13

212 29 50
                                    

"Kerem'i bu hastaneye mi getirdin?"

Ferdi acıklı bakışlarla hastaneyi incelemiş, Altay ise o telaşla bakmadığı hastaneyle pişman olmuştu.

"Kardeşim, özür dilerim..."

"Sıkıntı yok Altay. Doktorluğumun son durağının burası olması senin suçun değildi."

Ferdi acı bir gülümsemeyle Altay'a bakmış, hemen ardından konuşmuştu.

"Hadi Kerem'i bekletme, sabah sizi alırım."

"Sabaha kadar ne yapacaksın Ferdi?"

"Sabaha kadar yakında park var. Orada beklerim Altay. Hadi git, bekletme."

Altay yavaş hareketlerle hastaneye girdiğinde Ferdi daha fazla hastane önünde durmak istemeyerek gaza basmıştı.

Parkın otoparkına arabayı park edip indiğinde yüzüne çarpan mayhoş havayla gülümsemiş, denizi daha net görebilmek için bir bank aramıştı.

Gördüğü çiftlerle acı acı gülümsemişti Ferdi.

"Baba oluyorsun, hamileyim!"

Arın'ın sesi kulaklarına dolduğunda gözlerini kırpıştırarak cebindeki sigarayı yakıp dudakları arasına götürmüş, içine çektiği zehir dumanla gülümsemişti.

Dudaklarından çıkan dumanla kahve harelerini göğe kaldırmış, elinin birisiyle gömleğinin üst iki düğmesini açmıştı.

"Kenan, senin ben amına koyayım Kenan. Kolyem yok ya!"

Arkasında duyduğu bağırma sesini umursamadan sigarasını tekrardan dudakları arasına götürdüğünde tanıdık olmayan telefon melodisi ile yüzünü buruşturmuştu.

"Efendim Kenan Malı? Ah, malum hani sen tekme tokat beni dövdüğün için kolyemi düşürdüm ya hani. Başlıcam senin Yunus'una tutmasın abiliği. Banane o kolyeyi bana Hayat almıştı!"

Gözlerini arkasına çevirdiğinde kızgın kızgın bakan yeşil harelere sırıtmış ve küçük bedenin kızgınlıkla yaptıklarını izlemeye başlamıştı.

Oldukça tanıdık gelen bu simayı umursamadan onu izlemeye devam ettiğinde gözleriyle kesişen yeşil hareler imalı imalı ona bakmıştı.

"Hayırdır hacım? Önünde ayı mı oynuyor? Ne bakıyon, hiç mi kolye arayan adam görmedin?"

"Tepemde bağırdın için sence de bakmam normal değil mi..."

Yavaş yavaş ayağa kalkıp küçük bedenin önünde alayla durmuştu.

"Zeytin göz?"

"Adım Arda, Zeytin göz değil koca deve!"

Arda ellerini belinde tanımadığı adama meydan okurcasına önünde durduğunda Ferdi duyduğu isimle ilk başta şaşırmıştı.

Karşısındaki çocuğun Avukat'ın kardeşi olduğunu farkettiğinde şaşkınlığını gizlemeyi başarsa da çocuğun bu komik haliyle kahkaha atmıştı.

"Koca deve derken?"

"Deve kadar boyun var, ah pardon zürafa olmalıydı!"

Oldukça abisine benziyor diye içinden geçirmişti Ferdi. Arda hem huy hem de görünüş olarak Kerem'e o kadar benziyordu ki, sanki karşısındaki çocukla değil de Kerem'le tartışıyormuş gibi hissetmişti.

"Yanlız benim de bir adım var küçük bey."

"O küçük bey senin... Neyse." Arda gözlerini devirip etrafta kolyesini arama işlemine kaldığı yerden devam ederken Ferdi de yardım amaçlı Arda'ya doğru konuşmuştu.

"Yardım edebilirim?"

"Biliyor musun, çok makbule geçer. Senden pek haz almasam da hem eve geç kaldım hem de en değerli kolyem kayıp."

"Nasıl bir kolyeydi?"

"Bileğindeki güneş&ay bilekliğinin kolyesinin Güneş hali." Arda, Ferdi'nin bileğindeki bilekliği gösterdiğinde Ferdi ise bilekliğinde gözlerini gezdirmiş, hemen ardından da başını sallamıştı.

İkili bir süre çimenlerde Güneş kolyesini aramış, fakat bulamadıkları kolyeyle bir süre daha dinlenmek için pes etmişlerdi.

Ferdi elini bileklikte gezdirdiğinde Arda da bilekliğe bakmış ve konuşmuştu: "Ölen arkadaşım almıştı kolyeyi, ama tekini almıştı. Ay'ını kendin bul demişti ama ben o kolyeye bile sahip çıkamadım."

Küçük olan ellerini kafasında birleştirip hafif bir şekilde vurmuştu: "Ben malım, gerçekten malım."

"Değilsin Arda." Ferdi destek olurcasına konuştuğunda gözüne takılan parlak şeyle ayaklanmış, güneş desenli kolyeyi gördüğünde ise hızla alıp Arda'ya götürmüştü.

"Sanırım şanslıymışsın, buldum çünkü."

Arda'nın mutluluktan gözlerinin parlamasıyla güneşli kolyeyi alması bir olmuştu.

"Teşekkür ederim, teşekkür ederim."

Küçük olan kollarını büyük olanın bedenine sarmış ve teşekkür minnetini böyle göstermişti.

Büyük olan ise hissettiği kollar ile kalbinin hızlanmasına anlam veremese de gözlerine takılan ay motifli bilekliği ile Arın'ın ölmeden önceki sözleri tekrar kulaklarında yankılanmıştı.

"Bana bir şey olursa kendi Güneş'ini bul Erenay. Çünkü senin Güneş'inin ben olmadığını çok iyi biliyorum."

Selam?

Arda ve Ferdi'nin ilişkisini başlatmam lazımdı

Eee nasıldı bölüm?

Neyse

İyi Okumalar Sevgili Dostum!

-Lizzie😎

the essence of fate / AlKerWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu