-+!.7.!+-

981 56 43
                                    



Luhan bacaklarını kanepeye çekip haberi ilgiyle izledi.

"2.000.000 dolar?" gözlerini büyüttü.

"Ne dedin?" pirinci kontrol ettikten sonra sebzeleri doğradı.

"Hong Kong'a dönersek neler olur?" çenesini dizlerine dayadı.

"Dönmek mi istiyorsun?"

"Yakalanmaktan korkuyorum ama o parçayı da istiyorum. Saklanabilir miyiz sence?"

"İhtiyacımız yok ki. Riske girmeye değecek bir parça, fakat olmasa da olur"

"İstiyorum Lay" kaşlarını heyecanla çattı.

"Koruma çemberi, kameralar, zayıf dakikalar. Bunları bilmiyoruz" yanına oturdu "Eski işlerim buna benzerdi, hatta daha karmaşık ama hepsinin bilgileri, incelemesi Tao'dan geliyordu. Programcı idi..."

"Başkasını buluruz?"

"Güvenilir biri olmazsa tehlikeye gireriz"

Luhan yanaklarını şişirdi "Tamam, istediğin gibi olsun... bu fırsat böylece kaçar..."

Lay derin bir nefes aldı "Ne yapabilirim bakacağım. İnternet ten başkasına güvenemem" burukça gülümsedi.

"Sen halledersin!" boynuna sarıldı. Tüm sorumluluğu anlamadan Lay'in üzerine atmıştı, o kadar güveniyordu ki insan olduğu gerçeğini silmişti.

*

Kris günün gazetesini okuyordu tam müzenin karşısında. İçeride Chen başta olmak üzere bir amir ve onlarca polis vardı.

Kendisi dışarıda büyük bir sivil ekiple beklemedeydi. Tek gün için açık müze inanılmaz bir şanstı.

Geçe yarısına az saatler kala görev başladı. Kilit sistemini kıran kişi girişi zorlaştırdı. Kris endişe etmeden bir sigara yaktı. Demir parmaklıklar müzeyi koruyordu ama içeridekiler elbet dışarı çıkacaktı.

Silah sesleri duyuldu, müzik gibiydiler...

"Bizi öldürecekler Lay..." sesi korku dolu çıkıyordu.

"Hayır Luhan! Gizli bir yer bulup dışarı çıkacağız, sakin ol!" tamamen sürpriz olan polislere ateş ediyordu.

"Yakalanacağız"

"Bunu aklından çıkar. Şimdi ayrılmamız gerek"

"N-ne?"

"Böyle çok kolay avlanırız. Tekrar buluşacağız. Bir yer bulup saklan, yine geleceğim"

Ateş sesleri her yer de çınlıyordu. "Lay..."

"Yanında ben varken sakın korkma!"

"E-eğer yakalanırsak s-suçu üstlen. Tümünü" Lay anlamamazlık ile baktı. "İnkar edersek farklı hapishanelere gideriz, ikimiz de üstlenirsek ayırmazlar. Baştan sona h-hepsini biz yaptık" kararlıydı.

"Evet Luhan. Biz yaptık sevgilim" saçlarını okşayıp dudaklarını öptü "Saklan" eşyaların arkasından birkaç adım attı, sonra biraz daha uzaklaştı.

Luhan elindeki silaha bakıp titredi, böyle mi olacaktı.

"Teslim oluyorum, ateş etmeyin" ellerini havaya kaldırıp yavaşça doğruldu. Silahı yere atıp polislerin ona yaklaşmasına izin verdi.

"Hayır! Luhan yapma!!" dikkati dağılmışken vuruldu.

Gelen acıyla yüzünü buruşturdu ama hala Luhan'a bakmaya çalışıyordu.

Antika(M)✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin