İhanetin Gölgesinde

4.9K 131 16
                                    

Oy veren, yorumlarını esirgemeyen, kitabı okuma listelerine ekleyen herkese bol bol kalp gönderiyorum ❤️







İhanetin Gölgesinde

"Kalp, ihanetin gölgesinde bile sevgiyi bulmak için çırpınır."





Kont, Daria'ya yaklaşıp tehditkar bir şekilde sordu, sesindeki öfke ve baskı her kelimesine yansıyordu, yüzünde acımasız bir ifadeyle. "Bilsen bana söyler miydin?" diye sordu, gözlerindeki ateşle Daria'yı delik deşik eder gibi bakıyordu, onun verdiği cevabın kendi çıkarlarına uygun olmasını bekliyordu.

Daria, Kont'un tehditkar tavrına karşı gülümseyerek yanıtladı, sesinde bir içtenlik ve cesaret vardı. "Söylemezdim," dedi, gözlerindeki kararlılıkla Kont'a bakıyordu,

"Eva abimle birlikte kaçarsa onu unutursun. Belki biz yeniden birlikte olabiliriz. Zaman alır ama seni asıl hak edenin, asıl sevenin ben olduğumu anlarsın. Birlikte çok mutlu olabiliriz."

Daria'nın sözlerini duyduğumda sinirden küplere bindim. İçimde bir fırtına kopuyordu, düşüncelerim karanlık bulutlarla kaplanmış gibiydi. "Salak bu kız ya," diye mırıldandım kendi kendime, sesimdeki öfke kendiliğinden dışa vuruluyordu. "Kendisini sevmeyen bir adam için nasıl alçalıyor. Ne kadar zavallı."

Gözlerim, Daria'ya duyduğum öfkeyle doluydu. Onun sözleriyle içimi bir karanlık kaplamıştı. Bu an, Kont'un ne kadar zalim ve acımasız olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyordu, insanların duygularını nasıl istismar ettiğini ve onları manipüle ettiğini gösteriyordu.

Kont'un çıldırmışçasına bağırışları, ormanın sessizliğini deliyordu. Yankılar, ağaçların arasında yankılanarak uzaklara taşıyordu. Gökyüzü, bulutlarla kaplıydı ve hafif bir rüzgar, yaprakları hışırdatıyordu. Daha önce huzur dolu olan bu orman, şimdi Kont'un öfkesiyle titriyordu.

"Sana ve aşkına lanet olsun!" diye haykırıyordu, sesi kudretli bir gök gürültüsü gibi ormanda yankılanıyordu. Ağaçların arasında yuvarlanan sesi, kuşlar ve diğer hayvanlar için dehşet dolu bir uyarıydı. Ormanın sessizliği, Kont'un öfkesiyle dolup taşıyordu.

"Karım ve abin 'Cadılara' bulaşmış diyorum," diye devam etti, sesiyle ormanın her köşesini titreten bir fırtına gibi. Bu çığlık, ağaçların yapraklarını huzursuzca sallıyordu. Kont'un öfkesi, doğanın huzurunu paramparça ediyordu.

Yırtıcı bir kuş, uzaktan Kont'un bağırışlarını duyduğunda havada döndü ve gözlerini onun bulunduğu yöne dikti. Ormanda bir huzursuzluk dalgası yayıldı, hayvanlar tedirginlik içinde kaçıştı. Kont'un sesi, ormanın derinliklerine kadar işlemişti, etkisi herkesi sarıyordu.

Kont'un suratındaki öfke çizgileri birer birer belirmeye başladı, gözleri ateş saçıyordu adeta. "Başlarına neler gelebileceğini düşünmüyor musun?!" diye haykırdı, her kelimesi adeta bir hançer gibi keskin ve tehditkar bir şekilde yükseldi.

"Hadi Eva'yı umursamıyorsun, onu anladık. Peki Gabriel?" diye sordu, sesi hınçla doluydu, yüzünde bir maske gibi çizilmiş bir nefret ifadesi vardı. "Hiç mi sevmiyorsun lan sen abini! Cadılar ona neler yapabilir hiç düşünmüyor musun bunları?" diye devam etti, her kelimesinde bir kudret ve öfke yüklüydü, adeta bir fırtına gibiydi, her hareketiyle etrafındaki havayı kesiyordu. "Annenle baban gibi onu da mı öldürsünler?" diye son kez sordu.

Daria, Kont'un sinirine aldırmadan kahkaha attı, sesi ormanda yankılandı ve bu küstahlığıyla herkesi şaşırttı. Bu arsız tavır, kılıç boğazına dayanmışken bile devam ediyordu, Kont'u bile etkisi altına alıyordu. Ben, onun bu rahat tavırlarına şaşırmıştım, çünkü bu durum, beklediğimden çok farklıydı. "Sen düşünüyorsun abimi bana gerek yok," dedi sakin bir ses tonuyla, sanki tüm olan bitene aldırış etmiyormuş gibi.

Kontesin Laneti +18Where stories live. Discover now