12.Bölüm

1.4K 67 5
                                    

Tilki nin ağzından;

Bu dediğimden sonra Aylin surat asmış,diğerleri gülümsemişti.Aylin e yapacağım sürprizi bilmiyordum.Ve sanırım bu zaman alacaktı çünkü hem ne yapacağımı bilmiyordum,hem de Aylin i nasıl sürpriz için hazırlayacaktım bilmiyordum.Okullar 1 hafta sonra açılacaktı.Belki o zamana kadar düşünürdüm.Ama bu işin bir an önce olmasını istiyordum.Ayrı kaldığımız her an,sanki ellerimden kayıp gidecekmiş gibi hissediyordum.Tabii elimde olan birşey yoktu...

Evime gittim ve kendime düşünmek için köşemi hazırlamaya başladım.Eylül ayında olduğumuz için yağmurlar yağmaya başlamıştı ama bugün hava gayet iyiyidi.Mutfağa gittim ve kendime kahve yaptım.Bardağı elime aldığım gibi sıcaklığından elim yandı.Hemen camın önündeki küçük masama koydum ve geniş,rahat koltuğuma geçtim.Dışarıyı izliyordum.Denizi...Evim,denize bakan bir yerdi.O yüzden çok seviyordum ve bu koltuk,bu manzara,bu kahve beni rahatlatıyordu.Ayrıca ne zaman düşünceli olsam,koltuğum,manzaram ve vazgeçilmez kahvem olurdu.

Hava gayet iyiyken,birden soldu ve şimşek çakmaya başladı.Ve biraz da yağmur çiselemeye başladı.Cama gelen,görüntüsüne bayıldığım su damlacıkları beni Aylinim kadar olmasa da mayıştırıyordu.Kahvemden bir yudum aldım.Sanırım artık düşünebilirdim.

Ama aklım bir türlü sürpriz düşünemiyordu.Anılarımız geliyordu aklıma birer birer...

Kapının çalmasıyla kendime geldim.Ama şimdi kim kalkıp da kapıya açacaktı?Çok rahattım ve üşeniyordum.Aylin hep "şu aşırı üşengeçliğini bir doktora göstermeliyiz..."derdi.Güldüm.Doğru söylüyordu kız.Koltukta iyice sindim ve nasıl olsa çalar çalar gider diye düşündüm.Ve dediğim gibi oldu.

Sindiğim koltuktan bir titreme geldi.
Az daha "kıyamet kopuyo komuşulaarr"diye bağıracakken telefonumun melodisini duydum.Allah tan telefonum yanımdaydı yoksa onu almaya da üşenip açmazdım.Ekrandaki yazıyı gördüğümde yüzüm soldu.Babam arıyordu....

Açmayacaktım tabiki.

Telefon kapandığında kahveme doğru elimi uzattım.Ama yine birşey titreyince sıçradım ve kahve döküldü.Telefonum çalıyordu.Ama bu sefer arayan tanımadığım bir numaraydı.Açtım.

"Efendim?"

"Vaayyy Tilki bey telefonumuzu hele şükür açtı.."

Ah hayır!!Sen de nereden çıktın?







Aylin in ağzından;

Bahçede Elçin ile oturmuş,önümüzde çikolatalarla depresyon modundaydık.Arada gelip bize uzaylı görmüş gibi bakan abimi ve çikoltalarımızı aldığını bilmediğimizi sanan annemi takmıyorduk.Bugünkü depresyon konumuz fazlaydı.

1)Okullar 1 hafta sonra açılacaktı.

2)Tilki bana yine yalan söylemişti.

3)Salak arkadaşım geçen gördüğü Barış ı daha tekrar görememişti.

Elçin in ağzı,daha doğrusu komle kafası çikolata olmuşken ben çok güzel kokan ıslak mendilimle ağzımı her çikolatadan sonra siliyordum ama yorulduğum için ben de kafamın çikolata olmasına izin vermiştim.

Bahçeye bu sefer de babam girince kafamızı babama çevirdik.Babam tam kalp krizi modunu almışken arkadan abim ona,kafası çikolatadan neredeyse kaybolmuş olan iki yaratığın Elçin ile ben olduğunu açıklamıştı.

Annem tekrar çikolatamızdan çalmak için bahçeye girdiğinde yüzümüzü gördükten sonra vazgeçip işine dönmüştü.

Kapı çaldı.Biri kapıyı açtı ve birkaç dk sonra bahçeye Tilki girdi.Ağzı bir karış açıldı ve gözlerini kırpıştırdı.Tam dönüp gidecekken abim ona da herşeyi anlattı ve içeri geçtiler.

Elçin e dönüp kaş göz yaptım.

O da bana kaş göz yaptı.

Ben tekrar ona yaptım.Tam bu sefer de o yapacakken bu konunun uzayacağını anlayıp "git ve çikolata tabağını doldur."dedim.

"Hayır,az önce ben koydum sıra sende"

Pes ettim ve boş tabağı alıp çikolata doldurmak için mutfağa gittim.Uzun süre yetsin diye haddinden fazla çikolata koyarken yarısı devrildi.

Ben de doldurduğum kadarını alıp,yiye yiye salondan geçip bahçeye çıktım.Elçin,et bekleyen aslan gibi çikolata bekliyordu.Ben tabağı koyduğum gibi saldırdı.Bende güldüm ve saldırdım.

Birden aklıma depresyon konularımız gelince "yaaaa"diye ciyakladım.Elçin,ağzında tıka basa doldurduğu çikolatalarla "Noldu kız!"diye cırladı.

Hemen depresyon konularımızı saymaya başladım.

"1)Okullar 1 hafta sonra açılacak.

2)Tilki bana yine yalan söyledi.

3)Sen hâlâ Barış ile karşılaşmadın!!"


Bu dediklerimden sonra başını geri attı ve "offff"diye bağırdı ve yine çikolataya gömüldük.

Birkaç dakika sonra kafamızı çikolatadan kaldırdık ve bahçe kapısında bize iğrenerek bakan Tilki,Abim ve sevgilisi Duru yu gördük.

Heyecanla sırıtarak,"Sende bize katılsana Duru!!"diye bağırdım.Elçin de kafasını sallayarak onayladı.Ama Duru,bize korkarak baktı ve "Yok kızlar,yine de sağolun"dedi.

Omuz silktim ve "Sen bilirsin..."dedim.Sonra Elçin ile tekrar çikolataya döndük.


Yarım saat sonra

Yatağımda,karın ağrısından kıvranarak yatıyordum.Elçin ise yere uzanmış karnını ovalıyordu.Odamın kapısı açıldı ve içeri Abim,Duru ve Tilki  üçlüsü girdi.

"Bugün sizi bu hallerde gördüm ya,artık 5 tane ard arda korku filmi izlesem korkmam."dedi abim.

Karnım ağrıyo olsa da abime yastık atmayı becerebildim."Şimdi o yastığı geri ver,en sevdiğim yastığım o"

Birden gözlerimi irice açtım.Ah,bu Tilki ile uyuduğumuz,Tilki nin en sevdiği yastıktı...Tilki,bana parlayan gözleriyle bakarken ben gözlerimi yuvalarından çıkaracak biçimde açmış,ona bakıyordum.Elçin yerde kıvranıyordu ve Duru ile Abim Tilki ve bana bakıyordu...

Bu bölüm  komik olsun dedim.Nasıl olmuş?Hikayem hakkında düşüncelerinizi,eleştirilerinizi bekliyorum.Ve,bana kapak yapabilecek olan var mı?Yapıp gönderirseniz çok sevinirim.

Seviliyorsunuz....












EN BAŞTANWhere stories live. Discover now