Asansör-7

50 6 5
                                    

Multi medyada Eliz Sevkin. İyi okumalar .

**
Hırsız

Pencereden giren mehtap
Bu evde bir hırsız var
Mehtapta
Pencereden oturmuş
Beni görüyorum

Kapıyı çalsam
İçeriden ben çıkacağım
İçeriden çıkacak beni
Ne kadar görmek istiyorum

Penceredeki beni uyandırmayalım
İçeride hırsız var
İçerideki hırsızın
Ben olacağından korkuyorum..

-Asaf Halet Çelebi-

**
Soğuğun keskinliği ruhuma karışırken hiç bukadar acı yahut korkutucu olamamıştı. Jerfi 'nin dedikleri hala kulağımda çınlarken ne yapacağımı bilmiyordum. Şimdi o.. Benim karanlığımı , geçmişimi zira acı ve karanlık geçmişimi biliyor muydu? Ve istese hükmedebilir beni intihara kadar sürükleyebilirdi. Ölümden korkmuyordum hayır fakat ölümümün acizce olmasını hiç istemezdim.

Jerfi çoktan benim yanımdan ayrılmış öğretmenin ona anlattıklarını dinliyor yahut o öğretmene bir şeyler anlatıyordu. Okadar ciddi ve sertti ki yüzü insan istese de istemesede dinlemek zorundaymışçasına dinliyordu.Öğretmen bana doğru baktı ve ardından Jerfiyle ikisi yanıma doğru yavaş adımlarla geldi. Ne oluyordu?

Jerfi ifadesiz yüzünü bana çevirdi . Öğretmen sadece susyor ve bana hüzünlü vehatta fazlasıyla acı dolu bakışlarını yolluyordu.

"Birşey mi oldu ?"

Cevab yok. Kafamı Jerfiye çevirdim. Soğuk sesi kulağıma değerken ürkmeme sebep oluyordu. Keskin soğuğa meydan okuyordu.

"Bir şey değil çok şey oldu ."

Kaşlarım hızla çatılırken tuhaf bir sıkıntı zira korku içime düşmüş benliğimi sarmış ,sıkmış , boğmuş ve karanlığına sürüklemişti. Aklıma gelen ilk kişi abimdi. Yüreğimden öyle bir sızı geçmişti ki.. Bu neydi? Bıçak mıydı yoksa?

"Abin Eliz.. Abin.."

Endişeli ve titrek sesime aldırmadan korkuyla fısıldadım.

"A-abime ne oldu ? "

Jerfi ismi gibi derin gözlerinin busefer gökyüzündeki karanlık bulutlarını bana armağan ederken ifadesiz ve keskin bir şekilde konuştu.

"Abinin dün ceseti bize ulaştı. Şuan odada. Herkesin özel güçleri olduğu için yaşatmaya çalışıyoruz. İstersen sende-"

Çökmüş acım ruhuma çöktü ve ölü ruhum yine ölmek istedi.

"N-ne ? Öldü mü? "

Gözlerimi tırmalayan gözyaşlarını aldırmadan koşmaya başladım. Onun yanına gitmeliydim. Ona yeni kavuşmuşken gitmemeliydi. Söz vermişti. Ölmezdi. Ölemezdi öyle değil mi?

Arkamdan gelen bağrışları aldırmadan okulun içine girdim. Gürültü ve kargaşanın olduğu odaya girdim. Adımımı atmamla herkes susmuş ve acı dolu bakışlarını yolluyordu. Nefret ediyordum hepsinden. Bana acıdıklerı zavallı yerine koydukları merhamet ettikleri için.

O .. Ordaydı. Kireç yüzü ve mosmor olmuş dudaklarıyla. Hızla yanına koştum . Elini avcumun içine alırken güçlü kalmaya çalışıyordum. İfadesiz olmaya. Onların karşısında aciz olmamaya onlar gibi olmamaya.. Başımı göğsüne yasladım. Sessizce fısıldadım.

"Ölmiyecektin. Hayır . Gitmezdin. Sen .. " Ağzımdan çıkan hıçkırığa aldırmadan istemsiz bir şekilde bağırmaya başladım. Başımı kaldırdım ve elini yüzüme koydum.

ASANSÖR Where stories live. Discover now