Gece dolandı yerini gündüze verdi.Ay battı yerini güneşe verdi.Kuşlar okumaya başladı.Evlerin ışıkları yavaş yavaş yanmaya başladı.Evinden iş için çıkan hanımefendiler,beyefendiler yine iş için evlerinden çıktılar.Çocuklar gülüşe-gülüşe sırtlarında okul çantasıyla bu sokakdan geçtiler.Yaşlı bir teyze çiçeklerini sulamak için balkona çıktı.Çocuğunu okula gönderen kadının biri çocuğun eline bir şeyler verdi yemesi için.Hayat her gün sanki yeniden başlıyordu.Belki de şuan kimse hayata göz yummuştu.Kimisi ise tam aksine hayata yeni göz açmıştı.İnsan her şeye rağmen yaşamaya devam ediyordu.Bir acıya alışıyordu gün geçtikce.Unutmuyordu alışıyordu.
Sabah namazından sonra bir az daha uyumuştum.Şimdi şalımı yapıp mutfağa geşicektim.Evdeki sessizlikten anladığım kadarıyla daha hiç kimse kalkmamıştı.Parmak uçlarımda kapıya yaklaşıp odadan çıktım.Mutfağa geçip kahvaltı hazırlamaya başladım.Hatırladığım kadarıyla annem peynirli poğaçaya bayılırdı.Halilinde pişi sevdiğini annem laf arasında söylemişti.Her ikisi içinde hamur yoğurdum.Hamuru dinlenmeye bırakıp diğer şeyleri yapmaya başladım.Patates soyup kızarması için yağda kızartmaya başladım.Zeytin,domates,salatalık çıkarıp yıkadım.Tabaklara yerleştirdim.
-Günaydın kızım.
-Günaydın anne.
-Benim kızım büyümüşte kahvaltı hazırlıyormuş.
Annemin gözleri dolu-dolu olmuştu.
-Anne hiç o toplara girme.Ben sen ağlayasın diye yapmadımki.Hadi sil göz yaşlarını.Bu gün işimiz çok.Kız istemeğe gidicez daha.Seni Allahın izniyle kayınvalide yapıcaz.Ben görümce olucam daha.
Annem kıkırdamaya başladı.Söylediklerim hoşuna gitmişe benziyordu.
-Sabahınız xeyir.
-Hayırlı sabahlar oğlum.
-Günaydın.Azer Fereh uyandımı?
-Yox oyanmayıb.Bəydadaş haradadır?Hələ oyanmayıb deyəsən?
-Yok daha uyuyordur.Bu gün işe de gitmeyecek ya o yüzden uyanmamıştır.
-Günaydın.Kulaklarımın çınlamasına uykumdan uyandım.Beni mi çekiştiriyordunuz?
-Yok ya seni niye çekiştirelim.Biz Ferehten konuşuyorduk.Ne kadar uyuyor diyoruz.
-Hadi inandım inandım.
Gelip annemin sonra benim yanağımdan öptü.Heyecanlıydı.Heyecanı çenesine vurmuştu.Bizi öptükten sonra Azerin önünde durdu.Bir an onuda öpecek sandım.Azerle bakışmaları çok komikti.Dayanamayıp gülmeye başladım.Annemde bana katıldı.Halilde durumun garipliğini anlamış olacak ki o da gülmeğe başladı.Burada bizim sesimize birisi de ses verdi.Bir ağlama sesi.
-Aha qızım da səsimizə səs verir.
Azer Ferehi almak için içeri geçti.Bizde el çabukluğuyla sofrayı kurmaya başladık.Ferehinde yemeğini hazırlayıp sıcaklığını kontrol ettim.İyi olduğuna kanaat getirdikten sonra ben de içeri geçtim.Azerin kucağında olan Ferehi alıp yemeğini yedirmeğe başladım.Her kes kahvaltılıklardan tabağına doldurmaya başladı.Azer kendinden önce benim tabağıma sevdiğim şeylerden koydu.Ona bakıp gülümsedim.Sonra kendi yemeğe başladı.
*************
Bol gülüşmeli bir kahvaltı macerasından sonra her kes bir yere dağıldı.Annem götürmek için baklava da açmak istemişti.Azer Ferehi götürüp dışarıya çıkardı.Halilde çikolatayı götürmek için evden çıkmıştı.Aslında çikolata bahaneydi.Kendini sakınleştirmek için evden çıkmıştı.Benim kardeşim gerçekten aşık olmuştu.İnşallah pişman olmazdı.Çünki o zaman hiç birimiz onu toparlayamazdık.Baklavayı açtıktan sonra şerbetleyip bir kenara koyduk.Ben de kiyafetlerimizi çıkarmak için odaya gittim.Ferehle bana çok beğenerek aldığım lila elbiseyi getirmiştim.Azer ise siyah gömlek ve siyah kumaş pantalonunu giyeceğini söylemişti.Zaten dışarı çıkmamıştan önce kiyafetlerini dışarı çıkarmasını istemiştim.Önce Azerin kiyafetini sonra bizim kiyafetlerimizi ütüledim.
