16.BÖLÜM (ŞIK ELBİSELER)

92 30 3
                                    


ŞIK ELBİSELER

Ayaz'ın koluna girmiş siyah kelebekli topuklu ayakkabımın takırtısıyla stüdyoya girmiştim. Hayallerde gibiydim adeta, Beyaz loş ışıklar, yerdeki renkleri ışıklar ve sırayla dizilen insanlar. Herkes Ayaz'a selam verince küçük çaplı fotoğrafımızın çekildiğini fark ettim. Güldüm, hoşuma gitmişti tıpkı hayallerimdeki gibiydi.

Ah be ADA! Sabah ne yaşıyordun şimdi nerelerdesin.

"Buyurun Ayaz Bey, eşiniz ve sizin için ayrılan yere geçelim." Eşiniz?

"Eşim." dedi kulağıma, kimseye belli etmeden kolunu sıkmıştım. Kolunu kolumdan ayırarak elini elime kavuşturdu.

Uçuşuyordu kelebekler!

"Buyurun Ayaz Bey! Eserleriniz şimdi karşınızda." Ayaz bana bakarak gülümsedi, henüz elimi bırakmış değildi.

"Elimi bırakır mısın?" Utanarak kendimce sitem etmiştim, derin bir nefes alıyordum. Ayaz ciddiyeti ile karşısına bakamaya başlayınca ışıkların tümü birden kapanmıştı.

Stüdyodan gelen ışığın aydınlanması ile bir müzik çalmaya başladı.

Sezen Aksu- Farkındayım

Ve hemen ardından gelen o güzellik, Ayaz'ın çizimlerinden oluşan elbise ayrıca mankene fazlasıyla çok yakışmıştı. Simli makyajı, kırmızı ruju renkli mini elbisesi.

Bu kızı yeniden büyütmeliyim
Kor ateşlerde yürütmeliyim
Değirmenlerde öğütmeliyim
Farkındayım, farkındayım

O kadar eğlenmeye başlamıştım ki hemen yüzümdeki gülümseme canlanmıştı. Şarkıyı dudağımın arasında mırıldandırmaya başlayınca ruhum yerine gelmiş ve bu şarkı için canlanmıştı. İşte bu şarkı... Ayaz'ın düzenlediği "Kız Çocukları Özgür." Adlı afişi her yeri sarınca tüm ışıklar onu göstermeye başlamıştı, gelen alkış sesleri bağıran kadınlar, genç kızlar, herkes tüm bu olanları Ayaz için yapıyordu. İlk elbise çiziminde böyle olduysa bu ortam birazdan yaşanacakları aklım ermiyordu. Birkaç mankenden sonra müzik daha da coşkulu gelmeye başlamıştı ve herkes stüdyoya toplanmaya başlamıştı. Beş, on yaşlarındaki küçük kızlar, on dört ila on sekiz arasındaki yetişkin kızlar ve tüm kızlar heyecanla yerlerinde zıplamaya başlamışlardı, herkes eğlenip oynuyordu. Zevkle izliyordum onları.

"Ada Hanım!" Ayaz'ın titrek sesiyle ellerini bana uzatması içimdeki kelebekleri daha da heyecanlandırmıştı.

"Eğlenmek en çok sizin hakkınız sahne bizim." Küçük bir kahkaha ile Ayaz'ın ellerini tuttum ve kolları arasında döndüm. Savrulan saçlarım arasında birden Ayaz'a yaklaştım. Nefesini nefesime hissettirecek kadar yakınlaşmıştım. Evet, iliklerime kadar hissediyordum. Derin bir nefes verdiğim an Ayaz alnıma minik bir öpücük kondurdu.

"O kızı birlikte büyüteceğiz. Söz veriyorum." En içten gülümsemiştim ama bunu Ayaz'a belli edemedim çünkü herkes bizi çekiyordu, birçok kişinin gözleri bizim üzerimizdeydi.

"Ayaz neden herkes bize bakıyor?" Şaşkınlığını bu kadar belli etme be kızım!

"Çünkü herkes senin ve benim yerimde olmayı çok istiyorlar." Anlamamıştım, sustum.

"Ne demek istiyorsun Ayaz?" Ayaz gülümsemişti.

"Zamanla anlayacaksın." Başımı sallayarak Ayaz'dan uzaklaştım, birden küçük bir kız Ayaz'ın yanına geldi. Zayıftı, çok küçüktü.

Küçük Ada'ya benziyordu aynı.

"Ayaz, senin sayende herkes özgür olacak biliyor musun?" Ayaz eğilerek küçük kızın yanağını sıktı.

BOZUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin