Asansör \1

124 7 6
                                    

**
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın
Keşke yalnızlığımla paylaştığımı sende paylaşsaydım
Keşke adın yalnızlık olsaydı
Ve ben hep yalnız kalsaydım ...

Özdemir Asaf

**

Bu iğrenç hayatta hiç olmayan bir yalnızlık duygusuyla sınanmak ölüm gibiydi sanki. Evet tam olarak  değer verdiğim kimse hayatta yoktu. Böyle düşündükçe kendimi suçluyordum her seferinde. Tekrar tekrar şöyle bir hayatınızı gözden geçirin. Belki birçok insan acı veya karanlıkla savaşmaya çalışıyor. Peki ne için ? Evet yaşamak için. Peki neden? Bu insanlar yaşamak için paraya tutunuyor ve herşey , herkesi uğrunda öldürüyor. Saçma. belkide benim ailemde böyle öldürülmüştür dedim ama hayır onlar ... Onlar bukadar basit kişilere yenilemezlerdi. Onlar bu iğrenç insanlarla yaşamaz ve en güzel şeylerini ölümü onlardan tatmazdı.

Şimdi yanımda şu tanıdık suratlı kişinin yıllarca özlemini çekiyomuş gibi hislerim beni tokatlıyordu. Bu da kim? Anlamıyorum ama tanıdığıma eminim . belkide şu saçma dejavularımdandır . ama sanki .. Sanki çok değer verdiğim biriymişçesine rahatlama ve özlem duyguları harmanlaşmış ve kalbimin en ücra köşesine sinmiş yahut sıkışmış durumda. Hızla kafamı bu yabancıya çevirdim . yüzünü incelemeye kalktığımda içimdeki o burukluk artışını gösteriyordu. Altın sarısı dalgaları oldukça dağılmış, kireç yüzüne karanlık düşmüştü.kahverengiden kehribara kaçan soğuk gözleri bana her dakika acıyla dolu hatıralarımı hatırlatıyor ve onu öldürmem için en büyük nedeni bana sürüyordu. Kafamı iki yana sallamakla yetindim . Oldukça uzun bir boyu vardı ve bu beni daha çok şaşırtmıştı. Bana tepeden bakan kahverengileri izledim . Rahatsız edici sessizlik yerimde kıpırdanmamı sağlarken bir yandanda düşünce bulutlarımı önümdem çekmek istercesine elimi kafamın biraz üstüne tutup iki yana salladım.

Kısılmış gözlerle bana bakıyor ve ne yaptığımı çözmeye çalışıyordu. Gözleri gözlerime deyince elim havada kalmış bana deliymişçesine bakan çocuğa "nevar?" dedim . havada kalan elimide kafama yerleştirmiş saçlarımı düzeltiyormuş gibi yapmayıda unutmamıştım. Ardından gelen tanıdık kahkahayla irkildim ve elimi refleksmişçesine kafamdan indirip siper ettim. Karşımdaki soğuk çocuk şimdi bana nasıl bukadar şevkat yada tuhaf bir özlemle bakıyordu? Oda beni tanıyor mu ? -Ah sonunda
aklına geldi küçük salak. Zaten o seni buraya çağırdı . tabi tanıyor.

İç sesimi şaşkınca dinlerken haklı olduğunu çoktan karar kılmıştım. Gözlerim ürkekçe tanıdık surata dönerken içimde bilinmez ürperti yine baş göstermişti.

" kafasındaki bulutları kovmaya çalışan aptal bir sarışın ."

Şaşkınca gelen sesin tarafına döndüğümde tanıdık surat gevşekçe sırıtıyordu.

"Ne-nerden anladın sen ? "

Kekelemiş ürkek sesime küfür ederken hızla öksürüp

"Telefon sapığı ." diye ekledim. bu sefer ben gevşekçe sırıtan taraftım. Evet tam bir sapık gibi gecenin bu saatinde beni sokakta iğrenç yaratıklarla bırakmıştı. Ama neden getirdin diyemedim. Ah hadi ama -neden beni şu salak insanların elinden kurtardın?- mı diyeydim ?

" Söyleyene bak sapık gibi iki saat beni kesen sendin küçük hanım. "

Ağzım şokla açılırken hem kaç gözü olduğuna bakıyor hemde pot kırmak istemezcesine tepkisiz kalmaya çalışıyordum .

" yoo. Sadece seni .. Birine benzettim . yani sanırım . sanki seni bir yerden tanıyormuş gibiyim. "

Kafamı ona çevirdiğimde çenesi kasılmış acı dolu gözlerine birde hüzün bulanmıştı. Kötü bir şey mi söyledim ki?

ASANSÖR Where stories live. Discover now