hi, freak

9K 1K 130
                                    


:")

"Peki, daha fazla ısrar etmemin bir anlamı olduğunu sanmıyorum."

"Ama en azından şu bereyi tak."

"Birde kuyruğunu pantolonunun içine sokmayı deneyebilirsin."

"Tamam Jimin."

"Tamam Jimin'miş."

Siyahlı, elindeki kulaklı bereyi usulca grilinin başına yerleştirmiş, ve bir süre veda edercesine gözlerine bakmıştı.

Kötü hissediyordu.

Evet, Suga artık dört ayaklı pofuduk bir kedi değildi ama yinede gitmesini istememişti işte.

Salak bakışmanın ardından Jimin, parmaklarını bereden arsızca çıkmış gri tutamlardan çekip devam etmişti.

"İyi şanslar."

"Eğer... İhtiyacın olursa bir yere gitmiyorum. Senin aksine."

"Laf sokmayı ne zaman keseceksin?"

"Son bir kez sarılırsan kesebilirim sanırım."

"Vedaları sevmediğimi söylemiştim."

"Bende birilerinin hayatımdan çıkıp gitmesini sevmiyorum ama şartlar."

Kulaklı, bıkkınlıkla gözüne giren tutamlara üflemiş ve içten içe ayrılmak istemediği bedene usulca yaklaşıp kollarını tatliş bele dolamıştı.

Aylar geçmiş gibi hissettiren bir kaç dakika öyle kaldılar.

Yoongi'nin yüzü, kısa olmasından mütevellit siyahlının boynuna denk gelmiş ve çıplak tenine çarpan sıcak nefesler Jimin'i küçük çaplı bir şoka uğratmıştı.

İşlerin iyiye gitmediğini idrak ettiklerinden hızla birbirlerinden ayrılmışlardı ve Suga evden çıkıp gitmişti.

"Sanırım, Jimin havaların soğuyacağını söylerken yalan atmıyordu." Diye yakındı grili.

İşte tam şuan, ponçik tüylerini geri istiyordu.

Ya da istediği tek şey Jimin'in yanına dönmekte olabilirdi.

Diliyle, sivri dişlerinde bir kaç tur atıp boş bir banka yerleşti.

Ne yapacağını düşünmesi gerekiyordu.

Başını tepesindeki karanlığa kaldırmış mırıldanırken burnuna dolan tanıdık koku yüzünü buruşturmasına sebep olmuştu.

"Jeon Jungkook."

Diye tısladı dişlerinin arasından.

"Ah, bakın burada kimler varmış."

"Selam, ucube."

Meow,idiot • YoonminWhere stories live. Discover now