20. BÖLÜM

250 24 2
                                    

Akıcı bir bölüm olmamış olabilir kusura bakmayın.
İyi okumalar yorumlarınızı okuyorum<33

Kendi yarattığım kızarıklığa bakarken Yaman üzerime doğru yürümeye başlamıştı yataktan inip camın olduğu tarafa doğru gidip Yaman'dan uzaklaşmaya çalışıyordum.

"Yaman gelme üzerime, korkuyorum."

"Korkuyosun, benim senden korkmam gerekiyo bence!" Tepkisine anlam veremedim şaşkın ve sinirli gibiydi.

"Ya sanki ben vurdum yüzünü kapıya."

"Kafama terlik atmasaydın yüzümü vurmayacaktım."

Artık gidicek yerim yoktu camın tam önünde duruyordum Yaman üzerime doğru geliyordu.

"Acıdı mı ki?"

"Acıyıp, acımaması sorun değil. Sana arkamı döndüğümde rahat durmuyorsun."

"Bana arkanı dönme o zaman."

Aramızda ki mesafeyi kapattı, kafamı biraz kaldırınca yüzüyle karşılaştım.

"Morarmaya başlamış."

"Şaheserinle gurur duyabilirsin."

"Yaman böyle olacağını tahmin etsem yapar mıydım sence?"
Tatlı bir şekilde mırıldandım.

Kafasını biraz eğdi ve nefesi yüzüme değdi.

"Yapmaz mıydın?" Dedi ve burnunu burnuma sürttü.

Karnımda kelebekler uçuşuyordu. Bu yakınlık bana fazlaydı çünkü terlemeye başlamıştım.

Gözlerini dudağıma dikince ne yapmam gerektiğini şaşırıp bir anda Yaman'ı omzundan geri itip arkamda duran camı açmaya yeltendim.

Sırıtarak
"Çok sıcak oldu da burası o yüzden şey yaptım camı" dedim.

Romantik ortamın içine sıçtım sanırım.

Yaman elini beline koyup kafasını havaya kaldırdı.
"Sabır! Sabır!" Sabır dileye dileye bi hâl oldu adam.

"Ben çıkıyorum hazırlan sende." Verdiği emir doğrultusunda ilerledim.

" Verdiği emir doğrultusunda ilerledim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Güneş'in kombini)

Nereye gideceğimizi bilmediğim için her yere uygun olabileceğini düşündüğüm kombini yaptım.

Merdivenlerden aşağıya inerken Yaman'ın arabasının önünde beni beklediğini gördüm.
Sekerek yanına gittim.
"Ben geldimm!" Diye bağırdım.

"Evet." Dedi beni baştan aşağı süzerken. Hemen ardından,
"Görebiliyorum" diye ekledi.

Dalga mı geçiyor!

"Nasıl ya, beni şuan görememen gerekiyordu!" Diye dalga geçtim onun yaptığı gibi.

"Tüh! Görünmezlik pelerinini takmayı unutmuşsun."

"Ama sen maskeni takmayı ihmal etmemişsin." Dedim arabaya doğru yöneldim.

Yaman'dan önce arabaya bindim hemen ardımdan o da bindi, bana baktığını hissedebiliyordum.

Çantamdan glossumu çıkartıp aynayı açtım. Gloss sürmek önemli bir detaydı.

"Beni izlemek yerine arabayı mı çalıştırsan!" Yaman'a bakmadan söylediğim cümlenin onda yarattığı etkiyi hissedebiliyordum.

"Peki prenses!" Arabayı çalıştırdı, hâlâ nereye gittiğimizi bilmiyordum.

"Kendimi prenses gibi hissetmiyorum." Mırıldandım.
Duymadı Yaman.

"Nereye gittiğimizi sormayacak mısın?"

"İçimden soruyorum ama sana soramadım bi türlü."

"İçinden sormak? Sanırım yine şizofrene bağladın sen."

"Ya başlama yine nolur." Yalvardım neredeyse şuan Yaman'ın bilmiş halini hiç çekemem.

Güldü
"Tamam, tamam."

"Ee nereye gidiyoruz?"

"Şuan yanımda durmana sebebiyet veren o malum eve götürüyorum seni."

İçimde ki merak duygusu giderek artıyordu, bi yandan da tedirgin hissediyordum.

Kısa bir süre sonra büyük bir evin önünde durmuştu araba.

Arabadan indik ve arnavut kaldırımlarından yürüyerek beyaz ama eskimiş iki katlı bir de çatı katlı bir evin önünde durduk.

Kısa merdivenleri çıkarak kapının önünde bekledik Yaman anahtarı arabada unuttuğunu fark edince arabaya tekrar gitti o sırada bende etrafı izledim. Evin karşısında yine eski ama nostaljik duran yapıtlar vardı.

Yaman tekrar yanıma gelince kapıyı yavaşça açtı. İçeriden toz kokusu geliyordu bakımlı bir eve benzemiyordu ama çok da kötü durumda değil gibiydi.

Kapının hemen çaprazında eski ahşap görünümlü dolanan merdiven vardı.

Yaman belimden tutarak yürümem için işaret verdi.
İlerledikçe evi daha net anlayabiliyordum, salona geçince ne kadar büyük olduğunu fark ettim manzaraya bakmak için camlı balkona doğru ilerledim.

Kapıdan çıkınca buranın bir balkon olmadığını ve bu evin de normal bir ev olmadığını fark ettim. Yol gibiydi kenarlarda korkuluklar vardı.

"Oha! Burası yalı mı?" Bi anda elimle ağzımı kapattım, Yaman sırıtarak yanıma geldi elimi ağzımdan çekti.

"Evet burası yalı, şaşırman çok normal."

"Buraya sandalye koyup saatlerce bu manzarayı seyredebilirim."

"Bende bu manzarayı saatlerce izleyebilirim."
Kafamı sağa çevirince gözlerimiz birbirine değdi.

"Geliriz yani dimi?"

"Geliriz tabi."

Mutluluktan ağzım kulaklarıma değicekti neredeyse.

"Benim manzarayı izlemem için buraya gelmeme gerek yok aslında."
Mırıldandı.

"Bişey mi dedin?" Diye sordum.

"Burayı bu kadar sevdiysen üst katları daha çok seversin diyorum. Hadi çıkalım."

Geldiğimiz yoldan geri giderek kapının çaprazında olan eski ahşap merdivenlere ilerledik.

"Bu merdiven bana hiç güven vermedi." Diyerek düşüncemi belirttim.

"Meşe ahşabından yapılmış dedemlerin zamanında. Yaklaşık 110 yıldır kullanılıyor bu merdiven, sağlamdır yani."

"Hımm eskiymiş baya."

"Öyle."

Yaman önden çıkarak bana yol gösterdi büyük bir hol karşıladı bizi çok oda yoktu ama büyük gözüküyorlardı.
Yaman sol tarafa doğru dönüp holü takip etti bende peşinden gidiyordum, bir kapının önünde aniden durunca duraksadım Yaman kapıyı açmadı ama bi süre kapıyı izledi. Eli kapının koluna doğru gitse de açamadı geri gitti eli.

Yaman'ın sorunlarının başlangıcı olan yerdeydik ve belki de tam olarak sorunun olduğu kapının önündeydik.

---------------------

MAFYA SANRISI [YARI TEXTİNG]Where stories live. Discover now