'2'

9.9K 528 91
                                    

Aras Ali Keskin [Karahanlı];

"Eray! Ellerini omuz genişliğinde aç!"

"Ateş! Karnını yere değdirme!"

"Yağız! Hızlan!"

"Ulan doğru düzgün çeksenize şu şınavı!"

Ya sabır ya selamet!

Elime şişe suyu alıp kapağını açtım ve hızla Yağız'ın başından aşağıya boşalttım. İrkildi ve hızlanmaya çalıştı.

"Gece uyuyamadın herhalde Yağız?!" Derin bir nefes aldı.

"Uyudum komutanım!" Gözlerimi devirdim.

"Belli!"

Arkamı dönüp yerime adımlamaya başladım.

"Şınav çekişine soktuklarım..." dedim mırıldanarak. Bunlar nasıl bordo bereliydi?! Ben gelmeden önce hiç mi içtima yapmıyorlardı?!

Bunu üstlerle konuşup öğrenmem gerek.

Bayağıdır boşlamışlardı, belliydi.

Dün hayalimdeki içtima da yalan oldu anasını satayım!

İnsanın gözünü hayranlıkla boyamaları gerekiyorken bu itler kanatmıştı! Yemin ediyorum kafama sıkacağım şimdi!

Sabahtan beri uğraşıyorum tık yok!

Cebimdeki telefonumu çıkarıp saate baktım, yarım saat sonra hastane de olmam gerekiyor... Buradan yarım saate anca giderim zaten. Time döndüm hızla.

"Bela! Şınav bırak!" Hızla ayağa kalkıp hazıra geçtiler.

"Bugünlük bu kadar, içtimanızı beğenmedim! Başınıza gelene kadar boşlamışsınız belli ki!" Sessiz kaldılar.

"Bakalım ne kadar süredir boştasınız?! Öğreneceğim!"

"Dağılın şimdi!" Dememle sıra halinde içeri girdiler. Bende peşlerinden odama geçip hızla üniformamı çıkardım ve çıktım karargahtan.

⛰️

"Herkes burada olduğuna göre sonuçları açıklıyorum artık."

Klasik mavi dosyanın içinden yarısı yazı dolu kağıdı çıkarıp ilk başta kendi içinden okudu. Kaşları havalandı, yutkundu ve derin bir nefes alıp bize döndü. Sonuçlar tavırlarından belliydi zaten.

"Çıkan sonuçlara göre Çağrı Karahanlı, Ünal Keskin'in öz oğludur. Bir diğer sonuçlara göre ise Aras Ali Keskin, Mirza Karahanlı'nın öz oğludur."

Bunu kim yapmıştı bulacaktım...

Ha kasıtlı, ha kasıtsız...

"07/08/1995 tarihindeki kamera kayıtları ve hasta dosyalarını istiyorum." Kaşları çatıldı.

"Sizi anlıyorum Aras Ali Bey ama herhangi birine kamera kayıtlarını ve hasta dosyalarını veremeyiz. Anca polis veya askerle gelmeniz gerekiyor." Asker kimliğimi çıkarıp önüne koydum.

"Kendim yetiyor mu?" Dediğimde bir kimliğe, bir bana baktı. Sonra usulca başını salladı.

Bende öyle düşünmüştüm.

⛰️

Elimde bir düzine dosya ve o günün kamera kayıtlarına ait flash bellekler vardı. Arabanın arkasına yerleştirince kapıyı kapattım.

"Aras Ali, biraz konuşabilir miyiz?" Mirza Bey'in sesiyle onlara döndüm.

Çağrı denen herif ve o şahıslar anlaşmış bizden önce çıkmışlardı hastaneden. Ben Mirza Bey'ler benden önce gitmiş zannetmiştim ama beklemişler demek ki.

Başımı sallayınca söze girdi.

"Bu akşam, yemeğe gelebilme şansın var mı?"

Gelebilir miydim?

Yeni tanıdığım insanların evine ilk günden gitmekte biraz sazanlık...

"Sadece bu akşamlık..." dedi annem olan kadın cevap vermeyeceğimi anlayarak.

