1.3

636 24 0
                                    


İyi okumalar...

Medya; Tate McRae - Greedy



ERİC

   June bir omegaydı.

   Altın sarısı gözleri yarı aydınlık odanın içinde pencereden sızan ışıkla parıldıyordu. Bir an için şoka girip karşımda duran kurda bakakaldım. Deavon'ın da benzer duygular paylaştığını anlamak zor değildi. İkimizi de girdiğimiz transtan çıkaran şey June'un kurdunun hareketlenmesiydi. 

   Kurt, hızlıca etrafa bakındıktan sonra kapıdan merdivenlere doğru saniyeler içinde fırladı. Kısa sürede bilincimi yeniden kazandığımda arkasından gitmeden hemen önce Deavon'a seslendim.

"Sen sürünün yanına git ve neler olduğunu öğren Deavon!"

   Ardından etrafındaki her şeyi devirerek evin çıkışına doğru koşan kurdu takip ettim. Dışarı çıktığımda kurt formuma bürünerek ormana doğru koşan kurdun peşine takıldım.

   June'un endişeli olduğunu hissedebiliyordum. Vücudu üzerindeki kontrolü tamamen kaybetmişti. Kurdu henüz yeni ortaya çıkmıştı ve oldukça vahşiydi. İkisi birbirine tamamen yabancıydı ve hiçbir bağları yoktu. Zor olacaktı ama yine de June'un onu kontrol etmeyi öğrenmesi gerekiyordu.

   Bir omegaya göre hızlı koşsa da ben yine de bir alfaydım. Saldırganlar arasındaki gizemli alfanın sebep olduğu pençe yarası beni biraz zorlasa da dayanılmayacak bir şey değildi. Ayrıca June daha çok gençti. Benden hızlı koşması beklenebilecek bir durum değildi. Bu sayede onu yakalamakta zorlanmadım. Son bir sıçramayla kurdunun tamamen üzerine çıktım ve onu yere serdim.

   Tamamen vahşi ve asi bakan gözleriyle karşı karşıya kaldım. Altımda çıkmak istercesine kıpırdandı ve hırladı. Amacım kurdunu biraz olsun sakinleştirebilmek ve June'la bağlantı kurabilmekti. Kısa bir süre sonra hırlaması durdu.

   Biraz daha sakin olduğunu düşünerek üzerinden kalktım. Gözlerimi hiç ayırmadan onu görüş alanımda tuttum. Kurt yavaşça kalktı. Aynı şekilde beni inceledi. Eş olduğumuzu henüz fark edememişti. İkimiz bir çemberde birbirimize bakarak yürürken kurt bana tekrardan tehditkar bir şekilde hırlamaya başladı. Beni bir tehdit olarak görüyordu. Başta ona hırlamaktan kaçınsam da June'un kurdu daha da ileri gitmeye hazırdı. Bana zarar veremezdi ama ne kadar vahşileşirse June'un işi o kadar zorlaşırdı. Böylece ben de alfalığımı kullanarak ona hırladım. İtaat etmesi için baskın tarafımı gösterdim. Kurtlar içgüdüsel olarak hareket ederdi. Bu sayede benim bir alfa olduğumu fark edebilirdi. Başta biraz dirense de daha sonra başını eğip sakinleşti. Bu sırada June'la ilk kez bağlantı kurdum. 

"Eric neler oluyor? Ne yapacağım? Korkuyorum."

   June'un kurdu şimdilik sakinleşse de hala vahşiydi. Bu yüzden dikkatli olmalıydım. 

"Sakin ol her şey yolunda. Kurdunu hissetmeye çalış. Onunla arandaki bağı hissetmeye çalış. Birlikte hareket etmenize izin vermesini sağla."

   June'un panik halini biraz olsun gidermeye çalıştım. Ona daha fazla ve etkili bir şekilde yardım etmeyi istesem de elimden bir şey gelmezdi. Kontrolü eline almak tamamen June'un elindeydi.

"Yapamıyorum, olmuyor."

   June'un zihinsel olarak zor durumda olduğunun farkındaydım. Ancak savaşması gerekiyordu. Bu sırada kurt girdiği sakin ruh halini terk ederek yeniden hırlamaya başladı. İstersem alfalığımı kullanarak ona itaat ettirebilirdim. Ancak bunu yapmak istemiyordum. Onu fiziksel bir şekilde ya da alfalığım gücüyle sakinleştirmektense June'un bunu kendisinin yapmasını tercih ettim. Bu daha sağlıklı ve kalıcı bir yöntemdi. 

Dolunay'ın LanetiOù les histoires vivent. Découvrez maintenant