İlk Cinayet

57 13 20
                                    

Biri yıllar önce gelse dese ki "Dina, ilerde abin ve arkadaşının pis işlerini sen bitireceksin," diye gülerdim.

Ama şimdi buradayım, o koltuktayım.

Mafya kraliçesi gibi hissediyorum.

İki dakika ciddiyete sıçmadan dur.

F: Kuruldun koltuğuma.
D: Sevdim ben bu koltuğu alıp eve götürelim.
F: Başka emriniz var mıydı hanımefendi?
D: Şu sikik işin bir an önce bitmesi.
A: Dina haklı. Bir an önce bitirip gitmek istiyorum.
Amy: Anlamadığım şey Five ile ben niye geldik?
D: Aynen siz niye geldiniz?
A: Ben arayınca gelmişler ne bileyim ben?
F: Birincisi Dina Hargreeves şu an ölüm tehlikeli bir işe bulaşıyorsun. İkincisi ben sen abinim tabii ki yanında duracağım. Üçüncüsü Amy neden burada bilmiyorum.
A: Amy'de benim kardeşim salak.
F: Doğru. Amy'de Aidan'ın kardeşi. Onunda canı tehlikede. Üstüne üstlük benim sevgilim.
Amy: Sonuncu kısmı sevdim.
D: Yapacağınız romantikliğe sıçayım! İki dakika susun!

Sesim fazla yüksek çıkmıştı ve bu onları susturmaya yetmişti. Aidan ve Five önümdeki koltukta oturuyordu Amy de Five'ın çaprazında. Amy'nin gözlerinde korku vardı. Five'ın gözünde endişe. Aidan'ın gözünde. Aidan'ın gözü sadece benim üstümdeydi. Tek bir emir bekliyor gibiydi.

Bense dişlerimi sıkmış bir haber bekliyordum. Dört saate yakındır buradaydık. Fivelar ise yarım saat önce falan gelmişti.

İçeri korumalardan birinin girmesiyle daldığım yerden gözlerimi ona çevirdim. Herkes beni sinirli gördüğüne şaşırmıştı. Five ise herkesi benden uzak tutuyordu. Kimse beni daha önce bu kadar sinirli görmemişti. Ve korkuyorlardı. Kendileri için değil yapacaklarımdan.

Bende senden korkuyorum.

Seni de öldüreceğim zaten.

K: Bayan Hargreeves?
D: Söyle.
K: Depodalar.
D: Geliyoruz. Hiçbir şey yapmayın bana bırakın her şeyi.
K: Emir anlaşılmıştır.

Koruma çıktığında Five endişeli gözlerle bana dönmüştü.

F: İyi misin sen?
D: Niye iyi olmayayım?
F: Bu benim kardeşim değil. Bu benim Dina'm değil.
D: Hargreeves soy ismine layık olmaya çalışıyorum. Olmamış mı?
F: bu davranışlar hayra alamet değil.

Aidan karşıma geçip ellerini masaya yerleştirdi.
A: Dina, kendine gel. Nefretinle herkesi ezip geçeceksin. Şirkete girdiğinden beri esip gürlüyorsun. İnsanlar seni böyle görmeye alışık değil. Korkuyorlar senden. Toplantı odasını basıp bütün korumalarla oturdun plan yaptın. Dört saatte bütün işleri eline aldın. Sinirinden geçilmiyor. İnsanı ettiği yeminden bezdiriyorsun. Kendine gel!
D:Gayette kendimdeyim. Five hatırlar benim ne zamanlar ciddiyetimden geçilmediğini.

"F: az ciddi ol, Dina.
D: ben ve ciddiyet mi? Anca çok kötü bir şey olduğunda.
F: Mesela?
D: Geçmişimle sınandığımda, seninle sınandığımda.
F: Öyle bir şey olmasına asla izin vermem."

Five hatırlamış olmalıydı. Sertçe yutkunduğundan anlamıştım. 

F: Ben. Ben hala öyle bir şeye izin vermedim.
D: Neden buradayım o zaman? Neden içimdeki nefretin haddi hesabı yok Five?
F: Dina-
D: Kiminle sınanıyorum peki Five? Sikik geçmişim? Sen? Yoksa her ikisi de mi?
F: Dina, kendinde değilsin. Gerçekten değilsin. Kimseyle sınandığın yok. Ben iyiyim. Sen sadece geçmişinin intikamını istiyorsun. Geçmişi deşiyorsun. Yapma. Sadece sen değil, hepimiz yara alırız.

Haklılık payı vardı. Fakat kendime engel olamıyordum. İçimdeki nefret beni yiyip bitiriyordu.

Kimseyi dinlemeden koşar adımlarla aşağı indim. Arkamdan Five ve Aidan'ın dur ikazlarını duyabiliyordum ama durmuyordum. Koşarak merdivenlerden indim. Onlarda peşimden koşuyordu duyabiliyordum.

Mahşerin 4 AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin