'1'

17K 556 206
                                    

Aras Ali Keskin [Karahanlı];

Arabadan inmeden silahımı belime yerleştirdim ve haki yeşili gömleğimle kamufle ettim. Arabadan inip hastaneye girdim. Danışmana ilerlediğimde kadın bana döndü hızla.

"Buyurun beyefendi, nasıl yardımcı olabilirim?"

"Başhekim Güney Tan, odasında mı?"

"Odasında ama randevunuz var mı?" Başımı salladım, hızlı hareketlerle bir şeyler yazdı.

"İsminizi öğrenebilir miyim?"

"Aras Ali Keskin." Ekranda gözlerini gezdirip gülümsedi ve geri bana döndü.

"Dördüncü kata çıkın arkadaşlar size yardımcı olacaktır." Başımı sallayıp merdivenlere yöneldim. İkişer ikişer çıkmış, dördüncü kata varmıştım. Hiç kimseye sorma gereği duymadan başhekimin adı yazan odayı görmüştüm. Büyük adımlarla ilerleyip iki kere tıkladım kapıyı. Gel komutuyla içeri girdim ve kapıyı kapattım.

Oda da başhekimin oturduğu yerin önündeki koltuklarda kişiler vardı, sağ tarafta sözde annem ve babam. Sol tarafta ise benimle yaşıt bir adamın yanında annesiyle babası, ya da benim annemle ve babam...

"Aras Ali Bey?" Onaylar anlamda başımı salladım.

"Yirmi dokuz yıl önce yapılan karışıklıktan dolayı hastanem adına özür diliyorum ilk önce. Ben buraya yaklaşık olarak dört yıl önce geldim, geçen gün ise arşiv müdürümüz Fulya Hanım'la dosyalara bakarken bu durumla karşılaştık. Doğru mu, değil mi öğrenmemiz gerekiyor. O yüzden kan vereceksiniz. İlk olarak Aras Ali ve Çağrı Bey'den kan alalım."

Gösterdiği odanın arkasında ki yere geçtik Çağrı denen herifle. Başhekim perdeyi çektikten sonra hemşire gelmişti.

Bu hemşire değil, çocuk!

Çağrı'dan kan aldıktan sonra bana yaklaştı, başını kaldırıp gözlerime baktı.

"Kolunuzu sıyırır mısınız?" Zarif ve ince sesiyle bakışlarımı masmavi gözlerinden çekip hızla gömleğimin kolunu sıyırdım. O işini hallederken ben onu izliyordum. Kızıl ve turuncu arası renk saçlarından buram buram yükselen vanilya kokusu burnuma dolmuştu. Güzel kokuyormuş...

O kanımı almış yara bandı yapıştırmıştı. Başını kaldırdığı an benimle göz göze gelince irkildi.

"Ay!" Tepkisine dudaklarım kıvrılır gibi olacakken engel oldum.

"Ee ben gideyim." Deyip perdenin arasından çıktı, bir zaman sonra gelen kapı sesiyle odadan da çıktığını anlamıştım.

Gömleğimi düzeltip odaya geçtim.

"Ünal ve Mirza Bey'den siz gelmeden önce kan almıştık zaten Aras Ali Bey. Sonuçlar yarın aynı saatte belli olur." Dediğinde başımı sallamış çıkmıştım odadan. Hastanenin çıkış katına indiğimde gördüğüm kızıl minikle dudaklarım bu sefer benden bağımsız hafifçe kıvrıldı.

Güzeldi...

Hızla eski ifadesizliğime dönüp çıktım hastaneden ve arabama ilerledim.

"Aras Ali!" Ünal'ın sesiyle arkama döndüm. Karısıyla yanıma gelmişti.

"Ne var?"

𝐀𝐫𝐚𝐬 𝐀𝐥𝐢 | 𝐆𝐞𝐫𝐜̧𝐞𝐤 𝐀𝐢𝐥𝐞𝐦Место, где живут истории. Откройте их для себя