Fairytale

20 5 1
                                    

Herkes bir yere oturmuş tekrar konuşmaya başlamışlardı.
Ben ise markın söylediklerini düşünüyordum.
Gözüm salıncağa takıldığında oturduğum yerden kalkarak salıncağa doğru yürümüş binerek kendimi yavaş yavaş sallamıştım.
Aklım ve kalbim savaşıyor gibi hissediyordum.
Ne düşüneceğimi de bilmiyordum açıkçası.
Herkes bir şeyleri ima ederken bir ben mi anlamıyordum?
Birden salıncağın arkamdan ittirilerek daha hızlı sallanmaya başladığımda istemsiz bir çığlık attım.

"Korkma benim."

"Jongin, napıyorsun ya ödüm patladı."

salıncağı durdurup önüme geçerek yüzüme baktı, dağılan saçlarımı düzeltirken konuştu.

"üzgünüm korkutmak istememiştim."

"Tamam, tamam sorun değil."

"konuşalım mı biraz?"

"konuşalım."

Salıncaktan kalkarak yere oturdum, ben yere oturduğumda hemen yanıma oturmuş düşünmeye başlamıştı.

"nini?"

"evet?"

"Ne konuşacağız?"

"Baek ben bilmiyorum sadece birkaç gündür senle aramız eskisi gibi değil. Bana kırgın gibisin sanki ve içimden bir ses bunun Jimin ile ilgili olduğunu söylüyor. Jimin benim lise zamanından arkadaşım sizle tanışmadan önce bizim liseden ayrılmıştı. Şimdi tekrar karşılaşınca-"

"Anladım, ben şey diye düşünmüştüm."

"Jimin ile flörtlestiğimi düşündün. Peki ama bu seni neden üzdü?"

"üzmedi neden üzüleyim ki? Sen mutlu olursan ben de mutlu olurum."

"Minho ile aranız nasıl?"

"Tek kaldığımızda çok konuşamıyoruz, yani arkadaş ortamında iyi ama tek başımızayken konuşacak şey bile bulamıyoruz."

"Anladım."

"Nini?"

"Efendim?"

"Neden yalan söyledin?"

"Ne konuda anlamdım?"

"Karanlık sokakta kavga ettiğinizi söylediniz. Ama orda ermemişsiniz. Neden böyle söyledin?"

"Sen nerden öğrendin ki?"

"Öğrendim işte bir yerden Jongin. Sen soruma cevap ver."

"Çünkü gerçeği söylediğimde üzüleceğini biliyordum. 'Benim yüzümden kavga ettiler.' der kendini yer bitiriridin. o yüzden demedim."

"Jongin..."

"Baekhyun bu konuyu kapatsak artık, boşa uzatmanın anlamı yok. Ben sadece senden uzak kalmak istemiyorum. Sen benimle konuşmadığım zaman gündüzlerin geceden farkı olmuyor."

Kollarımı açıp yanımdaki bedene sarıldım.  Onun da kolları belime dolandığında gülümseyerek konuştum.

"Bence bana aşık olmuşsun sen."

"Evet. Kalbime söz geciremedim."

"Ne?"

sesinde dalğa geçen bir hava yoktu, sanki gerçekleri söylüyor gibiydi.

"Jongin, Baek! Hadi yemek yiyoruz!"

Yixing'in sesini duyduğumda Jonginde  ayrıldım.

"Hadi gidelim."

Last SongWhere stories live. Discover now