Kapı sesiyle artık geldiklerini anladım.Bende hemen salona gittim.
-Hoşgeldiniz.
-Xoşgördük.
-Azer senin kiyafetlerini hazırladım.İstersen sen git hazırlan.Ben o sırada Ferehin yemeğini yedireyim.Elbisesini kirletmesin.
Azer kafasını sallayıp Ferehi bana verdi.Bende Ferehle birlikte mutfağa gittim.
-Benim kızım acıkmış mı?He acıkmış mı?
Önlüğünü takıp yemeğini yedirmeğe başladım.Sonra birlikte mutfağı topladık.
-Hafsa bir dənə köynəyimin arxasını düzəltdə.Büzük-büzük qalmasın.
Azerin sesiyle ona döndüm.Kiyafeti çok yakışmıştı.Bedenini saran gömleği heybetli vücudunu birazda gün yüzüne çıkarmıştı.En son gömleğinin de yakalarını düzeltip geri çekildim.
-Çok yakışmış yanlız.
Çapkınca gülümseyip bana göz kırptı.
-Sizə laiq olmağa çalışıram xanım qız.Gedin hazırlaşın gəlin.Gözüm bayram eləsin.
Vücudumdaki tüm kanın yanağıma pompalandığını hiss ettim.Ferehi götürüp mutfaktan çıktım.İlk önce Ferehi hazırladım.Azıcık olan saçını tarayıp iki kulak yaptım.Şalımı kontrol edip odadan çıktım.Salona girdiğimde her kesin burada olduğunu gördüm.Annem Halilin kravatını bağlıyordu.Azer bir kenardan oturmuştu.
-Oğlum bir yerinde dur.Bağlayamıyorum.Yamuk olacak ha.Sonrada ona söylenirsin.Anne yamuk oldu diye.
-Halil bir az sakin mi olsan?Bak böyle kendine zarar veriyorsun.
Derin nefes alıp gözlerini yumdu.İki araba gidicektik.Bir arabada ben,Azer,Fereh diğerinde annem ve Halil olacaktı.Azerin yanına geçtim.
-Təzə bəy şokoladı və çiçəyi götür gəl.Gecikməyək.
Azer bu gün Halile böyle hitap etmişti.Halil kızıyordu ancak bir o kadar da hoşuna gidiyordu.
Neyse ki evden çıka bilmiştik.Halil arabasıyla önde biz onun arkasından gidiyorduk.Evlerine yakın korna çalmaya başladılar.Fereh korkmasın diğe onunla oyun oynadık.Biz de alkış tuttuk.Apartmanın önünde arabayı durdurduk.
-Hafsa gözləyin mən açım qapını.
Yolumuz kısa diğe Fereh benim kucağımdaydı.Apartmanın önü araba kaynıyordu.Azer kapımı açtıktan sonra Ferehi kucağına aldı.Arabayı kilitleyip benim elimden tuttu.Annemlerle birlikte kız evinin kapısına geldik.Halil en arkada kalacak şekilde dizildik.Kapıyı kumral saçlı kahve gözlü bir kız açtı.
-Hoşgeldiniz.
-Hoşbulduk.
Sıcakkanlı birisine benziyordu.Aile fertleriyle selamlaşıp içeri geçtik.Büyükler sohpet etmeğe başladılar.Fereh kocaman açtığı gözlerle etrafa bakıyor,insanları inceliyordu.İlk önce Azerin boynuna saklanmıştı.Sonra yavaş-yavaş alışmıştı.Kızlar hep birlikte kahve yapmaya gittiler.Ben gitmedim,çünkü mutfağa zaten çok kişi gitmişlerdi.Ayrıca Halili yanlız bırakmak istememiştim.Kızın aile fertlerini tam gözüm tutmamıştı.Azerde sıkılmış olacak ki derin nefes aldı.Ferehle oynamaya başladı.Fereh babasının onunla oynadığını gördüğü zaman gülmeğe başladı.Halil Ferehe bakıp gülümsedi.Canım kardeşim stressten terlemişti.Kızların salona yeniden girmesiyle içerideki gergin hava birazda arttı.Halil kahveyi tek dikişte bitirdi.Annem kahvesini koyup söze başladı.
-Evet Ömer bey sebebi ziyaretimiz belli.Hayırlı bir iş için geldik.Kızınız Hilali oğlumuz Halile istiyoruz.
Ömer diye bildiğim adam duruşunu düzeltti.Bir baba edasıyla kızına baktı.Hilal babasına gülümsedi.
-Halime hanım hoş geldiniz,sefa getirdiniz.Hilal benim tek kızım onun incinmesini istemem.Bu merasimden önce ben kızımla konuştum.Gönlü var bu işe.O yüzden ben kızımı önce Allaha sonra oğlunuza emanet ediyorum.Hayırlı olsun.Allah utandırmasın.
