12 Miran

305 19 28
                                    

Şarkı: şekersiz- imkansız bir aşk denir.

İyi okumalar

.........

"Ne demek bir şey yapmayacağız!"

Karşısındaki çocuğun ona bağırarak hesap sormasını takmadı. Herkesin kendisine göre doğruları vardı. O da bunu savunuyordu. Bir şey yapamazdı.

"Sen iyisin? Yapmayacağım dedim! İkiletme." Ama laflarını iki kere tekrarlanmasından hoşlanmazdı. Pişmandı... ve bir daha yapmak istemiyordu.

"Sen yapmasan başka biri yapar! Sen tek seçenek değilsin miran" sakin kalmaya çalışıyordu. Arkadaşı yapmazsa başka biri yapardı. Ve bu sadece iki üç dayak ile bitmezdi.

"Başka biri de yapmayacak! Herkes bizim yaptığımızı sanacak ama biz yapmayacağız. Anladın mı?"

Çocuğun yüzünde bir sırıtış belirdi. Şimdi taşlar yavaş yavaş yerine oturuyordu. Onun milani uyarmak istemesi, onun canını yakmamak için uğraşmasını, kendileri olmasa ona kötü bir şey yapmamasını şimdi anlıyordu. Cidden bir ibneye aşık mı olmuştu?

"Sen...seni ilgilendirir bu? Onların durumu seni ilgilendirir? Seviyorsun onu...o yüzden bizi engellemeye çalıştın! Değil mi?" Sinirle bağırdı.

Dişlerini sıktı miran. Sakin kalması lazımdı.

"Seni ilgilendirir mi?"

"İnkar etmedin....seviyorsun onu. Hasiktir!" Fırat'ın bunu kolayca söylemesi ile içi titredi. Koca iki yıl boyunca kabullenmek istemediği şeyi başkasının ağzından kolayca duyması sarsmıştı onu. Gördüğü o rüyalar, onu hep görmek istemsi, gözlerinin baktığı her yerde onu araması, yüzündeki gülüşün sebebi olmak istemsi, koca iki yıl boyunca kabullenmek istemediği şeylerdi.

Koca iki yıl boyunca kendisini fark etmesi için yaptığı şeyler doluştu aklına. Yaptığı o kadar şeyde onunla muhatap olmayan çocuğun şimdi şu sikik durumda onunla muhatap olması canını yakıyordu. Gülüşünün sebebi olmak istediği çocuğun karnındaki morluklarına sebep olmuştu. En çok da bu yaralıyordu ya canını. Hakkı yoktu belki ama söz geçiremiyordu kalbine.

Onunla kurduğu ama onun haberdar olmadığı hayallerini düşündü. Bunlar imkansızdı. En küçük olasılığı yoktu onun nazarında. Onun bir kadınla evlenip, soylarını devam ettirmesi lazımdı.

"Y-yok öyle bir şey! Saçmalama "

"Kekeliyorsun? Ciddi ciddi aşık oldun şu ibneye! " Dişlerini sıktı. Elleri kalçasının yanına yumruk olurken sakin kalmaya çalıştı.

"İbne demeyi kes artık!" Sinirle bağırması ile karşısındaki çocuk irkilmişti. Gülüşünü kesti. Birden ciddileşen ortam ile ikilinin vücutları gerildi. Bazen gerçekten nerede olduklarını unutuyorlardı. Konaktaki seslerin fazla olması miranın bağırtısını bastırmıştı. Düğün hazırlığı ile ilgilenen konak sakinlerinin işleri başlarından aşkındı sonuçta.

"Anlamıyorsun? Seviyorsun biliyorum. Ama baban bunu duyarsa ölürsün miran! O çocuk kurtulur ama sen ölürsün. Acımaz sana. Tek oğlu da değilsin, biliyorsun. Artık ona göre senin yaşaman için bir neden kalmaz. "

Hak verdi Fırat'a. İstemedi ama hak verdi. Babasına göre onun bu konaktaki varlığının tek gayesi şirketin başına geçmek, soylarının devamını sağlamaktı. Eğer eşcinsel olduğunu babası duyarsa olacakları o bile kestiremiyordu.

Çok katı bir adamdı. Eşcinsel bireylerin ölmesi gerektiğini düşünen, onların hastalıklı bireyler olup bu hastalığı saçtıklarını düşünüyordu. Geri kafalıydı. Dediğim dedik bir kişiliğe sahipti.

