10.bölüm

86 12 5
                                    

Multimedya : melek toygar.
(Hailey clauson)

Yeni bölüm geldi :)
iyi okumalar. :*

Sanki başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü.

Ben ne aptal bi kızdım böyle. Nasıl olurda içimden düşündüğümü sanıp, dışımdan düşünürdüm.

Aslında kötü olmamıştı. Doruk 'senden duymak hoşuma gitti ' demişti. işte o an tebessüm etme sırası bendeydi.

O görmediği için hafif tebessüm etmiştim. Daha sonra ise kolarımı doruğun boynundan ayırıp kendimi geri çektim.

Dorukta ellerini belimden çekmiş karşımda dikiliyordu.

Sonra onun suratına dahil bakmadan arkamı dönüp yürümeye başladım. Burdan bi an önce gitmem lazımdı.

daha 2 adım bile atamamışken doruk efendi bileğimi tutup beni kendine döndürmüştü.

" Ben sana biyere gidebilirsin dedim mi ? " diyip o mavi-ela gözlerini gözlerime dikti.

Ah gerizekalı senden izin alan kim ?

" Senden izin aldığımı hatırlamıyorum. " dedim gözlerimi kısarak onun gözlerine bakarken.

" Almadın çünkü. "
Bu gerizekalı cidden kendini ne sanıyordu.

" Ya sen kimsin ? Senden neden izin alayım ? " kaşlarımı çatmış ve öfkeyle karşımdaki ruh hastasına bakıyordum.

" 1.si Ben Doruk özkan.
2.si Benden izin almak zorundasın. " dedi ve o alay dolu gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.

" hangi oyun ? Vizyona falan girdimi ? Hayır yani girdiyse kaçırmak istemem de. " dedim alay dolu ifadeyi takınarak.

" Biraz daha konuşursan seni eşsek cennetine yolıycam melek sus artık. " doruğun bu sert cümlesinden sonra ağzımı kapatmamın gerektiğini anladım.

" İyi o zaman ben gidiyorum. Hadi sana iyi geceler." Tam arkamı dönüp gidicektim ki doruk benden hızlı davranıp kolumu tutmuş hatta beni ıssız sokağın başına doğru sürüklemeye başlamıştı.

" Harbiden iyimi geceler." Işık sayesinde tebessüm ettiğini görmüştüm. Bu tebessüm alay veya dalga içeren bi tebessüm değildi. Daha çok içten bir tebessümdü. Vay be doruk özkanı da güldürdüm ya helal olsun bana.

" Malesef dorukçum sen olunca iyi olması mümkün değil. " tebessüm sırası bendeydi. Söylediklerimde bir gram yalan yoktu. O hayatıma girdi gireli başım beladan kurtulmuyordu.

Söylediğim cümle sonrası doruğun tebessümü anında silindi.

" Gevezelik yapmada yürü." Sesi sertti. Ne demiştim ki ben şimdi.

" Nereye gidiyoruz ?" Sorduğum soru karşısında kafasını bana kısa bir süreliğine çevirdi. Bu bakış
' kes sesini ' demekti.

Evet artık doruğun bakışlarını anlıyorum.

Beni bileğimden tutmuş bu ıssız sokakta peşinden sürüklüyordu.
Kısa bir süre sonra caddeye çıkmıştık.

Cadde bazı dükkanlar olduğu için , ıssız sokak kadar karanlık değildi.

Doruk adımlarımızı , görüş alanıma yeni giren pahalı arabasına doğru ilerletti.

Arabanın önüne geldiğimizde ön kapıyı açarak beni içeri itti.

Kendisi de ön taraftan dolaşarak sürücü koltuğuna oturup, arabayı sakince çalıştırdı.

***

Kötülük Prensim Where stories live. Discover now