14.Bölüm

1.1K 61 4
                                    

Aylin in ağzından;

Gece,evde olan tıkırtılar yüzünden uyandım.Kapımı açtım ve boş koridoru süzdüm.Bir karaltı gördüm.Babam,hafif kilolu olduğu için babam olamazdı.Abimin odası en üst kattaydı ve geceleri hiç uyanmazdı.Aklıma dank etti.Bu bir hırsız olabilirdi!!

Korkum,her tarafımı kaplamışken odama girdim ve kapıyı çok yavaş kapattım.Şimdi ne yapacaktım?

Birden ben bile ne olduğuna şaşırsam da Tilki yi aradım.Tilki ne alakaydı?

Tilki telefonu açtı ve ağır birşey almamı söyledi.Tam,süs olarak kullandığım porselen bebeği almak için uzanırken bir el arkadan boğazıma yapıştı.Çığlık attım ve telefon elimden düşüp parçalara ayrıldı.En son gördüğüm adamın siyah eldivenli elinde tuttuğu bez parçasıydı...

6 saat sonra;

Karanlıkta,yolunu kaybetmiş bir çocuk gibiydim.Çaresizdim...Korkaktım...Umutsuzdum...Yaşadığım onca şey,beni hâlâ olgunlaştıramamıştı.Tilki gittiğinde de yaptığım çocukluk değil miydi?Hiç durmadan ağlamak...Şimdi ise ağlayamayacak kadar çocuk olmuştum...Etrafımda olup bitenleri bilmeden dolaşırken,herşey toz pembeydi çünkü...Hayatın gerçeklerini yeni yeni öğreniyordum...Ben,hep bugüne kadar kendim için üzülmemişmiydim zaten?

Ben her ağladığımda,her kötü durumda olduğumda;kızının düşüşünü,çöküşünü izleyerek yıpranan anne ve babam için üzülmüşmüydüm?Ya da beni her defasına anlsmaya çalışan abimi?Hep yanımda olan,dostumu düşünüp üzülmüşmüydüm hiç?

Gerçekten de bir çocuk değil miydim?Çikolatası elinden alınınca hemen ağlamaya başlayan;oysa ki onun zararına olacağını bilerek çikolatayı elinden alan anne-babasını düşünmeyen bir çocuk gibi....

Şuan,tozlu bir odada,tozlu olan yerde,hâlsiz,çaresiz,hasta olarak yatıyordum.Kaçırılmıştım...Ama,neden,niye olduğunu bilmiyordum.Kim olduğunu bilmiyordum.Çünkü,ben bugüne kadar toz pembe yaşamıştım ama sanırım bu toz pembe kırmızıya oradan da siyah a gidecekti...

Ağzımdaki kuruluk,bana hastanedeki günlerimi hatırlatıyordu.Yutkunamıyordum.Daha doğru düzgün ağlayamıyordum bile....

Birden,ışık açıldı.Karanlığa alıştığım için ışık açılınca gözlerimi sıkıca kapattım.Tekrar açtığımda,karşımda,20 li yaşlarda bir çocuk gördüm.Beni kaçıran bu olmalıydı...

"Demek,Tilki Bey in meşhur Aylin i sensin...Memnun oldum Aylin hanım,sizinle tanışmak büyük şeref..."

Adamın iğrenç konuşmasına nefret dolu gözlerle baktım.Bu adam Tilki yi nereden biliyordu?

Ağzım kupkuru olduğu için konuşamadım.Konuşsam da ne diyecektim ki?Saçma dizi repliklerini mi?

Odadan çıktı ve çok geçmeden elinde su ile yanıma geldi ve suyu uzattı.Dizilerdeki aptal kızlar gibi suyu itmeyecektim.Güçlü olmak için ihtiyacım vardı.Suyu içtikten sonra biraz rahatladığımı hissettim.Acaba şimdi ailem benim yüzümden yine perişan mıdır?Tilki bize gitmişmidir?Beni arıyor mudur?

Adam,konuşmaya başladı.

"Bana bak,yanlış bir hareketini görürsem sana değil Tilki ye zarar veririm.Kendinden çok Tilki yi önemseyeceğini biliyorum"dedi ve göz kırptı sonra da yüzüne iğrenç bir sırıtış ekledi...

Bu adam her kimse,Tilki den istediği birşeyler vardı ve beni kullanıyordu.

Telefonunu çıkardı ve bir numara çevirdi.Telefonu hoparlöre aldı ve karşıdaki kişinin açmasını bekledi.

"Lan senin varya...Lan senin böbreklerinle bağırsaklarını yer değiştireceğim lan!Dilini kesip köpeklere atıcam!Kafanı-"

Hey!!Bu Tilki nin sesiydi!!

"A aa,bak yanımda misafirim var...Ayıp olur,insan hiç dostuna böyle şakalar yapar mı ama?"

"Lan!!Aylin i bırakacaksın ulan!!Eğer bırakmazsan,saçının bir teline bile zarar gelirse,emin ol ki ölümün benim elimden olur!Ama seni direk öldüreceğimi sanma,bu senin için ödül olur!!Kardeşime ne yaptıysan,10 katını sana yapıcam duydun mu beni?!!"

Bu söylediklerinden hiçbirşey anlamasam da,öfkeden hızla ve sesli olan nefesini,kızarmış yüzünü ve ateş saçan gözlerini tahmin edebiliyordum....

Yarım saat sonra



Açlıktan ölmek üzereyken kapı açıldı ve içeri o çocuk girdi.Arkasından da elinde yemek tepsisi ile gelen siyah takım elbiseli adamı görünce gözlerim açlıkla parladı.

"Al,biraz birşeyler ye.Sen bana canlı lazımsın,yoksa Tilki acı çekmez"

Dedi ve sırıttı.Ah!!Ne yapacaktı bana?

Odadan çıktılar yavaşca doğrulmaya çalıştım.Heryerim uyuşmuştu.Titreyen ellerimle tepsiyi elime aldım ve açlıkla yemeğimi yedim ve suyumu içtim.Tepsiyi kenara ittikten sonra yine eski yerime geçtim.

Şuan yanımda beni teselli edecek bir Elçin yoktu...Ya da saçlarımı okşayacak annem...Beni düşüncelerden kurtaracak bir abim veya bana sarılarak beni huzurla kaplayan bir Tilki yoktu...

Yalnızdım...

Bu kelime bana o kadar uzaktı ki...Çünkü Tilki beni terk etse de yalnız kalmamıştım.Cırlamayı çok seven Elçin vardı...Yemeğimi yemediğimde kaşıkla bacağıma vuran annem vardı...
Konuşmayı sevmeyen ama yeri geldiğinde susmayan babam vardı...Beni delirtmek için ne kadar uğraşsa da beni tek anlayan abim vardı...

Ama şimdi,bu odada tozlar ve benden başka kimse yoktu...

Gözümden istemsizce yaşlar akmaya başladı.Belki de Tilki ile kavuşamadan,Elçin ile dolu dolu kuaföre gidemeden,annem ve babamdan özür dileyemeden,abimle eski günlerime tam dönemeden ölecektim...



Arkadaşlar bölüm geç geldi çünkü tatildeydim.

Hepimiz biliyoruz ki 16 askerimiz şehit oldu.Onlar için de 1 fatiha yı eksik etmezsek çok iyi olur.

Umarım bölümü beğenirsiniz.:-)




EN BAŞTANWhere stories live. Discover now