Bölüm 45 - Mektup

791 64 15
                                    

45

Sehun, alnını soğuk duvara bastırırken inledi. Gözlerini kapadı ve derin bir iç çekti. Çok perişan hissediyordu. Stres beynini doldurmuştu, bir saniye bile dinlenebileceği yeri boşa harcamıştı.

Keskin gözlerini yanındaki kapalı kapıya dikti. Jongin'in hasta odasıydı. Jongin, tüm gün boyunca kendini oraya kilitlemişti. Donörünün kim olduğunu duyduğu için, ameliyat olmayı reddetmişti. Ailesinin hiçbir sözünü dinlemek istemiyordu. Kimseyle görüşmek de istemiyordu. Kendini odaya kitlemişti, cansız bir şekilde yatağında oturuyordu.

Güzel bir hemşire elinde yemek olan tepsiyle geldi ve Sehun'un yanında durdu.

''Hala kahvaltısını yemedi mi?''

Sehun, hemşire Jiyeon'a baktı, başını halsiz bir şekilde salladı.

Jiyeon odanın içine bir göz attı ve iç çekti. ''Onu aşıyla besleyeceğim.''

Sehun gözlerini tekrar kapattı, öfkenin içinde kaynadığını hissetti. Daha fazla iğne getirmeye giden Jiyeon'u görmezden geldi.

Jongin gerçekten de kendi sağlığıyla oynuyordu. Öğünleri böyle atlamanın iyi olmadığını bilmiyor muydu? Sehun şimdi aşırı endişeliydi. Sonunda ayağa kalktı ve odanın tokmağını çevirdi. Tam içeriye girmek üzereyken, Jongin'in boğuk sesi onu durdurdu.

''Sehun?''

Sehun yutkundu.

''Eğer yine ameliyatı konuşmak için buradaysan, cevabım hayır. Myungsoo'nun kalbi ile olan ameliyatı kabul etmeyeceğim.'' Jongin soğuk bir şekilde dedi.

''Jongin-ah...'' Bunu duyduğunda Sehun neredeyse ağlayacaktı. ''Sadece-,''

''Hayır.'' Jongin sert bir biçimde dedi.

''Jongin, lütfen?''

''Hayır.''

''Jongin!''

''Hayır!''

Son bağırışla birlikte, Sehun durdu. Daha fazla tartışmak istemiyordu.

''Tamam. Ama en azından yemek yiyemez misin? Sabahtan beri bir şey yemedin.''

''Hiç iştahım yok.'' Jongin dedi.

''Jongin-ah, lütfen böyle olma.''

''...''

Sehun iç çekti ve ağrıyan şakaklarına masaj yaptı. ''Tüm aileni endişelendiriyorsun.''

Jongin'den hala bir cevap yoktu.

''Eğer yemeğini yersen, dırdır etmeyeceğim.''

Jongin yine hareket etmedi.

''Seni besleyeceğim.'' Sehun dedi ve Jongin'i daha iyi görebilmek için yaklaştı. ''Tamam mı?''

Jongin yine cevap vermedi. Yüzü hüzünlüydü ve gözlerini camda tutuyordu, dışarıda yağan karı izliyordu.

Sehun oturdu ve kaşığı aldı. Bir kaşık yulaf lapası aldı ve Jongin'in ağzına yaklaştırdı.

''Jongin, aaaa....'' Sehun kibarca söyledi.

Jongin ağzını açmadı, Sehun'un sözlerini görmezden geldi.

''Jongin-ah, lütfen. Lütfen ağzını aç.'' Sehun yalvardı, kaşığı hala Jongin'in dudaklarının yakınında tutuyordu.

Jongin başını yavaşça salladı. ''İştahım yok...''

Ugly TwinsWhere stories live. Discover now