8 - Bizden Tatlısı mı Var?

2.6K 200 26
                                    

Bugün Ömür'ün çeyizlik alışverişini yapmaya gidiyoruz.

Ama ondan önce okulda yapmam gereken bir iş var.

O işi halletmek için sıraya girdim.

Fatih Hoca'nın okulun gündem maddelerinden biri olan filminin, oyuncu deneme çekimlerine kayıtlar başladı. Kaydın yapıldığı sekreterliğin önünde uzun bir kuyruk vardı. Sırada 1 saat 25 dakika bekledikten sonra kapının önüne varmayı başardım. Gerçi neden bu kadar beklediğimi de bilmiyorum, hocanın beni çekime çağıracağını bile sanmıyorum. Hem okulda çok tanınan biri değilim, hem de derslerde ekstra bir başarım olmadı. Birazdan da kavgaya karışacağım.

-HOOP! Kardeş! İki saattir biz neden bekliyoruz sen dangıl dungul içeri girecektiysen?

Biri pervasızca kapıyı açıp sıra beklemeksizin içeri girmeye çalışınca durdurmam şarttı. Muhtemelen son sınıf olan çocuk bana baktı, tebessüm etti. Bir şey demeden içeri girdi. İçeri girip sırtına atlamadan önce arkama dönüp sıradakilere kızdım.

-Ya siz neden sesinizi çıkarmıyorsunuz! Benim önüme geçen sizin de önünüze geçmiş oluyor otomatik olarak, farkındasınız di mi?

Arkamdaki çocuk sakince bana baktı.

-Yalnız öğrenci değildi o, Fatih Hoca'ydı.

Efendim?

-Ne? NE! Ya biriniz da uyarmıyorsunuz ama! Biriniz de susturmuyorsunuz!

-Nerden bilelim senin filminin deneme çekimlerine katılmak istediğin adamı tanımayacağını?

Bu noktadan sonra kayıt yaptırmanın anlamı yok değil mi Zeynep?

Sırayı terketmek üzere arkamı dönmüşken kapı açıldı, Fatih Hoca olduğunu az önce öğrendiğim adam dışarı çıktı. Omzuma dokundu. Suratımda acıklı bir Sezercik ifadesiyle ona döndüm.

-Özür dilerim hocam. Sizi Google görsellerde aratmadan gelince böyle oldu.

Güldü, baş parmağıyla odayı gösterdi.

-Kayıt yapmadan mı gideceksin? Hadi içeri.

Kendimi tutamayıp sordum.

-Emin misiniz hocam?

Gözlerini evet der gibi kapatıp açtı.

İyi madem, isteyenin bir yüzü kara.


***


Ömür beni okulun önünden, arabayla aldı.

-O surat ne?

Dikiz aynasından kendimi kestim.

-Neymiş? Gayet sevimli.

Ömür sinyal verdi, yola çıktı. Güldü. Ben de o sırada araba sürerken ne kadar seksi olduğunu düşünüp kendi kendime hayaller kurdum.

-Her zaman öyle. Ama onu demiyorum, asık o surat, onu diyorum.

Hayallerim çabuk bitti.

-Aman yok bir şey ya, Fatih Hoca'ya rezil oldum da...

Ben anlatmamayı planlıyordum ama Ömür tabi ki öğrenene kadar peşimi bırakmadı. Öğrenince de bastı kahkahayı.

-Ya biz sana derdimizi anlatamayacak mıyız? Bu mudur verilecek tepki?

Ömür gülmekten yaşaran gözlerini sildi.

Kime Ne?Where stories live. Discover now