AŞİRET MI? - BxB -

6

İyi okumalar

Destek olmayı unutmayın.

.............

Hayat kimseye adil davranmıyordu. Her ne kadar klişe bir giriş yapmış olsam da bu böyleydi. Evlerine mutluluk ile giden insanları gördükçe üzülmek istemesem de bir burukluk vardı üstümde. Bu burukluk ne desem ömür boyu peşimi bırakmayacaktı. Bu kimsesizliğin hissiyatıydı, küçük yaşımda gerçekleşen bir kimsesizliğin hem de.

Miranın evime gelmesinden ve dayak yememim üzerinden iki gün geçmişti. Taşşaklarım hafif sızlasa da iyi hissediyordum kendimi. Galiba havlu ile dövülmediğime şükür etmem gerekti.

Doğum günümdü bugün....20 yaşıma basıyordum.

Parmaklarımın arasındaki küçülmüş sigaradan son bir duman çektim. Hukuk binasının önünde cenki bekliyordum. Benim derslerim bitmişti ama onun benden sonra 1 dersi kaldığı için şuan dersteydi.

Elimdeki çöpü yanımdaki çöp kustuna attım ve cenk beklemeye başladım. Normalde eve gitmek için ders dakikalarını sayan ben cenk' in isteği üzerine onu bekliyordum. Off çokta sıkılmıştım amına koyayım! Telefonumu çıkarıp sosyal medyada dolanmaya başladım.

Telefon da kesmesmeyince onu tekrardan cebime aldım. Ama biraz sonra sıkıntıdan tekrardan telefona saracaktım. Telefondan sıkılıp telefona sarmak tam bir çaresizlikti.

Gözlerim karşıdan bana doğru gelmeye başlayan miranla irileşti. Tüyse miydim? Ama beni çoktan görmüştü ki bu. Arkasından Azad ve Fırat da gelmişti. Toplanmıştı bütün gurup. Gözlerim iyice kısılırken Azad ve Fırat'ın arasında iki büklüm duran varlığa baktığımda Gözlerim yeterince irileşmemiş gibi tekrardan büyüdü. Cenk ne arıyordu lan orada? Hayır ya! Cidden hayır. Eve dayak yiyerek gitmek istemiyordum.

Ama yine de bir yere adımlamadım. Anca ölürdüm ve artık bu bir sorun olmaktan çıkmıştı. 20 yaşımda bir çıtır olarak girecektim mezara, bunda bir sakınca görememiştim.

"Aha da kimler varmış burada? İbnelerin başı "

Fırat'ın konuşması ile ona döndüm. Yarağımın başına bak hele! Ne güzel iltifattı bu böyle? Hayatımdaki bu kadar güzel iltifat almamıştım?.

"Sağol iltifatın için "

Yüzü benim sırıtan ifadem ile gerilmişti. Cenk'ı bir sinir ile Azad 'a doğru iterken dişlerimi sıktım. O eli sikmek vardı da sonu bizim için iyi bitmezdi.

Hızlı adımlarla benim yanıma gelmişti. Bakışlarımı benimle aynı boyda olan çocuğa çevirirken yüzüme bir yumruk beklediğim bir hamle değildi. Siktir! Acımıştı. Eli sertti orospu çocuğunun!

Yana düşmüş başımı ona çevirdim. Yüzüme bir gülümseme yerleştirirken elimi kanayan dudağıma götürdüm. Orospu çocuğu! Dudağımı patlatmıştı. Ama ona inat sırıttım. Kudursundu pezevengin oğlu!