Bölüm 14

1.9K 336 71
                                    

(KAPAĞIN DEĞİŞMESİ ŞEREFİNE ERKEN GELEN BÖLÜM, YORUMLARINIZ DEĞERLİ BENİM İÇİN.)

Son sınıfın hızlı geçtiğini her zaman abilerimden duymuştum; şimdi ise bizzat tecrübe etmekteydim. Sınavlar, yoğun çalışma dönemleri ve deneme sınavlarının arasında sıkışıp kalmanın nasıl bir duygu olduğunu içimde hissedebiliyordum. Her saniyenin tik tak diyen soğuk adımları yüreğimde geziniyordu. Şeytan yardımcı oluyor mu dersiniz sınavlarıma? Hayır. Sadece vesvese konusunda bana yardım ediyordu.

Acaba şu an nerededir, birkaç gündür onu görmüyordum. Bugün de görmezsem artık merak etmeye başlayabilirdim. Ah, şeytanlar neden telefon numarası kullanmaz ki diye geçirdim içimden. Cehennemin dibine mi gireceğiz illaki sesimi duyması için?

Okulda ders işlemiyorduk eskisi gibi. Yalnızca matematik geometri gibi asıl dersleri işliyorduk ve geri kalan dersler test çözmekle geçiyordu. Test çözmekten sıkıldığımız zamanlar ise kantine inip sohbet etmeye başlıyorduk.

''Olum Nermin hoca sana taktı lan galiba.''

Dedi Selim elindeki poğaçadan kocaman bir ısırık alırken. Neredeyse her teneffüste bir şeyler yiyordu o kadar hareketliydi ki bu kadar enerjiyi nereden bulduğunu anlamak zor değildi.

''Sen de benim kadar yakışıklı olsan sana da takardı kardeşim.''

Dedim yüzüne her zaman ki munzur yüz ifademi takınarak. Aysel ve sınıftan diğer birkaç arkadaş gülüşmeye başlamışlardı. Ağzı dolu olduğu için o an laf edemeyen Selim orta parmağını kaldırarak bana hareket yapmıştı.

''Senin neren yakışıklı be kardeşim. Karın kaslarım senden daha yakışıklı.''

''Böyle yemeye devam edersen kasların sana ihanet etmeye başlayacak yakında.''

''Biz ayrılamayız onlardan,''

Diyerek kantinin ortasında üzerine giydiği kısa kollu kıyafetini yukarıya sıyırmıştı. Son anda elini tutarak okulun ortasında soyunmasına engel olmuştum. Etraftaki birkaç kızın görmesine engel olamamıştım, gözleri kocaman olmuş bir şekilde birbirleriyle fısıldaşarak Selim'e bakıyorlardı. Tabii ki Selim'in haberi bile yoktu. Tıkınmaya devam ediyordu.

Aysel bu gün geçen ki günlerden daha mutlu görünüyordu. Onun mutlu olması tüm sınıfın mutlu olması demekti. O hüzünlüyse hüznü tüm sınıfı etkisi altına alırdı. Onun gülmediği gün biz de gülmezdik. O neşeliyse biz, özellikle Selim çok daha neşeli olurdu. O kıvırcık saçlar ne zaman neşeyle dalgalansa rüzgarı hepimizi serinletirdi.

Aysel'e baktım, az önceki konuşmaların etkisiyle hala kıkırdıyordu. Sonra o da bana dönüp baktı gülümsüyordum, hemen bir sandalye yanımdaydı. Az değilsin sen der gibi bakış attı.

''Bu gün iyi gördüm seni.''

Dedim, diğerleri Türkiye'nin dünya kupasına girip giremeyeceğini konuşmaya daldıkları sırada. Yüzündeki kocaman gülücükler yerini şefkatli bakışlara bırakmıştı.

''İyiyim, bu gün iyiyim.''

''O zaman anlat bakalım, ne oldu?''

''Senlik bir şey yok ya.''

Dedi yüzüne belli belirsiz acı bir gülümseme yayıldı, anında kayboldu.

Geçmişin Sanrısı (Wattys 2015 Kazananı)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang