Ona yalvarmak istemiyordum. Gözlerimi kapattım ve dudaklarimi tüm gücümle isirdim. O acı çeken sesi duymak bana ölümden bile ağır geliyordu artık. Her gün... Buraya, bu hayvanların eline düştüğümüz günden beri bu sesi duymak, Kahrediyordu beni. Kurtulmaktan ziyade onu kurtarmak istiyordum çünkü onun böyle acı çekmesine dayanamıyordum.
"Söyle hadi!"
Bağlı olan ellerimi yumruk haline getirip tirnaklarimi avuçlarima geçirdim. Tahminimce az sonra kanayacakti. Tıpkı isirmaktan helak ettiğim dudaklarim gibi.
Gözlerimi daha fazla sıktım. Bunları yaşamak istemiyordum. Hayatım bir anda ben bile neler olduğunu, ne yaşadığımı bilemeden değişmişti. Ama pes etmeyecektim. Ona bu zevki tattırmayacaktım.
Fakat...işin diğer ucunda Ali vardı. Onun böyle olması bana daha fazla acı veriyordu. Zaten bunu kasıtlı olarak yapıyordu alçak herif!
"Söyle!!"
Onun sesi depoda yankı yaptıktan sonra Ali'nin acı dolu çığlığı tekrar duyuldu. Ağlamaya başladım. Onun sesini-acı çekmesini-duymak istemiyordum daha fazla!
"Hadi,"
Dedi ardından yine tıslayarak. Başımı iki yana salladim. Bunun üzerine Ali'nin çığlığı yine doldurdu odayı.
Yapma Nazlı. Teslim olma bu serefsize!
Diyerek, bas bas bağırıyordu iç sesim. Ama dayanacak gücüm kalmamıştı. Ali için yapmaliydim bunu. En azından kurtulurdu, bir süre...
"Tamam!"
Gözlerimi açtım yavaşça. Gozyaslarim yüzünden doğru düzgün goremiyordum.
"Nazlı sakın!"
Diye bağırarak karşı çıkmaya çalıştı, Ali.
"Sen sus!"
Diyerek bağırdı ve tekrar elindeki çubuğu göğsüne bastırdı. Gözlerimi kapattım anında ve tekrardan çığlıklar doldurdu depoyu.
"Söyle,"
Dedi tıslayarak. Gözlerimi açtım ve sertçe yutkundum.
"Yapma, Nazlı!"
"Götürün şunu!"
Dedi adamlarına bakarak. Ardından iki tane adam Ali'nin sandalyede bağlı olan el ve ayaklarını çözdü, kollarından tutarak götürdüler.
"Zarar verme artık ona!"
Dedim kendimi küçük düşürmeden, cesurca.
"Bu sana bağlı küçük kız"
Derin nefesler alıp vermeye başladım.
"Ne istiyorsun artık benden ya?! Bırak peşimi artık! Hem senin derdin benimle, çevremden uzak dur!"
"Sana daha önce de söylemiştim,"
(Detay, bölümü. Hatırlayanlar?)
"Acı çekerek öldüreceğim seni"
Bu adama yalvarmak hayatımda yapacağım en son şey bile değildi. Direnmem gerekti. Bunu Selin'e yapamazdım.
"Bilmiyorum,"
Dedim ona bakmadan. Aniden eliyle çenemi tuttu ve ona bakmamı sağladı.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?!"
"Belki de"
Yüzüme indirdiği sert tokat üzerine, benim ısararak kanatamadığım dudağımı kanatmayi başarmıştı.
"Tebrikler"
Dedim ve dudağımı dilimle hafifçe yaladim.
Hızla saçlarımı kavradı ve geriye doğru çekti. Bana iyice yaklasti.
"Zorlama,"
Dedi iğrenç imasıyla. Fakat pes etmeyecektim ona karşı. Sevdiklerime zarar vermediği sürece bir sorun yoktu benim için.
"Boşuna dil döküyorsun"
Dedim gözlerimi devirerek.
