15. BÖLÜM

822 37 5
                                    

Yeni bölüm geldiii;)
Yazım hatam varsa kusura bakmayın bölümü yazarken çok heyecanlıydım.
<33

Saatlerdir önümde mankenmiş gibi yürüyen zayıf ve uzun adamı seyrediyordum, hiçbir vazfı olmadan önümde volta atıyordu.

"Ya bi dur artık başım döndü."

"İzleme o zaman beni."

"Gözümün önünde zara mankeniymiş gibi yürüyorsun nasıl izlemiyim?"

"Gözünü kapat"

"Off keşke kör olsam."

Kendince birşeyler mırıldandı, etrafıma bakındım ama kimseyi göremedim sadece bu önümde ki saftirik adam duruyordu. Yaman'la konuşalı yaklaşık 5 saat oluyordu diye tahmin ediyorum zaman yavaş da geçiyor olabilir zaman algımı kaybetmiştim. Tuvalete giderken kaçmak gibi bir plan yaptım her ne kadar kaçabileceğimi düşünmesem de denemekten zarar gelmezdi sonuçta.

"Tuvalete gitmem lazım."

"Hiç sırası değil."

"Bir dahakine sana sorarım paşam!"

"Sadece 2 dakikan var tamam mı?"

"Tamam ama çabuk ol yoksa buraya yapmak zorunda kalıcam."

"Aman diyim he, sakın"

Ellerimi ve ayaklarımı kalın ipten kurtardıktan sonra kolumu tutarak arka tarafta ki düz yoldan yürüttü kapının önüne gelince içeri doğru itekledi.
İçeri girip kapıyı kapattım ve şuan ki tek korkumla yüzleştim klozet ve lavabo dışında hiçbir şey yoktu, anlık bir plan değişikliği ile kapıyı açıp dümdüz koşmaya karar verdim boyu uzun olduğu için hızlı koşamazdı herhalde.

Kapıyı sessizce açtım ve yan tarafa baktım elinde ki telefona bakıyordu.
Karşıya bakınca büyük demir kapıyı gördüm ve oraya doğru koşmaya başladım, ve koştuğumu anlayınca peşime koşmaya başladı.

"Buradan kaçamazsın pis cadı, gel buraya."

Sertçe kapıya tosladım açmaya çalıştım ama dışarıdan kitlenmişti arkamdan bir anda saçımın çekilmesiyle inledim.

"Kaçabileceğini düşündüren şey neydi bücür?"

"Bırak saçımı!"

"Geç şuraya!"

Saçımdan tutarak sandalyeye doğru sürükledi dirseğimi karnına doğru vurdum yürürken hafif bir inlemeli sesini duydum ağzının içinde küfür savurdu ve sandalyeye tekrar bağladı beni, kaçmam çok zordu hatta imkansız gibiydi.

Bağlandığım sandalye de etrafı izlemekten başka yapabilecek bir şey bulamayınca gözlerimi kapattım ve küçük Güneş'i düşündüm.

Masallar dinlemeyi çok severdi ama yatmadan önce ona masal anlatacak kadar değer veren annesi ne de seven babası vardı çocukluğundan beri yalnızdı Güneş, ama bu duruma alıştı ya da alışmak zorunda bırakıldı.

YAMAN~

"Hadi oğlum daha hızlı gitmen lazım. Güneş'i alıcaz ordan hadiii!"
Yanımda Uraz vardı ve beraber Güneş'i kurtarmaya gidiyorduk yol boyunca sadece söylendim çünkü o'na zarar gelmesini istemiyorum.

"Yaman arabaya bindiğimizden beri sadece direksiyona vuruyorsun, kendini atın üstünde mi zannediyorsun."

"Kes sesini Uraz! Az kaldı Güneş'i kurtarıcam."

"Sen bu oyunu fazla mı ciddiye alıyorsun paşam."

Uraz konuşurken ben onu ciddiye almıyordum son sürat yolda gidiyordum ve ceza yediğimin farkındayım.

