DETAY-19

1.4K 46 7
                                    

SEZON FİNALİ

Nazlı

"Ya napiyim işte evdeyim bende, oturuyorum" dedim elimdeki kahve ile salona geçerken telefondaki Seline.

"Bende şimdi Aliyleyim. Sahile iniyoruz" dedi o da neşeli sesiyle.

"Mutlu ol yeter benim için" dedim bende sanki beni gorebilecekmis gibi tebessüm ederken.

"Benim içinde sen mutlu ol o zaman. Çünkü ben şuan çok mutluyum" dedi yine o güzel sesiyle gülerken.

"He bu arada Ali nin selami var"

"Sende ona selam söyle canim. Hadi, görüşürüz"

"Görüşürüz"
Diyerek telefonu kapattı. Bende koltuga telefonu attıktan sonra kendimide attim. Elimdeki kahveden bir yudum alıp elime televizyon kumandasini aldim ve kanallarda gezinmeye basladim.

Savaş

"Buldun mu?" Dedim bilgisayar başındaki Can'a. Okulda en iyi bilgisayardan anlayan kişi olarak onu göstermişlerdi ve benden onun yanina gelmiştim. O müdür denen herifin evini öğrenmek zorundaydım çünkü.

"Buldum" dediğinde hemen elime kağıt ve kalem aldim.

"Söyle"

Bana adresi söyledi ve bende hızla not aldim.

"Sağol" dedim omzuna destek olur gibi vurarak ve hemen ayaklanip ordan uzaklaştım.

Nazlı

Elimdeki havluyla saçlarımı kurularken odama geçiş yaptim. Soğuk bir duş kasiklarima iyi gelmişti. En azından ağrım hafiflemisti. Yatağının üstüne oturup fön makinesi prize taktım. Tam calistiracakken çalan telefonumun sesiyle bu islevim engellenmiş oldu. Kalkıp telefona baktigimda ise bir goruntu gönderilmişti ve bu Savaştan idi.

Savaş

Kapiyi kirarcasina caldigimda bir hizmetli acti kapiyi.

"Buyrun beyfendi?"
Dedi o kadar gürültüye rağmen sakin bir şekilde.

"Levent bey nerde?"

"Içerde efendim"

"Iyi" Diyerek onu gectim ve salona girdim buyük adımlar atarak.

"Levennnt" dedim isminin üzerine baskı yaparak. Oturduğu koltukta arkasını döndü. Sonra kaşlarını çattı ve ayaklanarak karşıma geçti. Tam agzini açıp konusacakken ondan önce davrandım.

"Nazlı ile alıp veremedigin ne?!"
Anında o ifadesi değişti ve yerini başka bisey aldı. Cevap verip konuşmak yerine susmayı seçti.

"CEVAP VER!!" Diye kukredigimde ise kendinden emin ve ciddi bakışlarını bana yolladı.

"Sana ne" dedi kısa bir cevapla.

"Nazlidan ne istiyorsun?!!"

"Bu aramızda delikanlı. Bu işi kurcalama"

"Nazliya onu sen yaptın di mi lan!! Onu sen vurdun!"
Dedigime gözleri şaşkınlıkla açılırken onun yapmadığını sandım bi an.

"Nazlı vuruldu mu?" Dedi agzi şaşkınlıkla acikken.

"Bunu bilmemen ne tuhaf. Kendin yaptın sonuçta!"

"Benim böyle bir olay olduğundan haberim bile yok!"
Gözlerindeki gerçekliği görünce aklımın 2 kat karışmış olması benim için daha da fenaydi.

"Peki Nazli ile alıp veremedigin ne var?"

"Bak bunu kurcalama demiştim sana"

"Söyle!!!"

"O bir katil!"

Ani bir itiraf ile afallamistim. Ne katili be?

"Yalan söyleme!"

"Sence yalan söylüyor gibi mi duruyorum?"

Sinirle yumruk şeklindeki elimi onun yüzü ile burusturdum. Beklemediği için dengesini sağlayamadı. Neredeyse yeri boyluyacakti ama ayakta durmak için direndi. Sol elini patlayan dudagina götürdü. Sonra toparlandı ama bana karsilik vermedi. Arka tarafa kaş göz hareketi yaptığı anda ise basimdaki o darbe çok canımı yakmisti.



Yazardan

Nazlı hala o mesaja bakıyordu. Hareket etmiyordu. Ya da bir tepki vermiyordu. Donakalmisti adeta. Savaş ona böyle biseyi nasıl yapardı? Hele de ona boyls biseyi nasıl gönderirdi?...

"Allah belani versin senin"
Dedi Nazli güçsüz sesiyle hala fotoğrafı incelerken. Sonra dolan gözlerinden yaşları akmaya başladı.

"Nasıl yaparsın bunu bana?!"
Dedi bu seferde sinirle ayağa kalkıp telefonu yatağa firlarirken.

"Nasıl?!!!!"


















Arkadaşlar artık yaz geldi ve yeni sezon kitapları ile karşınıza cikicam. Yani 2.sezonda görüşmek üzere...

DETAYWhere stories live. Discover now