hastane

15 4 2
                                    

Ani yapılan frenle öne doğru savrularak uyandım. Jongin son anda tutmasaydı kafamı öndeki koltuğa çarpacaktım.

"Noldu yixing, lastik mi patladı yoksa?"

"Kaplumbağa varmis yolda"

"Arka kapıyı aç prensim inecek var!"

Kapıya doğru koşmuştum, yixing kapıyı açar açmaz inip kaplumbağaya baktım benim peşimden Jongin Jongdae ve Mark ta inmişti.
Kaplumbağa'nın başına eğilmiş değmeye çekinsem de izlemiştim.

"Jongin onu da alalım mı yanımıza?"

"Baek kaplumbağa yanımızda napsın, olmaz"

Mark kaplumbağayı yanımızdan alıp yol kenarına koyduğunda ağlamaklı sesler çıkartırken arabaya bindim.
Taemin çift kişlik koltuğa oturmuştu onun yanına oturdum.

"Noldu?"

"Jongin artık beni sevmediğini ve benimle birlikte olmak istemediğini söyledi."

Servisin içindeki herkes
"Ne!"
diye çığlık attığında gülmemek için zor durmuştum. O sırada Jongin yan tarafımızdaki tekli koltuğa oturdu.

"Ben öyle bir şey mi dedim?"

"Ya ne dedin?"

"Kaplumbağa'yı yanımıza alamayız dedim."

"Aynı şey."

"Nasıl aynı şey."

"Hayır yani yanımıza Ayı, Tavşan, Koyun, penguen, kedi, dinazor civciv alabiliyoruz bir kaplumbağa mı alamıyoruz. şu servisin ici hatvan dolu. Hayvanat bahçesinde bile bu kadar hayvan yok."

Bir süre sonrada Taemin'in omzuna yatıp  orada uyudum. Jongin'in sesi ile uyanmış uyku sersemi bir şekilde servisetn inmiştim.

"Oha ormana mı geldik. çüşş eve bak!"

Hepsi tepkime güldüğüne ben de güldüm ama bence az bike tepki vermiştim.
İki katlı bir evdi. Ön tarafı tamamen cam ile kaplıydı bir de balkonu vardı Bildiğim kadarı ile bir de çatı katı vardı. Diğerleri buraya gelmişlerdi daha önce ama Jonhin ve ben ilk kez geliyorduk. O sıra ikimiz de hastaydık ve izole olmuş iyileşmeyi beklerken onlar da orman evinde keyif sürmüştü.
önünde bir açılık vardı. Hemen ardından orman başlıyordu çok güzel bir yerdi...
Ve tabii ki bu güzelliğin sahibi Yixing'di.
Herkes servisi boşaltmaya yardim etmiş eşyaları eve taşımıştık. Soo, taemin, Junmyeon ve chan atıştırmalık bir şeyler hazırlamaya başladıklarında Jongin, sehun, mark, Jongdae ve Xiumin kendi aralarında konuşuyorlardı.

"Bebeğim biraz yürüyelim mi?"

"olur prensim."

Yixing ile orman'ın içine doğru yönelip yürümeye başlamıştık.

"Jongin'i seviyorsun biliyorum. O da seni seviyor. Hep mutlu olacağınıza da eminim ama sen şu an ne hissediyorsun tam olarak. Düşüncelerinde net misin,?"
Bir süre durdum, nasıl bir cevap verecegimi bilemedim. Birden neden bunları sormuştu ki?

"Ben Jongin'e karşı hep arkadaştan daha fazlasını hissettiğimi yeni anlıyorum yixing. Nasıl anlatayım, kendimi nasıl ifade edeyim bilmiyorum. Sadece hislerimi geç de olsa anladım."

"Güzel. Unutma her ilişkide olduğu bibi sizin de ilişkinizde zor zamanlar olacak, zıt düştüğünüz konular olacak. sizin yapmanız gereken konuyu birbir açınızdan da düşünmek. Bu ilişkiyi önümüzdeki zaman boyunca aiz ayakta tutacaksınız unutma bunu."

Başımı sallamış yürümeye devam etmiştim, yürüyüşün geri kalan kısmını sessiz bir şekilde geçirdik. Diğerlerinin yanına döndüğümüzde hepsi bizi görürü görmez susmuş birkaçı ise yalandan öldürmüştü.
Noluyordu böyle?
Jongin'in ilaç içtiğini görünce yanına doğru yöneldim.

Last SongМесто, где живут истории. Откройте их для себя