Antika(M)✔

-+!.8.!+-(M)

Lay ve Luhan turuncu tulumlarını giymişti, Lay önde giderken küçük olan ufak, zor adımlar atıyordu.

Korkudan öleceğini düşünüyordu, neler olacağını az çok biliyordu. Hangi şehirde olduğu bilinmeyen hapishanenin kocaman koridoruna geldiler.

"Siz ikinizi aynı koğuşa koymam emredildi" umursamaz bir tonla söyledi polis memuru "O yüzden hücrenizde olan kişiler için bana kızmayın"

Duvarsız ayrılmış ikinci kata çıkıp anahtarlarını yokladı "Çocuklar yeni arkadaşlarınıza iyi davranın"

"Gelenler çıtır ZhouMi" oldukça hareketli biri zıpladı.

"Hey Henry hemen uzaklaş!" jop ile parmaklıklara vurdu.

Kapıyı açtığında ikiliyi içeri itti "Olay çıkarmayın, yeni gelenlerin sonu kötü bitmesin!"

"Bu adam fazla arıza" tısladı Henry.

"Kendinizi tanıtın" ZhouMi gözlerini yeni gelenlere dikti.

"Onu duydunuz hödükler. Adınız ne!"

"L-Luhan..."

"Ya sen?"

Lay konuşmadı, yavaşça boş yataklardan birine geçip uzandı. ZhouMi kaşlarını çatıp Henry'ye işaret verdi.

"Seni adi pislik hapishanenin kralına cevap vermiyor musun? Seni geberterek ders vereceğim!" Lay'in karnına tekme attı.

"Kendinizi fazla büyütmüşsünüz!" saatlerce içinde barınan sinirle Henry'ye saldırdı. ZhouMi tıslayıp kısa süre kavgayı izledi, sonrasında Lay'e acı çığlıklar attıracak bir vuruş gerçekleştirdi. Zaten omzunu zorlamıştı şimdi ise dizi alevler içindeydi.

Gardiyanlar gürültüye gelip yaralı olanı revire götürmeye çalışırken Luhan onu içeride bırakmamaları için yalvarıyordu.

"Hanginiz yaptı?!" görevlilerden biri nefes nefese kalan ikiliye kızgınca baktı "Daha geleli bir saat bile olmadı, hanginiz yaptı?!!"

"Sadece ayağı kaydı" ellerini kaldırıp suçsuz numarası yaptı ZhouMi.

"Sen söyle hangisi yaptı?" korkudan gittikçe küçülen Luhan'ı kolundan sarsıp sordu. "Korkmadan söyle. Mutlaka görmüşsündür, hangisiydi?"

Başını kaldırıp yeni koğuş arkadaşlarına baktı, ZhouMi isimli olan Lay'in dizini tekmeleyip hasarlamıştı ve lanet ediyordu ki ikisi de çok güçlüydü. "A-ayağı kaydı..."

"Doğruyu söylemekten çekinme, suçluyu cezalandıracağız"

"Neden üsteliyor sun yaşlı adam?" yan gülümsemesini takındı Henry "Az önceki adam çok sakar, her düştüğünde bizi mi suçlayacaksın?"

"Sen benimle geliyorsun!" Henry'yi alıp götürdü.

"Arkadaşın kadar asi değilsin sanırım" Luhan'a yaklaşıp yüzünü inceledi.

"Bana zarar verme"

"İstersen korumam altına alabilirim. Tüm hapishanenin kontrolü bende desem yeridir, seni öldürecek ve yaşatacak güç karşında" kulağına fısıldadı.

"İstediğin ne?"

"Tatlı bir şeyler" Luhan'ın boynunu yaladı.

"Sonrasında gerçekten güvende olacak mıyım? S-söz veriyor musun?"

"Kendini sevdir men yeterli, kadınsı yüzün var" tulumun kapattığı kalçaları sıktı.

"Tamam..."