Sihirli Küre

5.5K 158 10
                                    

Oy veren, yorumlarını esirgemeyen, kitabı okuma listelerine ekleyen herkese bol bol kalp gönderiyorum 







Sihirli Küre 

"Yaşam, bazen karanlık rüyaların gölgesindeki aydınlık anlardan ibarettir." 

Gabriel'in sağlığına kavuşmasıyla dolduğum mutluluk, içimde adeta dans ediyordu. Markus'un heyecanı, çevremizi sarıp sarmalıyordu, sanki bir coşku dalgası bizi sarmıştı. "Eva sen gerçek bir mucizesin! Tanrım! Amcam haklı çıktı! Hayatında ilk defa doğru bir şey yaptığını görmek inanılmaz Amca. Bozuk saat gibisin harbiden günde iki defa doğruyu gösterdin. Aferin sana," dedi Markus. 

"Markus!" diye bağırdı keşiş. "Ben her zaman doğru düşünür, doğru konuşurum. Sen sadece bilimsel aşamalardan bi habersin. Bilgiye giden yolda insan düşünür, teori ortaya atar, dener, deney çoğu vakit başarısız geçer, sonra döner tekrar düşünür. Süreç yaşamadan sonuç olmaz yeğenim. Bunu anla artık." dedi adeta öğüt verircesince. Markus gülerek sarıldı,"Amca senin deneyler hep başarısızdı. İlk defa başarılı oldun. Bunu kutlayalım." dedi amcasının sırtına vurarak. Keşiş gülümsedi, "Deli çocuk."

Duygularım yoğundu, sanki denizin içinde kaybolmuş gibiydim. Gözlerimdeki yaşlar, içimde biriken duyguların dışa vurumu gibiydi.

"Hissediyorum. Gabriel iyileşiyor ve bu içimi huzurla dolduruyor," dedim. Her kelime, içimdeki coşkuyu yansıtıyordu, sanki uzun bir karanlığın ardından bulduğum ışığın değerini anlatıyordu. Bu an, yüreğimin en derin köşelerinden gelen bir sevinçle dolmuştu, adeta bir mucizeye tanıklık ediyorduk.

Titredim, bedenimin her hücresi yorgunluktan titriyordu. Markus'un endişeli bakışları, bu yorgunluğu fark ettiğinde hemen yanıma yaklaştı. Gözlerindeki endişe, içimi ısıtan bir sıcaklıkla karışmıştı. "Eva, iyi misin?" diye sordu, sesinde endişe ve sevgi dolu bir ton vardı.

Yorgun bir gülümsemeyle, "Evet, biraz halsiz hissediyorum. Ama Gabriel'in daha iyi olduğunu görmek, tüm yorgunluğumu alıyor," dedim. 

Bu sözlerimle birlikte, hissettiğim huzur bedenimde dolaşmaya başladı. Bedenimdeki yorgunluk, sevdiğim adamın iyiliği karşısında hafiflemiş gibiydi. Markus'un bu endişeli yaklaşımı, içimdeki sıcaklığı arttırıyordu, beni seven insanların yanında olduğumu hissetmek rahatlatıyordu. Onun sevgi dolu bakışları, sanki bir ışık huzmesi gibi içimi aydınlatıyordu.

Keşişin gururla gülümsemesi, yüzümde bir tebessüm oluşturdu. "Tebrikler Eva! Gabriel'i gerçekten iyileştirdin!" dedi. O'nun gururlu bakışları, yüreğimde bir sevinç fırtınası estiriyordu. Bu an, başarı dolu bir anlam taşıyordu ve beni içten içe gururlandırıyordu. Markus ise hayranlıkla bana bakıyordu, "Sen bir mucizesin Eva! Gabriel'in hayatını kurtardın!" dedi. 

Bu sözler, içimdeki minnettarlık duygusunu daha da derinleştirdi. Her bir kelime, adeta kalbimde bir meltem gibi esiyordu. Bu an, benim için sadece bir başarı değil, sevdiklerimle birlikte yaşadığımız bir mucizeydi. Bu sevinci paylaştığımız için şükran duyuyordum.

Minnettarlık duygumu ifade etmek için kelimeler bulmakta zorlanıyordum. "Teşekkür ederim. Ama bu başarıyı elde etmemde sizin inancınız ve desteğiniz de çok önemliydi," dedim. Bu cümleler, içimdeki şükran duygusunu ifade etmeye yetmiyordu.

Markus'ın gözleri şaşkınlıkla parlıyordu, "Eva, bu yaptığın gerçekten inanılmaz! Gabriel'i nasıl iyileştirdin? Ne hissettin?" diye sordu, sesinde bir merak vardı. O'nun merak dolu sesi, içimdeki bu olağanüstü enerjinin kökenini anlamaya çalışmamı tetikledi. 

Kontesin Laneti +18Where stories live. Discover now