"Bakın, benim hayatım çok farklı. Herkesten kopuk, bir gün varım bir gün yokum. Alışamazsınız." Gülümsedi ve Mirza Bey'in omuzuna başını yasladı.

"Ben gayet alışığım, tanışmak için. Lütfen." Sadece tanışmak için...

Başımı salladım. Gülümsemesi genişledi ve telefonunu çıkardı. Numara da mı veriyorduk?

Of of...

⛰️

"Yani üsteğmenim, bunlar tam olarak beş ay boşladılar. Henüz bir tim komutanları olmadıkları için üstler göreve çıkmalarını yasakladılar, siz gelene kadar da beş ay oldu. Bu beş ay hiç içtimaya çıkmadılar." Erkan binbaşının dedikleriyle başımı salladım.

"Başka bir sorunuz var mı üsteğmenim?"

"Yok komutanım, sağ olun." O yanımdan ayrılınca hızla Bela timinin koğuşuna ilerledim.

Onları içtimaya çıkaracak bir tim komutanları olmayabilirdi ama kendileri de mi hiç çıkmadılar?! Hiç mi akıllarından geçirmediler?!

Koğuşun kapısını sertçe açtığımda duvara çarptı.

Hepsi beni görünce ayağa kalktı ve sıraya girdi.

"Beş ay!" Sertçe yutkundular. Neyden bahsedeceğimi anlamıştılar demek ki.

Bir zahmet!

"Ulan siz nasıl beş ay içtima yapmazsınız?!" Serdar üsteğmen konuştu hızla.

"Başımızda tim komutanımız yoktu çünkü komutanım."

"Olabilir! Siz bir bordo berelisiniz! Buralara kolay kolay gelmediniz, her gün ananız ağladı! Şimdi başınızda komutanınız yok diye beş ay boşlamak nedir lan?! Beş ay boyunca hiç mi buralara nasıl geldiğiniz aklınıza gelmedi?!" Sessiz kaldılar.

"Koskoca karargah tim dolu! Katılsaydınız! Siz keyife beş ay yattınız!"

"Bu önümüzdeki beş ay da belanızı sikmezsem benim de adım Aras Ali değil!"

"Yarın sabah, saat tam beş buçukta içtima alanında olacaksınız!" Hiç birinden çıt çıkmayınca yumruklarımı sıktım.

"Anlaşıldı mı?!"

"Emredersiniz komutanım!" Geri çıktım koğuştan, diğer koğuşlardan üst üste çıkmış olan kafalarla sinir ile gözlerimi kapatıp açtım.

"GİRİN LAN İÇERİ!" Diye bağırmamla anında hepsi içeri girmiş, koğuşların kapılarını kapatmıştı.

Akıllısı beni bulmaz, delileri başımdan eksilmez!

⛰️

Önümdeki telefonda gösterilen konuma ulaştığımda sağa çektim arabayı ve önünde durduğum eve baktım.

Sadece tanışmak için Aras...

Kendime gelip arabadan indim ve eve ilerledim. Zili çaldığımda adını daha sonradan öğrendiğim Esra Hanım kapıyı açtı bana güler yüzüyle.

"Hoş geldin oğlum!" Başımı sallayıp içeri girdim. Mirza Bey'in yanında gördüğüm üç adam ve bir kadınla kaşlarım çatıldı.

"Onlar kardeşlerin ve ablan, birde abin var. O uzakta ama bir kaç ay sonra gelecek inşallah." Dediğinde Mirza Bey'le Esra Hanım'a baktım.

Altı çocuk?

Allah korusun!

⛰️

UY AHA EEĞEĞEEEEE

YİAAAA YARIN BAYRAMMM

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUNNN🥳🥳🥳

ALIN YENİ KİTABIMZIIN İKİNCİ BÖLÜMÜ

ŞİMDİ ARAZ İLE ARATA GİDİYOMMM

𝐀𝐫𝐚𝐬 𝐀𝐥𝐢 | 𝐆𝐞𝐫𝐜̧𝐞𝐤 𝐀𝐢𝐥𝐞𝐦Where stories live. Discover now