Last song

20 5 1
                                    

Bütün arkadaşları, kapın on önünde bekliyordu. Baekhyun kendisinde içeri girecek cesaret araken Xiumin yanına geldi.

"Eğer giremeyeceksen gidelim."

"Hayır hayır gireceğim."

İçinden Jonhin beni ağlarken görmeyi sevmez diye geçirirken göz yaşlarını sildi.
Derin bir nefes aldıktan sonra görevli kapıyı açtı, yavaş adımlar ile içeri girdi. Arkadaşları peşinden gitmemişti, son anlarını yanlız geçirmek isteyebilir diye düşünmüş olabilirlerdi.
Görevli Baekhyun'u yönlendirmiş, bir sedye benzeri bir seyin yanına geldiklerinde durmuştu. Üzerinde bir beden yatıyordu ve bu bedenin Jongin'e ait olduğunu bilmek baekhyun'u ölmekten beter ediyordu.
Görevli beyaz örtüyü açtığında Baekhyun'un ağzından bir hıkçırık daha kaçtı.
Onun dokunmaya kıyamadığı saçlarının bir kısmını kazımışlardı. Kalbine büyük bir diken battı. Elini yanağına koyduğunda soğuk teni kalbine bir diken daha batırdı, Jongin en soğuk havada bile asla bu kadar soğuk olmazdı hep baekhyun'un yanaklarını avuviclerine alır işitirdi. içinden üşüyor musun diye geçirmişti.Yanaklatini  ellerinin sıcaklığı ile yanaklarını ısıtmaya çalışmıştı, başaramadı.
Gözleri kapalıydı, bir daha hiç o güzel gözleri ile ona bakamayacak olduğu aklına geldiğinde kalbine aynı anda onlarca diken battı..Sonra aklıma sesi geldi bir daha hiç o güzel sesinden adını duyamayacaktı. Artık kalbine batan dikenleri saymaya bırakmıştı. Elleri önündeki bedenin ellerine gitti, buz gibiydi. Eğildi ellerinin üzerine bir öpücük bıraktı. Daha fazla dayanamadı. öylece yatan bedene sıkıca sarıldı  bir daha hiç bırakmayacakmış gibi sarıldı. İlk defa Jongin Baekhyun'a sarılamamıştı. Küs olsalar dahi kıyamazdı, sarılırdı. Ama şimdi sadece Baekhyun sarılabilmişti. Bu son sarılmadıydı biliyordu o yüzden uzun uzun sarıldı. Kokusunu içine çekti ve o an emin oldu. Bu kokuyu ölene dek asla unutmayacaktı.
Sarıldığı soğuk beden göz yaşlarından sırıl sıkılam olmuştu.
Zar zor dudaklarını araladı Jongin'e binlerce şey demek istese de sadece bir kaçını söyleyebilecekti.

"Sevgilim... Keşke... Keşke ... sana seni sevdiğimi daha çok söyleyebilseydim.
keşke söyledigim şarkıların senin için olduğunu bilseydin. Keşke-"

yutkundu konuşamadı, dudaklarını ısırdı ağzının ıçine yayılan tad ile yüzünü buruşturdu. Dudakları kanamıştı.

"Keşke, keşke beni bırakıp gitmeseydin sevgilim. Veya beni de yanında götürseydin. Sen söylemiştin 'Ben nereye sen oraya.' demiştin, şimdi beni neden burada bırakıp gittin. Ben, ben sensiz yapamam."

Görevlinin Baekhyun'a artık dışarı çıkması gerektiğini söylediğinde birkaç dakika daha istedi. Yanağına uzun bir öpücük bıraktı, dudakları üşümüştü.

"Seni çok seviyorum sevgilim ve her zaman seni seveceğim."

Baekhyun zar zor dışarı çıktığında daha fazla ayakta duramamış yere oturmuştu.
Soo ve Junmyeon yanına gelip Baekhyun'u yerden kaldırdılar.

"İyi misin Baekhyun?"

"Gidelim mi?"

"Üşümüş, çok üşümüş. Buz gibiydi, ona sarıldım bana satılmadı, gözlerimin içine bakmadı, tek bir kelime bile etmedi. Ama ama hala çok güzel kokuyordu."

Baekhyun'un acı içinde kurduğu cümleler ile kimse bir şey diyememişti. Baekhyun aklına gelen şey ile zar zor yutkundu.

"Benim dokunmaya kıyamadığım saçlarını kesmişler. Atmışlar mıdır saçlarını? istesek vermezler mi?"

"Baekhyun yapma böyle, lütfen hadi gidelim."

"Ama onu burda bırakamayız, çok soğuk. Hasta olur, biliyorsun hastalanınca çabuk iyileşmiyor."

Last SongTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang