KAYIP.

2.8K 138 68
                                    

Görkemli okul binası içindeki her duyguyu barındırıp onları kendi taşları arasında bırakmayı iyi başarıyordu. Tomun düşündükleri bunlardı. Burada olmak. Derslere girmek. Çalışmak. Hepsi yeniden dinç hissetmesini sağlıyordu. Onca şey yapmıştı koca hayatında. Ruhu artık 75 yaşındaydı. Gülümsemeyi, ağlamayı, mutluluğu, hüznü, heycanı unutmuştu. Onu yalnız bırakmayan tek duygu, heliaya tekrar sarılamadan ölmenin korkusu, her zaman içindeydi. Korku onu ayakta tutan tek şeydi. Güç, Mal, mülk, bunlar tamamen onun sahip olmaya alıştığı ama artık hiç birini istemediği şeylerdi. Hayatının geri kalanını eşi çocukları ve sahip olduğu mutluluğu ile geçirmek istiyordu. Bunu sağlayabilirdi. Eğer o gerizekalı adam gelip helia'yı ondan almasaydı hayatları mükemmel olabilirdi. Tom düşüncelerinden sıyrılıp kurtulduğunda yanında duran kızı farketti. Tıpkı eskisi gibiydi ikiside. Helia kabarık kahvenin en güzel tonu saçları kiraz rengi dudakları ve muhteşem gülümsemesi ile yanındaydı. Karamel rengi gözleri ışıldıyordu. Ona hiç bu kadar yakınken uzakta olduğunu hissetmemişti. Tom yeniden canlanan vücudunu sevmişti. Kendisi gibi olmayı aynalara bakabilmeyi ve yeşilin en güzel tonu olan gözlerini özlemişti.

- gözlerin çok güzel.

- Hayır. Senin gözlerin çok güzel mione.

-çıldırdınmı? Senin gözlerin yeşil. Yeşili çok severim.

- slytherin rengini?

-renklere öyle bakmıyorum. Takım, bina, ırk, dil ve din ayrımı yapmam ben. Sadece senin binandaki o çatlak tüm öğrenciler biçimsiz işte. (biçimsiz kelimesi bana ait bir küfür olarak kabul edilir. Çalmamanız rica olunur)

-voldemort hakkında ne düşünüyorsun mione?

-hiç. O beni korkutuyor. Korkunç biri. Bir çok insanı acımadan öldürebilecek kadar gaddar ve acımasız.

-mione onun hakkında hiç bir şey bilmiyorsun.

-sen biliyormusun?

-tüm ölüm yiyenler bilir. Babamda bana anlatırdı. Voldemort'un hikayesini.

-neymiş bu hikaye?

- Tom riddle yıllar önce ilk yetimhaneden alınıp hogwarts'a getirildiğinde hiç arkadaşı yoktu. Ona korkunç derecede kötü davranırlardı bu yüzden tom güçlü olmaya ve herkese yaptıklarının bedelini ödetmeye yemin etti. Trajedi böyle anlatır. Ama hikaye şöyle. Tom riddle yetim olduğu için insanların ona acımasından, şevkatle acıyarak bakmasından onu ezik gibi görmelerinden yılmış ve kabuğuna çekilmiştir. Onlara bir ezik olmadığını kanıtlamak, güçlü bir birey olduğunu ispat etmek için çalışmış ve bu sürede karşısına geçen herkese eziyet etmiştir. Ta ki helia'yı görene kadar. Kabarık saçlar karamel rengi gözler uzun ince fizik onun başını döndürmüştür. Kız önce dış görünüşü sonra karakteri ile her seferinde tomun aklını başından almayı becerir öyle ki oulun hayran olduğu tom o kızın yanında serseme döner. Tom helia'yı tavlamayı başarır. Ve okul bitince nişanlanırlar. Tom kötü davranışları yüzünden ayrıca deneyimsizliğinden de hogwarts'ta ki ksks dersinin öğretmeni olamaz. Yeterli para için Borgin&Burkes'te çalışmaya başlamıştır. Tam bu sırada hayatı mahvolur. Helia ölüm laneti yerse diye yarattığı büyü onun felaketi olur. Bir akşam üstü evlerine saldırılan tom ne yapacağını şaşırır, tüm gücü ile saldırır ama helia'yı kurtaramaz. Uzun bir süre esir düşer oradan kurtulduğunda hayatı daha berbat bir hal alır. Büyük aşkını bulmak zorundadır bu nedenle ölümsüz olmanın yollarını aramaya başlar. Hortkulukları biliyordur ama birden fazla yapmak için kimsenin aklına gelmeyecek güvenli eşyalar bulmalıdır. Yeniden Borgin&Burkes'te çalışmaya başlar. Burada tanıştığı kadın hayatının nasıl mükemmel olabileceğini anlatır. Ölümsüzlüğe nasıl sahip olabileceğini gösterir. salazar slytherin madalyonu ve helga hufflepuff kupasını anlatır. Kısaca tomun aklını çeler, onu cezbeder. Ve tom kadını öldürüp eşyaları alır. İlk iki hortkuluğu böyle ortaya çıkar. Geriye kalanı bilirsin. Ama öldürdüğü herkes bir zamanlar önüne çıkıp onu durdurmaya çalışmış, aşkını bulmasını engellemeye çalışan kimselerdir. Kısaca hikaye böyle.

