16

141 12 9
                                    


İyi okumalar

............

"Cidden! Beni daha ne kadar izlemeyi düşünüyordun? Ya da hediyelerin senden geldiğini bilmeyecek kadar salak olduğumu ne zaman düşünmeyi bırakacaktın?"

Milanın söyledikleri ile derin bir yutkunuş bıraktı. Gözlerini kaçırırken, ellerini ensesine çıkarıp orayı kaşıdı. Nasıl anladığını sormak istiyordu ama bunu yapacak cesareti kendinde bulamıyordu. İnkar edecekti. Şuan yapabileceği tek şeyin bu olduğunu düşünüyordu.

Kaçırdığı gözlerini, kendisine pür dikkat bakan gözlere çevirdi. Boğazını temizledikten sonra konuşmaya başladı.

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum milan " milan, miranın söylediği şeyler ile tek kaşını alay edercesine kaldırdı. Bir zeki o değildi ya...

"Emin misin?" Hızla başını salladı.

Derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti." O zaman neden buraya geldin miran?"

Miran bakışlarını etrafta dolaştırıp bulduğu ilk bahaneyi söylemişti. "Tuvalete gitmem gerekti. O yüzden burdayım"

"Bozuk olan tuvalete çişini yapmaya geldin doğru muyum? Hem de her katta bir tuvalet varken?"

Alt dudağını ağzının içine çekti.  İçinden kendine ettiği küfürler ile soğuk bir su içse yeriydi. Sıçmış, sıvamıştı.

"Ne yani gelemez miyim?" Gelebilirdi.

"Yani bozuk tuvalete sıçmak istersen gelebilirsin" ellerini yıkayıp, siyah kotuna silerek kuruladı. Dışarı çıkmak için hareketlendiği sırada miran, bunun son şansı olduğunu anlıyordu. Şimdi söylemezse bir daha asla söyleyemeyeceğini biliyordu.

'Dene miran!' Kaybedeceğini bile bile Dene!

"Milan" küçük fısıltısı kendi kulağına bile zor ulaşmıştı. Çaresiz çıkan sesi kendine bile yeniyken, milan duyduğu ses ile durmuştu. Bir şeylerin değişeceğini ikisi de biliyordu. Bu olumlu olsa da olmasa da değişecekti.

Söze nasıl başlayacağını bilmiyordu. Önceden yapmış olduğu tüm provalar şuan aklından silinmişti. Ellerini arkasında birleştirdi. Milanın yüzüne utançtan bakamayacak gibi hissediyordu. En iyisi çabuk söyleyip kurtulmak diye geçirdi içinden. Ağzını aralayıp bir kaç kelime söylediği sırada Milanın sözleri ile dumura uğradı.

"Bak! Sana uçuk gelebilir a-"

"Beni seviyorsun, biliyorum. Uçuk da gelmiyor bu arada."

Dudakları şaşkınlık ile aralanırken gözleri de eşdeğer bir şekilde irileşmişti. "Ne!? Nasıl?"

"Anlamak için salak olmak gerekli. Çok fazla belli ediyorsun" Kısa sürede kuruyan boğazını ıslatmak için yutkundu. Bu hala uçuk diye geçirdi içinden.  Normal bir aşk itirafı değildi ki! Önceden dövdüğü bir çocuğa yaptığı aşk itirafıydı bu..

Konuşmuyordu. Zaten onun konuşacak bir şeydi de kalmamıştı.

Derin bir nefes çekti milan . Mirana karşı içinde kabaran bir öfke vardı. Önceden yaptıkları şeyleri hatırladıkça bütün kinini kusmak istiyordu. Nitekim öyle de yapacaktı.

"Anlamadığım şu senin gibi biri ile olacağımı düşünüyor musun sen? Göz var nizam var amına koyayım!" Bundan sonra nasıl konuşacağı umurunda değildi.  Kimi kırıp kırmadığı da umurunda değildi.

Miranın tek bir laf bile etmesine izin vermeyip konuşmaya devam etti.

"Gizli ibne filan mısın yoksa? Ne oldu miran bey? Birden aşık olmalar filan? Sen bir geçmişe bak lan! Dövdüğün, aşağıladığın çocuğa aşık olamak" derin bir nefes alıp sırıttı.

AŞİRET MI? - BxB - Where stories live. Discover now