Hep birlikte ayağa kalktık.İlk önce yüzükler takıldı.Sonra el öpme ve kucaklaşma başladı.Halilin önüme gelmesiyle ona içten bir şekilde gülümsedim.
-Hayırlı olsun kardeşim.İnşallah çok mutlu olursunuz.
-Çok sağ ol ablam benim.
-Halil xoşbəxt olun.Allah toyunuzu görməyi nəsib eləsin.
Azerle Halil sarılırken ben Hilalle konuşuyordum.
-Hilal tebrik ederim sizi.İnşallah mutlu olursunuz.
-Teşekkür ederim Hafsa abla.
-Təbriklər gəlinbacı.
Hilal bir duraksadı.Halile baktı.Halil gözünü açıp kapadı.
-Teşekkürler.Çok sağ olun.
-Abi Hilalin devreleri yandırdın.Helal olsun.
-A doğurdan.Mən bəzən Türkiyədə olduğumu unuduram.Deyərsən üzürlü saysın.Bilə-bilə eləmədim.
Evde olan misafirlerle sofraya geçtik.Onlar bi 30 kişiye yakınlardı.
-Hafsa kızın kaç aylık?
-10 aylık daha.
-Maşallah nasılda akıllı.Göz değmesin.
-Çok sağ olun.
Yemekler yendi.Sohpetler edildi.Hilalin kuzenlerimden biri böyle istememi olur deyip,şarkı açmıştı.Gülüşe-gülüşe oynamaya başladılar.Halille Hilali ortalarına salıp oynattılar.
-Kızım sizde kalkın oynayın.Ferehe biz bakarız.
Azere baktım.
-Mən oynamayım.Sən ged oyna.Halil tək qalmasın.Hamını tanımır.
Azer çok haklıydı.Gidip aralarına katıldım.Halil bana dönüp oynamaya başladı.Halayı birlikte çekiyorduk.
-Abla Azer abi niye kalkmadı?Bizi izliyor ama.
Yüzü düşmüştü.Azeri gerçekten abi yerine koymuştu.Belkide baba...
-Azer bizim havalara çok hakim değil.O yüzden kalkmadı zaten.Sıkma canını.
-O zaman bizde Azer abinin oynaya bildiği bir şarkı açtırırız.
Aklıma gelen fikirle Halile bu şarkıdan sonra hangi şarkıyı açması gerektiğini söyledim.Oynamaya devam ettik.Sonra ben yerime geçtim.Su içip nefesimi düzene soktum.Birazda oynadıktan sonra meydanı boşaltdılar.Halil yanımıza gelmeğe başladı.Azerin kucağında olan Ferehi alıp annemin kucağına verdi.
-Benim güzel ablam ve yakışıklı abim sizi sahneye ala bilir miyim?Bence alabilirim.
Azer ne olduğunu anlamadan Halil onu ayağa kaldırdı.Azer bana baktı.Sadece gülümsedim ona.Her kesin bakışı bizdeydi.Birlikte ortaya geçtik.Azerbaycan şarkısı açtılar.Bu Azerbaycanın bir halk dansıymış.Azer bunu çok iyi oynuyordu.Bende o olmadığı zamanda öğrenmiştim bu dansı.Ritmin başlamasıyla bizde oynamaya başladık.Haraketlerimiz uyum içerisindeydi.Şuan hiç kimseyi düşünmüyordum.Sadece Azer vardı şimdi.Dönüp Azer benden bir adım arkada olacak şekilde durduk.Ve o an şarkı bitti.
-Çok iyiydi be.
-Vallaha bir daha olsa yine izlerim.
-Helal olsun.
Azerle birlikte geçip yerimize oturduk.
-Çox qəşəng oynayırdın.Sözün açığı heç gözləmirdim.Mənə sürpriz oldu.
-Sen zaten çok iyi oynuyordun.Kızdın mı?
-Niyə əsəbləşim ki?Çox sevindim əksinə.Hafsa bunu unutma səndən gələn hər şey mənim qəbulumdur.
Kalbim monoton koşmuşum gibi atıyordu.Bu adam bir gün beni aşırı sevgiden öldürecekti.
-Kızım maşallah çok iyi oynadınız.Çokta yakışıyorsunuz.Allah evliliğinizi daim etsin.
-Çok sağ olun Asiye teyze.
-Abla nerenin dansı bu?Çok iyiydiniz yanlız.
Soru Hilalden gelmişti.Çok sıcakkanlı ve samimiydi.
-Azerbaycanın halk danslarından biri.İltifatın için teşekkür ederim.
Saatin geç olduğunu anladığımızda müsade isteyip kalktık.Bir zor günüde atlatmıştık.Çok şükür...
YOU ARE READING
Fələyin oyunu
PoetryXüsusi təyinatlı hərbiçi Azər Rüstəmov, Türk həkim Hafsa Öztürk. ~ Keçmişi yaralı olan iki gənc və onların hekayəsi