-4

19.6K 121 2
                                    

Multimedia Jack.

-Öncelikle merhabalar. Size söylemek istediğim şeyleri söylemeden önce, bir istekte bulunacağım. Benim kuzenim Blame adlı bir hikayeye başladı. Beğeneceğinizden eminim, Louis Tomlinson ve Harry Styles hikayesi. Bir göz atarsanız ve oy verirseniz sevinirim. Kullanıcı adı iiremergun. Şimdiden iyi okumalar.

Hikayem hakkında gerçekten kendimi iyi hissediyorum fakat aynı zaman da yanlışlarım olduğunu ve bunları kaçırdığımı da hissediyorum. Siz okuyucularsınız, konuyu daha iyi kavrayıp daha iyi gözlemleyebilirsiniz. Lütfen beni eleştirin, isteklerinizi dile getirin, hikayenin nasıl ilerlediği hakkında beni bilgilendirin. Ancak beni eleştirirseniz size daha iyi bir şey sunabilirim. Kendinize çok iyi bakın ve tatilinizi iyi değerlendirin. Öpüldünüz. ×××

*Cara*

Bu bar gerçekten o kadar kalabalıktı ki, iğne atsanız yere düşmezdi. Amber'la aramı düzeltip Jack hakkında ağzından laf almaya çalışmıştım. O da bana sadece sürekli takıldığı bu barın ismini verip daha sonra şüphelenince bilgi vermeyi kesmişti. Eh, bu akıllılığını Jack'le olan ilişkisinde de kullanıyor olsaydı şuan burda olmazdım.

Kafamı kendilerini kaybedercesine dans eden insanların olduğu tarafa döndürerek Jack denen o herifi aramaya başladım. Tanrım, nefret ettiğim şu bar ortamlarına neden hep girmek zorunda kalıyordum ki?

Ardından barmenin tok ve soğuk sesi kafamı tekrar ona çevirmeme neden oldu. "Bir şeyler ister misiniz?"

Yüzüme zor durumda kaldığım zamanlarda takındığım gülümsemeyi yerleştirdim ve bunun ne kadar yapmacık olduğunu fark edince yerimde rahatsızca kıpırdandım.

"Aslında bir arkadaşımı bekliyorum, teşekkürler."

Barmen asla gülmüyordu ve yüzüme garip bir şekilde bakıyordu. Açıkçası korkmaya başlamıştım ama renk vermemeliydim.

Tamam, bu tür bakışlar beni gerçekten de rahatsız ediyordu. Kafamı biraz sağa doğru yatırarak bakışlarımı masaya verdim ve yavaşça barmenin kulağına eğildim.

"Şöyle bakmayı keser misiniz? Kendimi kış ayının ortasında sokakta dolaşan çıplak kadın gibi hissetmekten alıkoyamıyorum."

Sonra tekrar doğrulduğumda kafamı başka yöne çevirdim ama bakışlarını üzerimde sırıtışa dönüşürken görebiliyordum.

"Pekâlâ, kimi bekliyorsun? İsmini söylersen belki sana yardımım dokunabilir."

Ah, Tanrıya şükürler olsun.

Bakışlarımın odak noktası tekrar barmen oldu. "Jack. Jack Moore." Tabii ki de Amber''dan soyadını öğrenmeyi ihmal etmemiştim.

"Ne yazık ki az önce çıktı. Şuan burada değil."

Ah, gerçekten de büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. Barmene tekrar gülümseyerek oturduğum sandalyeden yavaşça kaydım ve ayaklarımı kaygan zeminle buluşturdum.

Kalabalığın arasında zar zor ilerlerken çıkışa vardım.

Bardan çıkınca soğuk hava yüzüme bir tokat yemişim gibi hissettirmişti ama ben yinede o atmosferde insanların nasıl eğlenebildiğiyle kafayı bozmuş gibiydim. Kapalı ortamlar kesinlikle bana göre değildi, sanki nefessiz kalıp ölecekmişim gibime geliyordu. Sağ salim çıkabildiğim için şükrettim ve ilerlemeye devam ettim.

Bir taksi bulmam gerektiğini düşünürken o günkü arabayla tekrar karşılaştım. Yani Jack'in arabası. Dibimde durup camını açtı ve bende kafamı inadına ona döndürmedim.

LEZBİYEN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin