"Toplayacağız Abim." "Toplayamayacağız Abi."

71 12 38
                                    

2 hafta sonra

İki haftadır Aidanlar bizde kalıyor. O günden sonra iyi miyim bilmiyorum ama rahatlamış hissediyorum biraz da olsa. Sanki çocukluğum beni affediyor gibi geliyor.

A: Pişt Dina kalk hadi.
D :ıı hayır.
A: Güzel evladım kalksana.
D: Ya hayır. Bırak uyuyacağım.
A: Dina iki haftadır uyuyorsun zaten kalk!

Şey evet öhöm. Kim uyumuş?
D: abartma lan! Çıkıyoruz herhalde tuvaletti yemekti falan.
A: Yaa sağ olun sağ olun. Konuşmamız lazım seninle.
D: Ben yatıyorken sen anlat ben dinliyorum.

Ben yorgana iyice sokulup yastığa iyice kurulmuştum ki yüzümün dönük olduğu yerde bir çöküntü hissettim. Gözümü açtığımda Aidan benim gibi uzanmış bana bakıyordu. Bakma bana öyle! Kalbim yerinden çıkacak zalımın oğlu!

D: Ne? Niye uzandın şimdi?
A: Göz teması kurmazsak ciddiye almazsın sen beni.
D: Artık gayette ciddiye alıyorum.

Nefes alıp bana çok konuşma elimde kalırsın bakışları gönderdi.

Çok güzel bakmıyor mu ama?

Müthiş müthiş...

A: Abine sahip çık Dina.
D: Çocuğum mu lan benim o? Bu nasıl laf? 23 yaşına gelmiş bir birey o.
A: Takmış kafaya evlenelim evlenelim. Bir şey söyle abine.
D: Evlensin o zaman Aidan. Sanki seninle evlenecek. Manyak mısın?
A: Bir aydır sevgililer daha Dina. İyi misin sen?
D: Tamam da yıllardır tanımıyorlar mı birbirlerini? Elleme evlensinler.
A: Sen gerçekten kafayı yemişsin.
D: Aidan siz yıllardır tanışmıyor musunuz Tanrı aşkına? Güvensizlik gibi bir durumun olması imkansız. Onlarda yıllardır tanışıyorlar zaten. Elleme evlensinler Aidan. Sal şimdi beni.

Yorganı iyice kafama çekmiştim ki Aidan Beyimiz rahat durur mu? Yok! Çekti attı yorganı.

A: Yaran hala acıyor mu?
D: Hıhı.
A: Gel ilaç içireyim sana. Hadi kalk.
D: istemiyorum ya. Bırak. Uyuyunca geçer.
A: Dina tepemi attırma kalk.
D: Sıkıyorsa kaldır.

Tam yastığa kurulmuştum ki Aidan beni bir anda kucağına aldı.
A: Sıkıyormuş sanki ha?
D: İndir lan beni! Uyumak istiyorum!

Ben acı fakat çaresiz çırpınışlarıma devam ederken Aidan merdivenden inmeye çalışmakla meşguldü. Merdiven başından sesimizi duyan bir adet Five kafası gördüğümde melül melül bakmaya başladım. Five'ın gözlerine bir anda kıskançlık oturmuştu. Aidan merdivenin son basamığını da indiğinde Five bu seferde beni kucağına aldı. İnsanım lan ben insan! Ayaklarım var benimde yürüyebiliyorum! Barbie bebek miyim ben?

F: Kardeşim senin kucağında ne geziyor Gallagher?
A: Seni şikayete gitmiştim. Yarası da acıyormuş baktım kalkmıyor bende tuttum getirdim. İlaç içecek şimdi değil mi Dina?
D: O ne? Kafaya mı takılıyor?
F: Bana söyleseydin ben getirirdim! Hem ne şikayeti be!
A: Evlenmeyeceksiniz! Daha bir aydır sevgilisiniz lan siz!
D: Yav elleme evlensinler demedim mi lan ben sana? Evlenin abim siz. Ama size taşınırım bende ona göre.
F: Gel yavrum gel beraber yaşarız üç kişi. Yeğenine de bakarsın hem.
D: Bakıcı mıyım ben be! Neyse bakarım artık kira da almazsınız benden.

Bu sefer Five'ın boynuna sıkı sıkı sarılıp kafamı omzuna gömdüm. Hareket etmiştik. Kesin bu ikisi gözleriyle anlaştı da ben kaçırdım.

Five merdivenleri tekrar çıkmıştı ve bir yere oturmuştu. Ve koltuktu çünkü oturunca çökmüş gibiydi.

F: yapıştık kaldık bırak istersen yani.
D: hayır iyi böyle sevdim ben.
F: Dina hadi bırak. Boğuluyorum.
D: Ay tamam dur boğulma!

Sarılmayı bırakıp etrafa baktığımda kütüphanemdeydik. Five beni kucağından indirip kitaplıklardan birine doğru gülerek yürüdü. Eline ilk gelen kitabı alıp yanıma oturdu. Ben de başımı omzuna koydum. Aldığı kitabı görünce şaşırmamı engelleyememiştim.

Mahşerin 4 AtlısıWhere stories live. Discover now