Bölüm 32-Karar

2.2K 163 33
                                    

32


Sunggyu, küçük kardeşinin odasına aceleyle koştu. Ofisinde biraz daha kalması gerekiyordu ve bu nedenle kardeşiyle buluşmak için geç kalmıştı.

Myungsoo gözleri kapalı bir şekilde yatağında oturuyordu.Yatağının yanında bulunan pencere açıktı ve güneş ışığı içeri doğru süzülüyordu. Myungsoo, ışığın ona doğru gelmesine izin veriyordu.

"Myungsoo!" Nefes almaya çalışırken Sunggyu seslendi. "Üzgünüm!Toplantı çılgındı!''

Myungsoo başını Sunggyu'ya çevirdi ve sonra geniş bir şekilde gülümsedi. "Endişelenme, hyung! Ben iyiyim."

Myungsoo, hyungunun karışık halini görünce kıkırdadı.

''Aigoo...Sana bir bak, hyung! Korkunç görünüyorsun! Saçlarını biraz düzelt! Tsk tsk tsk..."

Sunggyu saçlarını parmaklarıyla düzeltirken bir nefes verdi. ''Geç kaldığım için bana kızacaksın, değil mi?''

"Ne olursa olsun kızamam." Myungsoo başını iki yana salladı. "Sana bu kadar yük olmuşken,daha fazlasını nasıl isterim?''

Sunggyu hareketi durdurdu ve dondu. "Sen bir yük değilsin, Myungsoo."

Myungsoo üzücü bir gülümseme bıraktı ve iki omzunu kaldırdı. "Yemek yedin mi hyung?"

''Şey..." Sunggyu dudaklarını yaladı. "Sonra yiyeceğim."

Myungsoo Sunggyu'nun kendisine doğru geldiğini ve oturduğunu izledi.

"Myungsoo-ah," dedi Sunggyu yumuşak bir sesle. "Bana hiç yük olmadın.Sen benim tek kardeşimsin ve ben seni sonsuza dek yanımda tutmak için en zoru deneyeceğim."

Myungsoo bir süre hyunguna baktı. Gerçekten acı bir kahkaha atmak ve 'sonsuza kadar' kelimesinin imkansız olduğunu söylemek istedi ama başka bir şekilde gülümsemeye karar verdi.

"Teşekkür ederim hyung, üzgünüm."

Sunggyu başını salladı ve Myungsoo'yu hafifçe kendine çekti. ''Küçük şeyler için endişelenmeyi bırak. Yeteri kadar dinlenmelisin. Tamam mı?''

"Bu sabah," Myungsoo birden ağzını açtı. "5 dakikalığına görüşümü kaybettim."

Sunggyu bunu duyunca gözlerini genişletti.

''Ama tekrar kazandım. Çok karanlıktı ve hiçbir şey göremedim.Kafamı nereye çevirdiğimin ya da gözlerimi ne kadar açtığımın bir önemi yoktu...Bir şey göremedim...''

Sunggyu,kardeşinin kucağında titrediğini hissetti. Titreşimi kalbinde acı bir şekilde hissediyordu.

''Kör olmak böyle mi hissettiriyor?Çünkü çok korkutucu,hyung. Her şey karanlık. Sadece sesleri duyuyorum.Ben...Ben korktum,hyung. Bir günümü görmeden geçireceğimi sandım.Ben-...'' Myungsoo, omuzlarının Sunggyu tarafından sıkıldığını hissettiğinde durdu.

"Dur, Myung... Dur..." Sunggyu zayıfça fısıldadı. "Bir süreliğine kaybettin.Geçici olmayacak.Sana söz veriyorum."

Myungsoo üzgünce iç çekti.Kardeşinin sadece onu rahatlatmaya çalıştığını biliyordu.Myungsoo bunu yavaş yavaş biliyordu,tüm hislerini kaybedecekti.Görme,dokunma,tatma,ses,yürüme...Myungsoo yavaşça özürlü bir kişi haline gelecekti.

Sunggyu kardeşini kendisinden uzaklaştırdı.

''Buradaki çiçekleri değiştireceğim.''

Myungsoo kardeşinin yürüdüğünü izledi.

Ugly TwinsWhere stories live. Discover now