Meow,idiot • Yoonmin

my youth is yours

*

Jimin, kulaklının konuşacak olmasını umursamadan adımlarını hızlandırmış ve kollarını narin bele dolayıp yüzünü grilinin boyun girintisine konumlandırmıştı.

''J..Jimin?''

''Şşş, sessiz ol. Her şeyi biliyorum.''

Yoongi, tuttuğu nefesi usulca dışarı verirken gözlerini kapatmış ve yüzünü sahibinin saçlarına sürtmüştü.

"Lanet olsun, çok korktum."

"O piçin sana bir şey yapmış olması ihtimalinden çok korktum."

"Yapmadı kedicik, iyiyim."

"İyiyiz."

"Ve inan bir daha ikimizide rahatsız edemeyecek."

Grili, kocaman gülümsemiş ve sivri dişlerinin ortaya çıkmasına izin vermişti.

"Gıdıklanıyorum, Jimin."

"Banane, bende gıdıklanıyorum. Ama bırakmayacağım."

Yoongi, istemsizce mırıldamaya devam ederken karşısındaki bedenin siyah tutamlarıyla oynuyordu.

Bir kaç dakika daha süren ağır duygu yüklü sarılma, Jimin'in kollarını gevşetmesiyle son bulmuştu.

"Seni aramaya geliyordum biliyor musun?"

"Nerde olduğumu biliyor muydun?"

"Ihm... Hayır, iç güdülerime güvenecektim."

"Sahi, ne yaptın bu kadar zaman?"

"Boşver onu."

"Sen, cidden beni mi arayacaktın?"

"Evet."

"Endişelendim, Yoongi."

"Çok fazla."

"Özlememinde payı var tabii."

Siyah saçlı kıkırdayıp başını eğmiş ve parmaklarıyla oynamaya başlamıştı.

O sırada çenesinde dolanan dokunuşlarla tüm vücudunun titrediğini hissetmişti kısa boylu olan.

Başı, reflekslerinden bağımsız bir şekilde yukarı kalkarken görüş hizasına giren ilk şey kedisinin hafif hüzünlü bakan gözleri olmuştu.

"Ben... Teşekkür ederim."

"Ne olursa olsun, benim adıma çabaladığın için."

"Ve şimdi, telafi etmem gereken bir  öpücük var sanırım."

Birbirine giren duygular eşliğinde dudakları birleşmeden, rüzgara karışan tek cümle bu olmuştu.

•
sıkıldınız mı?