Boş bir arazinin ortasında büyük tenekeye benzeyen, demirden eski bir  baraka vardı.

"Eminiz dimi Güneş'in telefonunun sinyali burdan geliyor?"

"Evet, evet burası."

Kapıya doğru ilerledik elimizde silahlarımız vardı arkamızda bizden talimat bekleyen adamlarım vardı.
Kapı kapalıydı elimle arkada ki adamlara işaret ettim ve barakanın diğer tarafına doğru gittiler.

Kapıya bakınca kilitli olduğunu fark ettim ama dışarıdan açılabilirdi elimde ki silahı Uraz'a uzattım ve iki elimle sessizce kapının kilidini yukarı kaldırdım kapıyı aralayınca içeriye göz attım.

Sandalye de bağlı oturan Güneş'i gördüm iyi gözüküyordu onun hemen yan tarafında uzun ince bir adam vardı eğer tek kişilerse rahatça alırdık.

"Abi arka taraf temiz içerde sadece bir adam var."
Kafamla işaret edip sesli bir şekilde kapıyı açtım silahımı Urazdan aldım ve içeri girdim. Güneş beni görünce gözünden birkaç damla yaş süzüldü.

Adam hemen silahına yöneldi ama o daha belinde ki silahı çıkartamadan sol göğsünün üstünden vurdum yere yığılmak üzereyken arkamdan birinin daha silahından kurşun çıktı arkama göz attığımda Uraz olduğunu fark ettim.

"Sen öyle vurunca canım çekti." Deyip sırıttı, Uraz.

Aklıma o an Güneş geldi ve hemen o'na yöneldim ağzında ki bantı açtım ve diğer ipleri de açmaya başladım.

"Yaman çok korktum burda ölücem diye."
Kesik nefesler almaya başladı ve sesi titriyordu.
"Valla kaçmaya çalıştım, kaçtım da ama kapı kilitliydi çıkamadım."
Tüm sorumluluk kendindeymiş gibi konuşuyordu ama suçlusu bendim bunların.

İpleri çözdüm ve Güneş bi anda ayağa kalkıp bana sarıldı saçları dağılmıştı.
Nefesi boynumu delip geçicek gibiydi kalbi göğsümde atıyordu sanki çok hızlıydı.

"Sakin ol, yanındayım şimdi seni alıp gidicem. İyisin dimi birşey yaptılar mı sana, saçların sabah böyle değildi ne yaptılar sana. Güneş cevap ver bana."
Sadece sarıldı bana cevap vermek için bir süre bekledi.

"Kurtardın beni, geldin Yaman."

Sarılırken saçlarını elimin arasına aldım  burnum saçlarındaydı, saçları vanilya kokuyordu...

"Kurtardım seni, geleceğimi söylemiştim ve geldim."

GÜNEŞ~

Sarılırken bir insan yaşadıklarını unutur muydu. Ben unutmuştum. Yaman'a saatlerce sarılıp unuttuğum o huzuru tekrar tatmak üzereyken bi anda silah sesiyle irkildim.

Yaman'dan ayrılıp kapıya doğru bakınca Nejat'ı gördüm elinde silah vardı sonra Yaman'a baktım gözleri gözlerimdeydi kızarmış gibiydi gözleri.

Yaman beni kolonun arkasına doğru ittirdi ben ne olduğunu anlamamışken Yaman dizlerinin üstüne düştü ardından bir silah sesi daha geldi bu da Yaman'ın yüz üstü yere yığılmasına sebep oldu.

Ellerimle şaşkınlıktan açılmış olan ağzımı kapattım gözlerim fal taşı gibi açıldı ve dizlerimin üstüne düştüm gözlerim Yaman'ın üstündeydi şok olmuştum.

Gözlerimden yaşlar boşalıyordu titrediğimi fark ettim.
O an hiçbir şey yapamadım bağırmaktan başka.

"YAMANNN!!"
"YAMAN BENİ BIRAKMAA!"

----------------

MAFYA SANRISI [YARI TEXTİNG]Where stories live. Discover now