"B-ben.... biliyorum. Ama sende beni anla Fırat! Seviyorum amına koyayım. İnsan sevdiğinin canını yakar mı? Ben yaktım işte!"

Arkadaşının bu haline üzgün bir bakış gönderdi. İğrenmesi lazımdı. Sende mi o ibnelerden oldun demeliydi. Arkadaşını uyarmalı ve o çocuktan uzaklaştırması lazımdı. O bu işleri bilmezdi. O çocukların bu dayakları halen hak ettiğini düşünüyordu.

"Bak miran. Seni anlamak istemesem de anlıyorum. Ben bilmem aşk meşk işlerini. Ve halen ibneliğin bir hastalık olduğunu düşünüyorum. Kimse beni bu fikirden caydıramaz. Ama bu çocukla olman imkansız. O kadar şeyin ardından o seni kabul etmez zaten! Bundan önce nasıl yaptıysan öyle yap! artık sevgini kalbine göm. Onunla olmanız imkansız"

Fırat'ın acı ama gerçek olan sözleri ile yutkundu. Boğazı kuruduğu için gelen bu yutkunmayı zar zor kabul etmişti.

"Ve bundan sonra o çocukla aynı yerde bulunmamaya dikkat et! Beni kötü biri olarak görebilirsin ama senin iyiliğini düşünüyorum. " Fırat son sözlerini söyledikten sonra hızlı adımlar ile odayı terk etti. O son sözünü söylemişti. Ciddiye alıp almamak mirana kalmıştı.

Ayakları kendini taşıyamazken sırtını duvara verip yere çöktü.

Canı acıyordu. Öyle fiziksel bir acı değildi bu, ruhu göğüs kafesini zorluyor gibiydi. Kalbinin parçalandığını hissediyor,sanki kalbi göğüs kafesini zorlayıp dışarı çıkmayı bekliyordu.

Gözleri acı ile dolarken bi inleme çıktı ağzından. Mutsuz hissediyordu. Sanki hiç mutlu olamayacak gibiydi. Pişmandı.... hiç olmadığı kadar pişmandı.

Bir yıl önce söyleseydi sevdiğini. Anlatsaydı ona, açsaydı kalbini, bir şansı olabilir miydi? Söyleyemediği şeyler parçalıyordu onu.

Milanın tüm bu karmaşıklıklar arasında ona çok iyi geleceğini biliyordu. Sığınmak istedi ona son bir yıldır yapmak istediği gibi.. acılarının dinmesini isterdi onun yanında, onun yarası olmayı değil.

Onu gördüğü ilk an gözlerinin önünden filim şeriti gibi gelip geçti. Kalbinin teklemesini, gözlerinin ışıltısını aşka yormak istememişti o sıralar. Kendisiyle olan çelişkilerini hatırladı. Ne kadar çok istese de kalbine söz geçirememişti. Onu sürekli izleyip durmasını hatırladı. Gözlerini güzel yüzden ayıramıyordu ki!

Ne kadar çok istemişti o gözlerin kendisine bir kez bile olsa değmesini. Tesadüfen, anlık, isteyerek bile olsa saniyeler bile sürse çok istemişti.

Şimdi ne olmuştu? Onunla kurduğu bütün saçma salak şeyler imkansızlığa bir kaç adım daha atmış gerçeklikten uzaklaşmıştı.

Gözünden akan yaşı sildi.

Fırat'ın da dediği gibi 'aşkını kalbine gömmesi' lazımdı.

Unutması lazımdı......Onu unutamayacağını bile bile 'evet' dedi. Unutmam lazım dedi.

Bazı aşklar imkansız kalmak zorundaydı..

Ama her imkansızın içinde bir imkan yok muydu? Yaralı kalpler bir olup yaraları saramazlar mıydı? Geçmiş unutulup, geleceğe bir adım atılamaz mıydı?....

..............

Bu bölümü yazarken ne düşündüm bilmiyorum. Yazdığım şeyler o kadar çok hoşuma gitti ki anlatamam

Bunlar nasıl sevgili olur bilemem ama galiba olmayacaklar. Agnst bitirme olasılığım yüksek bir ikili...ama cidden bende istemiyorum.

Siz bir de aşık miranı görseniz....

Sağlıcakla kalın ♡

AŞİRET MI? - BxB - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin