."ve orda beni bekle" diyerek parmağımı salladım.

Elimi arkama saklayıp arkamı dönüp tekrar kapıya ilerledim.

Kapının kulpunu tuttum ve ileri doğru ittim.

Bembeyaz ay gibi.

Koşarak yere eğildim avucuma biraz kar alıp geri dönerek geri içeri girdim.
"Ateş!" Diye bağırdım Ateş kafasını bana doğru döndürdü ve ilk defa bu kadar masum gözüken yüzümle,zarif gülümsememle karşılaştı.

İlerleyerek tam onun oturduğu yerde onun önünde durdum.Ve avucumdaki karı etrafa saçtım.

Küçük kar taneleri hem benim hem de onun saçının üzerine yapıştı.

Ateş'in kırmızı saçındaki beyaz noktalar onun saçını o kadar masum bir görünüşe büründürüyordu ki gözümü ayıramıyordum.

Hayranlıkla onun saçlarında eriyen kar tanelerine bakarken gözümün önüne tutulan dolu bir poşet ile gözlerimi kırpıştırdım.

Yanımda sorgulayan bakışlarıyla Aras duruyor önüme poşeti o sallıyordu.

"Ge-gel-" kekelediğini anlayınca durdu ve boğazını temizledi."geldiğimi...fark etmedin?" Tane tane konuşuyor şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemiyordu.

Boğazımı temizledim ve aynı şaşkınlıkla bende Aras'a baktım.

Nasıl fark etmem?Bu aptallık!Katya bunlar doğru mu söylüyor!

İçimden söylediğim bu aptal replikler bir dakika bile geçmeden kahkahalara boğulmama neden oldu.

Gözümden yaşlar akacak kadar kahkaha atıyordum.Gözlerim bir anda Ateş'in bana hayranlıkla bakan bakışlarına çevrildi.

Gülüşüm soldu.

Anlık bir sinirle ona tokat attım,

Ayy!Çocuk gitti!Galiba sert vurdum.

"Ayy!" Diye irkildim galiba fazla sert vurdum.Yanakları kızardı.Tebessüm etti.Bu benim sert halime geri dönmeme neden oldu.Ayak bileğine tekme atıp arkamı döndüm."salak!" Diyerek mutfağa ilerledim.

"Ee,katliam ve benzeri,var mı kaptan?" Diyerek elindeki poşetleri mutfak masasına bırakan Aras'a döndüm.Elerimi bir sandalyenin üzerine koydum.

"Yani-" diye konuşmaya girdiğim sırada acı dolu bir çığlık duyuldu.

"Kahretsin!" Diyerek birkaç küfür sıraladım."Ateş,gel bir işimiz var!" Diyerek ona komut verdim.Ona doğru döndüm."Ateş bak-" cümlemi tamamlayacağım sırada daha çok şaşırdım.

Ateş ağlıyordu.Ve çığlık atanda oydu.

Arkasından bir iple bağlanmış gibi duruyordu.Haraket edemiyor konuşamıyor. Çığlıklarıyla yardım istiyordu.

Acı dolu.

Çığlıkları evde  yankılanıyor ve gittikçe tiz bir hal alıyordu.Acı dolu çığlıklarının büyük ihtimalle ormana taşmasıyla eve nefes nefese giren Amber ve Yankı da bizim gibi şaşkınlıkla Ateş'e baktı.

Ensemde hissettiğim nefes ve boynuma dayanan bir bıçak ile şaşkınlığım arttı.

Sakin Derin sakin gözlerimi kapattım.

Bıçağı elimle iterek bir tekmeyle yukarı savurdum.

Tam zamanı!

Yere eğilip ayağım ona çelme taktım.O arkaya doğru düşerken Aras ise elindeki bıçağı aldı.

"Vuhu!" Diye bağırdı Yankı.

Ters ters ona bakıp  bir elim yerden destek alıyor.Diğer elim ise havada duruyor.

"Derdime derman spidermanla derdime derman spiderman" diyerek sallana sallana Arda indi merdivenlerden.Duruşumla dalga geçiyordu.

"dordomo dormon spodormon" diyerek onu taklit ettim.Aras"beni sik diye yalvarıyorsun ama ben seni sikmicem."dedi Ardaya karşılık ben ise  şaşkınlıkla ona baktım ayağa kalkıp." Şşt,seni sikik küfür yok dedik iyi ki!" Derken küfür ettiğimi fark etmedim."Ama se-"cümlesini tamamlamadan lafını kestim."sus!"

Şuan daha önemli şeyler vardı,Ateş'i almaya  mı gelmişlerdi,yoksa bu bize yapılan bir suikast mıydı? Ateşi almaya gelmeleri Ateş bu halde olmazdı.

Bunlar ve daha fazla düşünce dayanamadım.Göz kapaklarım yarıya indi ayaklarım titremeye başladı.Ve birkaç dakika sonra;

Karanlığa gömüldüm.

SATRANÇ'IN PİYONU(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin