Jongin gözünü oldukça yabancı bir yerde açmıştı . Koluna bağlı olan boruyu takip ettiğinde onun serum olduğunu anlamakta gecikmemişti . Kafasını sağa çevirdiğinde Sehun'u gördü . Endişeli gözlerle kendini süzüyordu . Başına giren ağrıyla neler olduğunu bir türlü çözemiyordu ve daha sonra .. Kolları arasındaki dayısını hatırladığında ayaklanmaya çalıştı ama Sehun onu engellemişti .
" Sehun bırak gitmem gerek . "
" Hastasın Jongin . Dinlenmen gerekiyor . "
" Hayır Sehun . Bilmiyorsun . Lanet olsun dayımın yanında olmalıyım ."
" Soo bana her şeyi anlattı Jongin . Şimdi yat tamam mı ? Cenaze ile ilgili her şeyi halledeceğim ben ."
" Soo nerede ? " Sehun kafasıyla kapıyı işaret ettiğinde o yöne kafasını çevirdi ve biricik sevgilisini çökmüş bir şekilde gördü . Neredeyse yürüyecek hali bile kalmamış olan sevgilisi Chanyeol'e dayanarak zorla yürümeye çalışıyordu .
Chanyeol Soo için sandalyeyi çekti ve Jongin'in yanına oturmasını sağladı . Soo kendini zorla sandalyeye bıraktığında Jongin'in ellerini tutabilmek için uzattı elini .
" S-sen .. İyi misin bebeğim ? "
Soo'nun konuşamayacağını anlayan Chanyeol gece olanları anlatmaya başladı .
" Soo gece rahatsızlandı Jongin . Yan odada da Soo yatıyordu . Serum verdiler ama hala düzgün bir şekilde konuşamıyor . Tek söylediği şey senin yanına gelmek istediğiydi ."
Jongin Soo'nun bu kötü halini gördüğünde dayanamamıştı . Kolundaki serumu çekip çıkardı ve yere attı. Soo'yu kollarına aldı ve sıkıca sardı minik bedeni . Odadakiler çıkmaları gerektiklerini fark edip gittiler . Şimdi yalnız kalmışlardı .
" Jongin.."
" Hm ?"
" Sen iyi misin ?" Soo pürüzlü ve kısık sesiyle zorla konuşmuştu .
" İyi olmaya çalışacağım Soo . Sende iyi ol . Anladın mı ?"
Jongin'in kolları arasında olan Soo kafasını belli belirsiz sallayarak karşılık vermişti .
" S-seni çok özledim meleğim ."
" Bende . Bende seni özledim Jongin ."
" O sana bir şey yapmadı değil mi ? Sana dokunmadı yani ."
" H-hayır Jongin . Bir şey yapmadı ."
Jongin derin bir nefes çekip Soo'dan ayrıldı . En azından son zamanlardaki olay için dayısı suçlanmazdı veya daha fazla saçma konuşma işitmezdi . Jongin'İn tek istediği şey buydu . Dayısının ölümü üzerine biraz anlayış istiyordu . Yapılan dedikodulara yer verilmesin istiyordu . Soo'nun iyi olmasına sevinmişti . Dayısının ona anlattığı çocuğun Soo olduğuna daha emindi artık . Ona kıyamamıştı . Ona dokunmamıştı . Ona zarar vermemişti .
" Dünki konuşmalar için üzgünüm Jongin . Onları susturmam gerekirdi ."
" Sorun değil . Gerçekten . Bundan sonra dayım hakkında konuşulmayacak ama . Tamam mı ?"
" Tamam . "
Jongin sarıldığı bedeni kendine çekip yatağa aldı . Şimdi ikisi de birbirlerine sarılarak küçük yatakta sıkışarak yatıyorlardı . Odanın kapısının çalınması ile bir 'of' çekmişti Jongin . Bir türlü rahat bırakılmıyorlardı . Onları rahatsız eden kişiye dönüp baktığında Sehun olmasına nedense şaşırmıyordu .
" Jongin . Dayının cenazesi öğlen yapılacakmış . Giyinsen iyi olacak . Bende çıkış işlemlerini halledeceğim ." dedi ve tekrar odadan çıktı .
" Bende gelmeli miyim ?"
" Gerek yok sevgilim . Sevmediğin bir adamın cenazesinde bulunmana gerek yok . "
" S-sana .. Destek olmak için gelmek istiyorum ."
" Peki öyleyse birlikte gidelim ."
İkisi de hazırlandıktan sonra çıkışları hallolduktan sonra ayrılmışlardı hastaneden . Cenaze törenine gittiğinde Soo'nun annesi de oradaydı . Soo ve Jongin ne kadar rahatsız olsalar da cenazede olay çıkarmamaya özen gösterdiler. Jongin dayısının cenazesinin önüne geçti ve fotoğraftaki gülümseyen dayısına bakınca gözleri doldu .
' Keşke .' dedi . ' Keşke yaşasaydın ve o geniş gülümsemeni tekrardan görebilseydim . İnan senin yaşaman için Soo'dan bile vazgeçerdim dayı . Onun sevdiğin çocuk olduğunu bilsem .. Ondan vazgeçerdim ben . ' Jongin içinden kurduğu bu cümleleri dayısının duymasını umdu . Hıçkırmamak için dudağını dişlerken istemeden de olsa bir küçük hıçkırık kaçmıştı ağzından .
Soo ağlayan bedeni sardı . Elini omzuna koyarak ' Ben buradayım .' demeye çalışıyordu . Soo karşısındaki adamdan ne olursa olsun iğrenmiyordu . Kin beslediği doğruydu ama en azından onun duygularının gerçekliğine inanıyordu . O üvey babası değildi . Karşısındaki Jongin'in dayısıydı . Ona şimdilik böyle bakıyordu . Yaşadığı olayları biraz da olsa unutmaya çalıştı ama başaramıyordu . Karşısındaki fotoğrafa bakmak bile onu ürkütüyordu .
Birkaç baş sağlığından sonra ayrılmıştı tüm insanlar . Zaten dayısının yakın olduğu pek insan da yoktu . Suho her zaman kibarlıktan uzak olmuştu . Bu yüzden seveni yoktu fazla . Jongin baş sağlığı verecek insan kalmadığında boş odada Soo ile kalmıştı . Tabi bir de dayısı vardı .
Jongin dizlerinin üzerine çökerek ağladı . Dayısı ile olan sıkı bağını kimse anlayamayacaktı . Onlar farklıydılar . Jongin artık kendini yalnız hissediyordu . Başına bir iş geldiğinde onu koruyacak bir insan kalmamıştı .
Kimsesizdi o . Dayısıyla hayatı da gitmişti Jongin'in . Yaşamak için tek sebebi Soo'ydu artık .
Onun için yaşayacaktı .
*********
Ya yeter bir sonraki bölüm final yapcam be >.< Kaldırmıyo kalbim daha fazlasını . T.T
YOU ARE READING
ÜZGÜNÜM || KaiSoo ✔️
FanfictionBunu yaptığıma gerçekten inanamıyorum. Minik Soo'mu aldatmak istememiştim. Sarhoştum ve hiç bir şeyin farkında değildim . Yataktan kalktığımda kapının önünde dolmuş gözlerle iğrenircesine bana bakan Soo'yu hatırladıkça kendimden nefret ediyordum . O...