- yani sen bunları biliyorsun çünki baban ölüm yiyen, sende bir gün öyle olacaksın.

-hayır. Asla kölelik etmem. Babam bunu yapmayacağımı öğrendiğinde beni redetti.

-tom ben üzg-...

- hayır mione. Senin üzgün olmana gerek yok. Herşey yolunda.

Harryle görüşmelerinin üzerinden geçen 4 günün ardından konuştukları ilk konu buydu. Tom hermione'nin ona karşı olan duygularını kısaca nefretini azaltmaya çalışıyordu. Bu kızın ön yargıları çelik bir duvar gibiydi.

-ben bir an sandım ki sen ölüm yiyen olduğun için benim yanımdasın.

-ölüm yiyen olsam senin yanında mı olurum? Bir bulanığın yanında.

Hermione yalandan sinirlenmiş gibi adını uzatarak "tooommm" dedi. Tom'sa uzaklardaki bir anıda kaybolmuştu.

-naber bulanık.

-iyi melez sen?

-bunu sakın bir daha bana kullanma helia

-sen bana bulanık diyorsun ama.

-kapa çeneni. Hiç bir şey bilmiyorsun.

-sen ne hissediyorsan aynısı. Değişiklik yok.

-helia bu mevzuyu tartışmayalım. Benle tartışma.

-biliyormusun? Konuşma benle riddle.

Tom yıllar öncesinden bir anının bu kadar etkili bir şekilde kalbini acıtmasına çok şaşırdı. Helia ile arkadaş olduğu zamandan kalma bir kavga. Helia ile ettiği ilk ve son kavga. Tom helia'yı kaybetmemek için çok uğraşmış onu hep çok sevmişti. Ama sonuç; bir canavara dönüşmüştü, hüsrandı.

-mione ben melezim.

-bunun ne önemi var.

-kendini kötü hissetme diye söyle-...

-Bu konuyu 3. Sınıftan sonra takmayı bıraktım safkan melez yada bulanık olmanın bir önemi yok. Önemli olan güçlü veya zayıf olmak. Zeki yada aptal olmak. Böyle.

-bunları düşündüğünü bilmiyordum. Bu çok güzel bir düşünce.

Yalan söylüyordu. Adı kadar iyi biliyordu ki onun düşünceleri kendininkilerle çok uyumsuzdu. Ama bu önemsizdi. Hermione onu umursadığını anlasın yeterdi. Tom bir an hermione'ye döndü tam o anda mione'de ona döndü. Ve tom kendini tutamayıp korkuç bir hata yaptı. Kızı öptü. Böyle bir cesaret nasıl ona geçti bilmiyordu ama yapmıştı. Bir süre sonra mionede ona karşılık verdi ve ayrıldılar.

-herm ben..

-konuşma. Konuşarak bunu mahvetme. Tekrarlanmayacağını ve beni yeniden görmek istemeyeceğini biliyorum sadece mutlu bir anı olmasına izin ver.

Kız yerinden kalktı ve gitti. Tom hiç bir şey anlamamıştı. Kızın arkasından gitmek için kalktığında ise kapıda ona sırıtarak bakan potter'ı gördü.

Sizce neler oluyor? Tahmin varmı? Yorum olarak atın merak ettim. Yorum sayısı artsın artık :)

DARK BLOODEWhere stories live. Discover now