Attığınız beğeniler adına çok mutluyum ama neden yorum gelmiyor. Sadece bu seferliğine bölüm attım arkadaşlar. Lütfen oy kadar yorum da atın.
Bölüm sınırı : 35 Oy , 10 Yorum
Unutmayın ki attığınız her yorum ve oy kitabın keşfedilmesini arttıracak. Desteğinize ihtiyacım var✨
İyi okumalar.
@sudeceltik beni takip etmeyi unutmayın🫶
Duru Saral
Zaman geçmiyordu. Kaç gün geçmişti ondan bile haberim yoktu. Günün her öğünü yemek geliyordu. Kapının açılma saatleriydi bunlar. Onun haricinde tekrar kilit vuruluyordu. Sözde dedem olacak o herifi bir daha görmemiştim. Manyak adam beni boğup kaçmıştı bildiğin. Daha beş dakika önce getirilen yemeğe baktım. Canım istemiyordu ama açtım. Ölmemek için de yemem gerekiyordu. O adama ölerek zafer yaşatamazdım. Tepsiyi kucağıma koyarak getirdikleri şeylerden yemeye başladım. İştahım yoktu, halsizdim. Ciddi bir halsizliğim vardı hatta. Hani kolunu dahi kaldıramazsınız ya. O derece bir halsizlikti bu. Bu odaya nasıl getirildiğimi hatırlamıyordum. En son hatırladığım bayılmış olduğumdu.
Bu sefer ölüme çok yakın olduğumu hissetmiştim. Gerçekten de ölüme kucak açacak kadar yakındım. Belki de adamları gelmeseydi şimdiye ölü olurdum. Ailemi özlemiştim. Onlara bu kısacık zaman diliminde çok alışmıştım. Kızgındım ama seviyordum işte.
Kızgınlığımın kime olduğunun da farkında değildim. Babama kızgındım belki de. Beni hala daha nasıl bulamadıklarını anlamıyordum.
Yemekleri bitirdikten sonra tepsiyi itekledim. Yatağa girip yorganı üzerime çektim. Burada tek yapabildiğim şey maalesef ki uyumaktı. Elimden başka bir şey gelmiyordu doğrusu. Başımı iyice yastığa gömdüm. Bakışlarım tavanı buldu. Midem çok fazla bulanıyordu. Bu adamların beni zehirlediğinden bile şüphelenmiştim.
Gözlerimi kapattığımda düşünmeye başladım. Geçmiş can yakar demişti. Hatırlamadığımdan bahsetmişti. Ben neyi hatırlamıyordum?
Zihnim bana bir gösteri sunmayı seçti. Geçmişin tozlu rafları bir anda aydınlandı.
10. 06. 2017
Haziran ayının başında olmamıza rağmen hava çok sıcaktı ve ben yanıyordum. Evden çıkmıştım sonunda. Annemler iş gezisindeydi ve ben çalışanımızdan zoraki bir şekilde izin alarak sokağa çıkmıştım. Güneşin yakıcı sıcaklığından dolayı yüzümü ekşittim. Evin önünde ki kaldırımda oturuyordum. Arkadaşım yoktu çünkü. Ayağıma değen şeyle bakışlarım ayaklarımı buldu. Voleybol topunu andıran market topu tam dibimde duruyordu.
" Atar mısın?" Topu elime aldığımda karşımda bana bakan çocuğa döndüm. Uzun boyluydu. Siyah saçlara sahipti. Teninin çok açık olduğunu söyleyemezdim. Birbirimizin tam zıttıydık. " Hey! Sana diyorum." Elini salladığında boş bulunarak bende el salladım. Kaşlarını kaldırarak topu işaret etti. " Topu diyorum. Duyamıyor musun?" Yüzüne bön bön bakmaya devam ederken hızlı adımlarla yanıma gelip ellerini omzuma koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Oyunu ( Gerçek Ailem)
Teen FictionSize bir gün gelip on yedi yılınızın çöp olduğunu ve çektiğiniz acıların boşa olduğunu söylüyorlar. Ne yapardınız? Kendimce en mantıklı olanı yaptım. Kapıyı çarpıp Doktorun odasından ayrıldım. Kalkmış 6 Abin bir de ikizin var diyorlar. Onlarda esk...