Bölüm 5- Utangaç Gülümseme

2.8K 249 54
                                    

5

Jongin'in bilinci yavaş yavaş geri geliyordu. Titrek bir nefes almadan önce parmağını hareket ettirdi. Göğsündeki sancı durmuştu ama Jongin tüm enerjisinin vücudundan çekildiğini hissediyordu.

''Jongin-ah?'' Jongin dudaklarını açtı.

Anne?

Yavaşça gözlerini açtı, gözleri parlak ışık ile temas ettiğinde biraz irkildi. Bayan Kim ona bakıyordu. Gözleri endişe doluydu.

Jongin vücudunu biraz kaldırdı ama başına aniden ağrı girdi ve inledi.

''Fazla hareket etme.Sadece yatakta kal.'' Bayan Kim dedi.

Jongin annesinin sesindeki endişeyi duyunca daha fazla mutlu olamazdı. Jongin tekrar başını yastığa koydu ve içini çekti.

"Ne oldu sana?" Bayan Kim usulca sordu. ''Merdivenlerden nasıl aşağı düşebildin?''

Jongin hemen cevap vermedi. Sadece göğsünün patladığını hissetti ve vücudunu öylece bıraktı.

''Jongin-ah?"  

''-ah,evet..'' Jongin şaşkındı. "Ben... bilmiyorum... Belki de sadece uykusuzumdur." Bayan Kim ona şüpheli gözlerle baktı.

Uyku eksikliği?  

Güzel kadın tekrar konuşmak için ağzını açmak üzereydi, o anda Jongin odasının kapısının açıldığını duydu. 

"Anne? -ah, Jongin! Uyandın mı?"

İkizinin odasına girdiğini görünce Jongin dudaklarını birbirine bastırdı. Elinde bir plastik vardı.

''Bunu aldım anne.'' Bayan Kim başını salladı ve kafasını tekrar Jongin'e çevirdi. 

"Ne yemek istersin? Bir şeyler ye ve vitamin iç ." Jongin gözlerini kırpıştırdı.

''Hiçbir şey...'' Bayan Kim ve Taemin bir süre ona baktı, zayıf sesini fark etmişlerdi.

"Yulaf lapası yapacağım." Bayan Kim kalktı ve Jongin'in odasına çıktı.  

Taemin daha önce annesinin oturduğu sandalyeye oturdu. Taemin ikizinin solgun yüzüne bir süre dik dik baktı.  "Daha iyi hissediyor musun?"

Jongin yavaşça başını salladı. En azından göğsü tekrardan ağrımıyordu.

''Hasta mı hissediyorsun? Neden birden bayıldın?"

Jongin omuzlarını kaldırdı. "Ben... bilmiyorum..." Taemin içini çekti. Jongin aşağı baktı ve battaniyesi ile oynadı, Taemin'e hiç bakmadı.

Taemin çok güzeldi ve ona bakmak pahalı bir aynaya bakmak gibiydi. Çok benziyorlardı ama Jongin kırık olandı.

"Jongin-ah." Jongin adını duyunca başını kaldırdı ve hemen Taemin'in üzgün gözleriyle bir araya geldi.

"Bana hala kızgın mısın?"

Jongin gözlerini kırpıştırdı ve başını salladı. "Hayır. Neden olayım?"  

''Zico hyung ile olan ilişkimi gördün,yani...Ondan hoşlandığını bilmiyordum. B-bana söylemeliydin. Eğer bilseydi-''

''Sorun değil.'' Jongin fısıldadı ve gözlerini kaçırarak battaniyeyi sıkıca tuttu.  ''Nasıl olsa bana döndüğünde onu kabul etmediğin gibi değildi.'' Taemin Jongin'in sesindeki acıyı duyunca irkildi.

''B-ben gerçekten özür dilerim Jongin-ah! Lütfen! Neredeyse 1 aydır konuşmadık.'' Jongin dudağını ısırırken içini çekti, ani yoğun duygularını tutmak zorundaydı. Taemin'e, gizli lise aşkını çaldığı için kızgın değildi. Böyle güzel bir görünüm ve parlak konuma sahip olduğu için Taemin'i kıskanmıyordu. Ama en çok kendisine sinirliydi. Yeryüzünde yaşayan ne kadar zavallı bir insan olduğu için. Gurur duyacak bir şeyi yok. İyi görünümlü biri değil, ne yetenekli ne de sevimli. Jongin işe yaramaz hissediyordu ve Taemin'e bakmak veya konuşmak onu daha değersiz hissetmesini sağlıyordu.

Ugly TwinsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin