"Kalbim acıyor..."

77 12 49
                                    

>>Aidan Gallagher<<

Aşk. Neydi aşk?

Sevgi? Güven? Takıntı? İhtiyaç?

İnsan unutmaz mıydı ergenlik aşklarını? Gelip geçici bir şey değil miydi?

Demek ki değilmiş.

Ben Aidan Ryan Gallagher, Dina Hargreeves'ı gördüğü ilk günden beri sadece onun için nefes alıyordu. Dina demek hayat demekti, Dina demek nefes demekti, Dina demek neşe ve vazgeçmeyiş demekti, Dina demek her şeye rağmen acını gülüşünle saklamak demekti...

Dina demek geçmiş demekti...

Dina ismi gibiydi. Güzel ve korunaklı bir yerdi. Hayatına girdiği kişiyi ölümüne korur ama güvenmeyebilirdi. Karşısındakinin onu öldüreceğine inanırdı ama severdi. Nefreti nefretti. Acımazdı, acımasızdı. Ama sevdiğinde, güvendiğinde ölümüne güvenir, severdi.

Ben Dina'nın her zerresine aşık olmuştum. Özellikle sevdiğim bir özelliği, ben o özelliğine, huyuna aşık oldum diyebileceğim bir huyu yoktu. O başlı başına Tanrı'nın özenerek yarattığı bir insandı. İnsanda kusur bulamıyorsanız hayatına inmeyi deneyin.

Dina'nın hayatı kendi gibi güzel geçmemişti. Yaşayabildiği bir çocukluğu asla olmamıştı. Çabuk büyümüştü. On bir, on iki yaşlarında ilk intiharını denemişti.

O beni tanımamıştı belki ama ben onu yıllar önce tanımıştım. Çok yalvarmıştım Five'a alalım kardeşini, yeni bir hayat çizelim ona, unutsun geçmişini, diye ama beni dinlememişti. Ona sinirli değilim o da kardeşinin canını düşünüyordu. Biz kaçırsak Five'ın babası Dina'yı yaşatmazdı ya da onu para karşılığı satabilirdi.

Şimdi buradaydı. Dört kişiydik. Asla ayrılmayacak dört kişi. Mahşerin dört atlısı.

Can dostum kardeşimle evlenmişti, Dina ona olan aşkıma karşılık vermişti. Kısacası biz Gallagher ailesi artık Hargreeves ailesi ile birdik.

Dina körkütük sarhoştu. Aramızdaki tek sarhoş oydu çünkü içmeye fazla alışık değildi ve içince de kendini sınırlayamıyordu.

Ben Dina'yı izlerken yanımdaki sandalye çekildi.

A: Linda?
L: Güzel bir başlangıç yaptınız. Hele ki senin Dina'yı öpmen bombaydı.
A: Yıllardır söyleyememek içime oturuyordu. Kuş gibi rahatladım.
L: Keşke o yıllarda başka kadınları da görebilseydin.
A: Ne demeye çalışıyorsun?
L: Dina'ya kırgınken güzeldik, diyorum.
A: Saçmalıyorsun. Flörtümüzün yalandan olduğunu biliyorsun.
L: Sen de sana olan aşkımı biliyordun, Aidan. Dina evet güzel kız ama ben de bu sevgisizliği hak etmedim.
A: Sevgisizlik? Yıllardır arkadaşız hem de yakın arkadaş, Linda. Sana ben de aşkın yok, dedim. Unut, dedim. Beni zorla öpmeye çalıştığın ama başaramadığın gün bile sesimi çıkartmadım. Hepimizi denedin lan sen. Ben de de takılı kaldın. Şimdi sinirlendirme beni.

Dina sarsıla sarsıla yanımıza yaklaştı. Ayağı kalkıp beline sarıldım.

D: Bu göt karı hala gitmemiş. Sen canına mı susadın oğlum? Aidan, sevgilim arka çıksana bana.
A: Zaten hep arkandayım yavrum.
D: İyi oldu bunu öğrendiğim. Neyse ne. Sen niye hala buradasın Linda Lindsay?
L: Aidan ile öylesine konuşuyorduk. Gideceğim birazdan.
D: Git zaten. Göte bak. Hadi hadi en hızlısından yok ol buradan. Hadii!
A: Sakin ol biraz Dina.
D: Olmuyorum. Hıh. Küstüm ben sana. Ben abimle dans edeceğim. Nerede benim biricik abim? ABİM! NEREDESİN ULAN GÖT İNEK!
A: Ne demek sana küstüm? Küsemezsin efendim.
D: Siktir git lan. Küstüm gitti.

Kollarımdan kurtulmanın bir yolunu bulup sarsıla sarsıla Five'ın yanına gitti. Five onu gördüğünde koşup Dina'yı tuttu.

Keşke, diyorum bazen. Keşke bizde seninle Five ve Dina gibi olabilseydik Amy.

Mahşerin 4 AtlısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin