5.bölüm

102 14 0
                                    

Teneffüs zili çaldığında nihal'e kantine gidelim mi? dedim. Kabul etmedi. Kesin şu yeni çocuk yüzündendi. Bunda benim bir suçum olmadığını kendiside biliyordu. Ama hanımefendi trip atma kraliçesi olduğu için beni süründürmeyi tercih ediyordu.

Hem şu kuzey denen çocuğun neden böyle davrandığını da anlamadım. Benimle tanışmak için bütün sınıf'ın önünde sırama mı? gelmesi gerekiyordu. Bu ukala tavrı yüzünden nihal hanım'ın en az bir hafta tribini çekmek zorundayım.  Sanki ben kuzey gel, tanışalım dedim.

Kantinden iki tost ve çikolata aldıktan sonra sınıfa gittim. Sınıf'ın kapısının önünde yine şu tuhaf kızı gördüm. Hani şu utangaç olan o günden sonra onunla hiç konuşmadığımı farkettim.

Ama daha sonra da konuşabilirdim. Şu an tribini çekmek zorunda olduğum bir arkadaşım var. Nihal 'in sırada oturduğunu görünce hemen yanına oturdum. Elimdeki tostlardan birini ona uzattım.

"Al sana da tost aldım. Birde en sevdiğin çikolatadan tabi" nihal oturduğu yerden bana arkasını dönünce "hadi ama nihal çocuk musun? allah aşkına ben mi? çocuğa gel yanıma dedim" nihal beni duymamazlıktan gelince onun en gıcık olduğu şeyi yapmaya karar verdim.

" yapma masal gıdıklama dur masal diyorum bırak ha ha"
"affettim demezsen bırakmam" dedim nihali gıdıklamaya devam ederken "tamam bırak affettim tamam" deyince gıdıklamayı bırakıp tekrar elimdekileri uzattım nihal bana kötü bakışlarından yollarken ben sadece omuz silktim.

Bu gıdıklama bazen çok işe yarıyordu. Nihal gibi inatçı birini bile yola getirebildiğine göre nihal'le beraber elimizdekileri yerken sınıfa kuzey denen çocuk girdi. Bu çocukla bir daha konuşursam. Nihal beni öldürürdü.

Görmemezlikten gelmek en iyisiydi. Ama kuzey sürekli bana bakarken bunu başarabilir miydim bilmiyorum. Sürekli bakışlarını üzerimde hissedince kafamı çevirip göz ucuyla bakayım dedim.

Ama kafamı çevirmemle onunla gözgöze geldim. Hemen kafamı çevirip nihale baktım. Çikolatasını yiyordu. "Eee iyi miyiz? Artık" dedim. Biraz düşünürmüş gibi yaptı. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi sinsi sinsi gülünce "bu bakışı biliyorum ben asla olmaz" dedim.

"Daha ne istediğimi duymadın bile"
"Duymak istemiyorum nihal kesin yine beni kızdırak bir şey söyleyeceksin" "pek kızacağın bir şey değil aslında "
"Ne var nihal söyle tamam" deyince bana bakıp gülmeye başladı.

Ben onun bu haline şaşkın şaşkın bakarken gülmeyi kesti ve elimi tuttu. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken
"Masal çok tatlısın biliyorsun değil mi?"
"Nihal ne diyorsun ya" dedim omuzlarımı düşürürken

"Masal sen nasıl bir şeysin? kızım ya senin yüreğin kimsede yok biliyorsun değil mi? Sen yanlış birşey yapmadığın halde tribimi çekiyorsun. Ben sen benimle ilgilen diye iki saattir numara yapıyordum. Yoksa sana kızdığım falan yok güzel kızsın. İsteyen sana bakar ayrıca"

Şaşkın bir şekilde nihal'e bakıp" ne yani numaramı yaptın bana kızgın değil misin?" Dediğimde  Nihal başını olumlu bir şekilde sallayınca koluna bir tane geçirdim.

"Sen benimle iki saattir oynuyorsun yani öyle mi? sen görürsün şimdi numara yapmayı" dedim ve nihali tekrar gıdıklamaya başladım. Nihal bu kez elimden kolay kurtulamayacaktı...

Okul çıkışı ben ve nihal kapının önünde halit amcanın şöförü mehmet ağabeyi gördük. Yanına gidip selam verdikten sonra tam gidecekken mehmet ağabey'in birşey söyleyeceğini farkedip durdum.

Halit amca bizi yemeğe davet etmişti. Gitmek istemiyordum. Eğer gidersem, mert' le karşılaşacaktım. Ama annem'in orda olduğunu öğrenince mecbur arabaya bindim.

SEN SEVDA MISIN#wattys2016Where stories live. Discover now